Çevremizi temiz tutalım

Alanya Belediyesi her zamanki gibi atakta. İlkbaharın gelmesiyle park ve bahçelerde bakım çalışmaları yoğun bir tempoyla devam ediyor. Ağaçlar şekilli budanıyor. Çiçeklere bakım yapılıyor. Kimi çiçekler sökülüyor ve yerine yenileri...

Alanya Belediyesi her zamanki gibi atakta. İlkbaharın gelmesiyle park ve bahçelerde bakım çalışmaları yoğun bir tempoyla devam ediyor. Ağaçlar şekilli budanıyor. Çiçeklere bakım yapılıyor. Kimi çiçekler sökülüyor ve yerine yenileri dikiliyor. Güller budanıyor. Çocukların top atması sonucu yamru, yumru olan çöp kutuları değiştiriliyor. Koskoca insanların hangi fikir ve düşünceye hizmetse, bazı bankları söküp daha kuytu yerlere taşımaları garip. Bunu çocuk bile yapamaz. Bu durumlar insanı derin derin düşündürüyor. Neden öyle davranılıyor? Neden çok zarar verici olup da yapıcı olamıyoruz? Bir zamanlar iskeledeki parktan geçerdim. Hurma ağaçlarının yaprakları vardı. Şimdi bu ağaçlar boydan boya ayrılmış. Gerek içilen meşrubat ve yenen çerez kapları ağaçlara sıkıştırılmış. Oysa çöp kutuları 2 metre ötede. Halbuki biz çok çalışkan ve hareketli bir milletiz. Ayrıca halkımız evinde çok temizdir. Bazı beyefendi veya hanımefendiler de poşet ellerinde çocuklarının veya başkasının attığını toplar, poşete koyar ve çöp kutusuna atar. İşte ben böyle insana şapka çıkarıp, saygı duyarım. Bazı kişi köpeğinin yaptığı ihtiyacı toplar, poşete koyar ve çöpe atar. Bu örnek davranışı bizler de uygulamalıyız ki parklarımız temiz olsun. İşte insanlık budur ve bu milli görevimizdir. Parklar bizim içimizin açılıp nefes alacağımız yerlerdir ve çocuklarımızın oyun alanıdır. Çocuğunuzun gözünüzün önünde tehlike ve kazalardan uzak oyun oynaması demektir. Kaybolan veya kaza geçiren çocukları düşünün. Çocuklar temiz parklarda anne ve babalarıyla birlikte olup oynayınca güvende olur. Bu devirde bu çok önemli. Her gün haberleri dinleyip üzülüyoruz. Belediye işçileri herkes uyurken zifiri karanlıkta sabaha karşı çöpü alır, parkları süpürür. Etrafı da sık sık suyla yıkarlar. Bunun yanında caddeler de fırçayla temizleniyor. Üstelik el fırçalarıyla da ayrıca temizlik yapılıyor. Parkelerin arasına giren günebakan, kabak çekirdeği ve fıstık kabuğunu çubukla çıkaranları bile gördüm. Ekmek parası kazanmak kolay değil. Bu çalışanların hakkını ödeyemeyiz. Bunun için çöpümüzü yere değil, kendimizi sıkmadan canı gönülden ayağa kalkıp 3 adım ötedeki çöp kutusuna çöpümüzü atsak olmaz mı? Bir zaman bir hanımı kibarca uyarmıştık. Ondan yediği elma kabuğu ve çekirdek kabuklarını yere değil, çöpe atmasını istemiştik. Kendisi bize sinirlendi ve 'Size ne, ben belediyeye çöp vergisini ödüyorum. İşleri ne, temizlesinler!' demişti. Çok hazır cevapmış. Bunu daha evvel de bir park konulu köşe yazımda yazmıştım. Bu emeğe saygı göstermeyen hanımın sözlerini asla unutmadım ve bu yazımı noktalarken hayat akışımızda hizmetleri geçen belediye işçilerine toplumca borçlu olduğumuzu hatırlatmak isterim. Onların değerlerini bilelim. Hepinize sağlıklı, başarılı ve temiz bir hayat diliyorum.

BİR DE FIKRA

Yeni bir işitme aygıtı satın alan adam, arkadaşına kulağındaki aygıtını övüyordu:

- "Bu aygıt bir teknoloji harikasıdır. Havada sinek uçsa, kanadanın sesini bile duyabilirim bu aygıtla" dedi.

Sonra da ödediği paranın böylesine gelişmiş bir aygıt için az bile olduğunu söyledi.

Arkadaşı "Cihaza ne kadar ödedin?" diye sorunca, adam kolunu uzattı, saatine baktı ve "10'u çeyrek geçiyor" dedi.