Çizgisi olamayanların yolu dolambaçlı olur

İşiniz gereği bir kamu kurumuna gidersiniz veya siyasi bir partinin kapısını çalarsınız. Karşılaştığınız ilgi, yakınlık ve davranış hem sizin için hem de karşı taraf için çok önemli. Eğer sizi karşılayan kamu görevlisi asık bir surat, dil ucuyla ne işiniz vardı diyerek sizi karşılayıp geliş amacınızı sorarsa, belki yüzüne karşı bir şey söyleyemezsiniz ama içinizden suratsız kadın veya adam dersiniz. Kafanızda kurumla ilgili memnuniyetsizliğiniz oluşur. Bu durumun faturası da bilinç altı iktidar partisine kesilmesine sebep olur. Eğer karşılaştığınız kamu görevlisi sizi güler yüzlü karşılayıp buyurun, hoş geldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim derse hemen pozitif düşünür teşekkür edersiniz.
Şimdi iki kamu görevlisine de insan deniliyor.
Ama birisine insan diğerine insan gibi insan veya insan evladı deniliyor. Arada ki fark bu. İnsanlar büyüdükçe küçülmesini bilmeli. Bu siyasi hayatımızdan tutun, toplum hayatımıza kadar her yerde böyledir. Böyle de olmalı. İnsan gibi insan, adam gibi adam olamayanlar çok kısa dönemde yok olup giderler. Gitmeseler de bu kişileri kamu kurum ve kuruluşlarında tutmamak gerekiyor.
Eğer bu tür kişiler makam mevki sahibi bir siyasetçi ise de oralardan alaşağı etmek gerekiyor.
İnsanların davranış çizgisini bir yola benzetirler. Çizgisi olan insanların yolu büyük ve geniş olur, dümdüz gidermiş, kişiyi hedefine kısa sürede ulaştırırmış.
Çizgisi olmayanların yolu ise dolambaçlı olurmuş, keskin virajlı, inişli çıkışlı olurmuş, bu yüzden de, hedefe varmak zaman alırmış.
Halen bu kişiler, tali yollara sapanlar, bazen taşlı, topraklı, bazen de, batak ve çamurlu yollardan ilerlemek zorunda kalırmış.
Bazen de çıkmaz yola sapar, öyle bir noktaya gelir ki, kaybolur gidermiş insan.
Bu yüzden de insanın çizgisi belli olmalıdır. İnsanın bir hedefi olmalı, nerede, nasıl davranacağını bilmeli. Özellikle bu kişi kamu görevlisi ise insanlara nasıl davranacağını, nasıl konuşacağını çok iyi bilmelidir.
Yani kişinin bir hayat felsefesi, bir yaşam çizgisi olmalı.
Haddini ve görevini bilirsen herkes sana insan gibi insan der.
Doğru bildiğinden ve herkesçe kabul görmüş doğrulardan şaşmayacak. Eğer bir siyasetçi, bir kamu görevlisi isen herkes senin sözüne özüne güven duymalı.