ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a çağrı yapıyor “Suriye’yi terk et” diye. Bakar mısınız bu duruma, küstahlık dahi diyemiyorum. Esad’a bir de ahlaksız teklifte bulunuyorlar. Ailesi ve yakın adamları ile birlikte Rusya’ya sığınması durumunda her türlü güvence veriliyor.Şimdi adama sormazlar mı? Amerika nere, Suriye nere diye? Kıtalar ötesinden bir ülkenin seçilmiş devlet başkanına görevini bırakması ve ülkesini terk etmesi çağrısı alçakça isteniyor. Size ne, size ne Suriye’den veya başka bir Müslüman ülkeden. Üzerinize vazife mi? Bu durum kabul edilebilir bir durum değildir. Irak’a getirilen demokrasiyi görüyoruz. Libya’da Kaddafi sonrası olup bitenleri üzülerek izliyoruz. Aynı durumun Suriye’de olması durumunda neler olabileceğini kestirmek için kahin olmaya gerek yok. “Esad gitsin” diyenler insanlığa karşı suç işleyen ve vakit kaybetmeden Lahey Adalet Divanı’nda yargılanması gereken katillerdir.Şunu unutmayalım, Ortadoğu ve çevresinde olan her olay İsrail içindir. Bizdeki terör olaylarının da nedeni işte burada yatmaktadır. Yani bu bölgede olan her olay “Büyük İsrail ve Büyük Ermenistan” içindir. İkide bir İran’ın nükleer programının gündeme getirilmesi de bu yüzdendir. Pekala neden İsrail’in elindeki nükleer silahları hiç sorulmaz? Esad’ı diktatör ve halkına zulüm eder diye tanıtanlar neden İsrail’in Filistinlilere yaptıkları onca zalimliğe ses çıkarmazlar? Bu soruları çoğaltmak mümkündür. Ama amaç başkadır. Bölgede Esad’a gelinceye kadar daha nice zalim, diktatör ve devlet terörü uygulayanlar vardır. Her şeyden önce İsrail’in onca yıldır yaptıkları sorgulanmalıdır. Suudi rejimi ve diğerleri sorgulanmalıdır. Esad onların yanında en demokrat olanıdır. Ancak Esad onlar gibi kendi dümen suyunda olmadığı için bu duruma maruz kalmaktadır. Ayrıca İsrail için bunlar yapılmaktadır.Anlaşılması ve izah edilmesi çok güç olan bir durum ise bizim izlediğimiz Suriye politikasıdır. Kazandığımız ya da kazanacağımız hiçbir şey olmamasını bile bile neden bu yanlışları yaparız? Neden hep ayağımıza kurşun sıkarız? Kaybeden ve kaybedecek olan biziz. İnsanlık adına ve ülkemizin milli menfaatleri adına çıkarımız çapulculara destek olmak değil, Suriye’nin yanında yer almaktır. Evet, Esad diktatör olabilir ancak iyi niyet çerçevesi içerisinde bu durum kolaylıkla aşılabilirdi. Ancak sömürgeci katil sürüsü istedi diye bu mevcut kabul edilemez politika uygulanmaktadır. Oysa bu durumdan en fazla başı ağrıyacak olan yine biziz.Evet, bayan Clinton “Esad gitsin” diye küstahlık yapmış. Libya’da ordu içinde çok yandaş bulanlar, Suriye’de aynı ortamı yaratamadıkları için başka başka seçenekleri masaya yatırıyorlar. Bunun içerisinde bizim savaşa bulaştırılmamız seçeneği de mevcut olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Suriye’de olaylar istedikleri yönde gelişmedi.Şunu özellikle belirtelim ki, Suriye veya başka bir ülkede “devlet başkanı gitsin” veya “kalsın” demek hiç kimsenin haddine değildir. Hele hele elinde Müslümanların kanı olan katillerin hiç değildir.