ALANYA'DAN
, Alanya Ticaret Odası (ALTSO) başkanı liderliğindeki bir heyet Turizm Bakanı Nabi Avcı’yı ziyaret etti. Bakan Avcı’ya, turizmdeki krizden bölge halkının zarar görmemesi için alınması gereken önlemler konusundaki istekler belirtildi.
Alanya turizminin üç ana bileşeni ALTİD, ALTAV ve TÜRSAB’ın başkanlar düzeyinde temsil edilmediği heyette, AKP’ye yakınlığı olan turizmciler dikkat çekti. İsteklerin yerine getirilmesinde iktidar partisi yakınlığı çok önemliydi. Ama Bakan Avcı’nın bir ay önce, genel bütçenin ancak binde 55’iyle çalışan bir bakanlık olduğundan yakınarak, elinden gelebileceklerin sınırlı olduğunu söylemesini unutuyorduk…
Tabii ki iş insanlarının, sektörün en tepesiyle ilişki kurması her türlü övgüye değerdir… Aynı şekilde, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Ukrayna’dan turist gelişinde kimlik belgesi ile giriş kolaylığı sağlama görüşmelerini de şükran duygularıyla karşılıyoruz… Şehrimiz ve ülkemizi bilinen olumsuz koşullarda dahi yurtdışındaki fuarlarda temsil edip, tanıtım çabalarında olanlara da minnet borçluyuz…
Telefonuyla eşsiz Alanya manzaralarını sosyal medyada paylaşıp, konukları Alanya’ya davet edenlere de… Uluslararası düzeyde spor organizasyonu yapıp, ülke tanıtımına katkı vermeye çalışanlara da…
Ammaaa… Bu arada merak da ediyoruz; Ankara’ya giden heyetten bir kişinin de çıkıp, krizin siyasi boyutu, yani Avrupalının neden gelmek istemediği konusundaki gerçekleri bakana aktarıp aktarmadığını… Yabancı tur operatörleri ile ikili görüşmelerinde, kendilerine fısıldananları içtenlikle bakana iletme cesaretini gösterip göstermediklerini…
Bakana en büyük iyiliği yapmayı denemişler midir? Yani siyasileri çevreleyen o kabuğu kırıp, krizin gerçek nedenini anlamalarını sağlayacak bilgileri o samimi ortamda dile getirebilmişler midir?
Bakan Çavuşoğlu’nun Ukrayna ile sağlanan anlaşmanın hemen sonrasında, “Sırada Rakka var!” diyerek savaş ajandası sunmasındaki yanlışlığı; İl başkan yardımcısının “ ‘Hayır’ çıkarsa iç savaş olur”; Başbakan yardımcısının “Terör ancak ‘evet’ ile biter” anonslarının günümüz dünyasında nasıl yankılanacağını söyleyebilmişler midir?
Avustralya merkezli Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün hazırladığı Küresel Barış Endeksi, Güvenlikli Ülkeler sıralaması yapıyor. Buradaki 163 ülkede arasından 145.'liğe inmişiz… Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün
2016
Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 9 basamak birden düşerek 176 ülke arasından 75.'liğe gerilemişiz… ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House’un Dünya Özgürlükler Raporu'nda yer alan 195 ülke arasında en çok gerileyen Türkiye olmuş…
2017 yılında yabancı tur operatörlerine verilecek uçak başı destek dün Resmi Gazete'de yayımlandı. Kimse, 2016 ödemelerinin Haziran’dan sonraki kısmının hâlâ yapılmadığını yazmıyor! Yalnızca bir acentenin 2015’de 185 bin, 2016’da 110 bin olan satışının, 2017’de 60 bin olarak kalacağı tahminini baz alıp, yorum yapmıyor.
Sezonun başlamasına bir ay kala, ABD’nin savaş planı gereğince baltalar elde naralar atan, terörü bir tehdit nesnesi olarak anons etmekten çekinmeyen ülkeye konukların gelmesini beklemek biraz safdillik oluyor. Gelmeme gerekçesini yalnızca terör değil ama “Ülkenin siyasi iklimi!” olarak gösteren Avrupalı, kendisine “Ey Batı!” diye seslenildiğinde, “Efendim” niyetine bir böyle yanıt veriyor. Ülkemize gelmiyor, bisiklet turumuza katılmıyor. Ama cezalanan yalnızca biz, halk (!) oluyoruz…