ÇOCUKLARI OBEZİTEYE İTEN DÖRTLÜ

1.KARBONHİDRATLARIN VE ŞEKERLİ BESİNLERİN AŞIRI TÜKETİMİ: Genel anlamda uzun süren gözlemler sonucunda ailelerin beslenmelerindeki değişimleri gösteren çalışmalara baktığımızda diyet yağının azalması ile birlikte ekmek, kahvaltılık...

1.KARBONHİDRATLARIN VE ŞEKERLİ BESİNLERİN AŞIRI TÜKETİMİ:
Genel anlamda uzun süren gözlemler sonucunda ailelerin beslenmelerindeki değişimleri gösteren çalışmalara baktığımızda diyet yağının azalması ile birlikte ekmek, kahvaltılık tahıllar, patates, şekerli içecekler, kekler ve bisküviler gibi rafine edilmiş besinlerin tüketiminin arttığı belirlenmiştir. Bu tür ürünlerin glisemik indeksleri yüksektir ve özellikle tokluk kan şekerini yükselterek iştahın daha da artmasında önemli rol oynarlar. Glisemik indeksi yüksek olan besin tüketimi, açlığı uyararak hormonal etkilerle çocuk ve ergenlerin aşırı yemesine neden olmaktadır.
2.SEBZE VE MEYVE TÜKETİMİNİ AZ OLMASI:
Meyve ve sebze tüketimi, çeşitli kanser türlerinin riskini azaltmasının yanı sıra, obezite riskini de azaltır. ABD’de çocukların çoğunun, bu konuda bir kampanya olmasına rağmen, günde 5 porsiyondan daha az sebze ve meyve tükettikleri belirlenmiştir. Sebze ve meyveler, enerji yoğunluklarının düşük ve posa içeriğinin fazla olması nedeniyle, doygunluk sağlayarak obeziteyi önlemelerinin yanı sıra, içerdikleri vitamin, mineraller ile antioksidanlar, flavonoidler ve fitoöstrojenlerden dolayı sağlıklı beslenmelerini de katkıda bulunarak çocukların, yetişkinlik dönemlerindeki sağlıklarını da olumlu yönde etkilerler. Bu yüzden çocuk ve gençlerin sebze ve meyve tüketimini arttırmaları sağlanmalıdır.

3.FAST FOOD TARZI YANLIŞ BESLENME ALIŞKANLIKLARI VE PORSİYON ÖLÇÜLERİNİN BÜYÜK OLMASI:
Günümüzde, gelişen besin endüstrisiyle, yaşam biçiminin değişmesine bağlı olarak, insanların gereksinim duyduğu, tüketime hazır ve/veya yarı hazır besinler üretmektedirler. Tüketime hazır ürünler, annenin çalışma hayatına girmesiyle birlikte, yemek hazırlamada kolaylık sağladığı için, öğünlerimiz de daha fazla yer almaya başlamıştır. Fast food tarzı besinler, reklâmların ve hediye edilen oyuncakların da yönlendirmesiyle, özellikle çocuklar ve gençlerin tercih ettiği besinler olmuş ve geleneksel yemeklerimizin yerini almıştır. Büyük bir şehirde oturmanın dezavantajı olarak karşımıza çıkan öğle yemeklerinin ev dışında yenilmesi zorunluluğu, çocuğumuzu ayaküstü atıştırmalara yöneltmiştir. Aralarda atıştırılan besinlerin kalori kalori ve yağ açısından yoğun olması, okul çevrelerinde gıda satışı yerlerde daha çok bu tür ürünlerin bulunması, çocukların kontrolsüz olarak aldıkları kaloriyi artırmaktadır. Öğle yemeklerini okulda yiyen çocuklarımızın menüleri düzenlenirken, çocukların isteği doğrultusunda hazırlandığı ileri sürülerek, sağlıksız olarak nitelendirdiğimiz, fast food tarzı besinlere ağırlık verilmesi, çocukların kilo almalarında etkili olmaktadır. Fast food tüketimi ile kilo alımı ve insülin direnci arasında kuvvetli pozitif bir ilişki olması, fast food tarzı besin tüketiminin, obezite ve tip 2 diyabet riskini artırdığını göstermektedir.

4.EV DIŞINDA YEMEK YEMEK VE BESİN ÇEVRESİNİN ETKİSİ:
Ev dışında yemek yeme, enerji alımının yüzde 7,6’sını oluşturur. Ev dışında yemek yemenin en popüler şekli fast fod tüketmektir. Modernleşmenin getirdiği yüksek enerji yoğunluğuna sahip olmasında dolayı fast food ve yemeye hazır besinlerin tüketimi, obeziteinin epidemisinden sorumlu tutulmaktadır. Ergenlerin yüzde 75’inin haftada 1 veya daha fazla fast food tükettiği rapor edilmiştir. Fast food tüketimi her iki cinste, bütün etnik gruplarda, ABD’nin her bölgesinde yaygındır. Fast food yiyen çocuklar, yemeyenlere göre, lezzetli olması ve büyük porsiyonları tercih etmeleri nedeniyle daha fazla enerji alarak yağ dokularının artmasına neden olurlar. Yine fast food yiyen çocukların enerji yoğunluğu yüksek besinleri, daha fazla total yağı, daha fazla karbonhidratı, şekeri ve şekerli içecekleri aldıkları, daha az posa, süt ve nişastalı olmayan sebze ve meyveyi tükettikleri belirlenmiştir.