16
Nisan'da yapılacak Anayasa Referandumu'nun, ülkenin kaderinin değişeceği milat olacağı söyleniyor.
Ne ilginçtir ki bunu hem "Evet" hem de "Hayır" cephesi aynı anda ama farklı gerekçelerle dile getiriyor.
"Evet" cephesi, sandıktan "Evet" çıkması halinde vesayet döneminin biteceğini, ülkeyi krize sokan koalisyon dönemlerinin tarihe karışacağını, bugüne dek "vatana ihanet" suçu dışında yargı önüne çıkmayan cumhurbaşkanına bile yargı yolunun açılacağını, böylece ülkenin kaderinin değişeceğini savunuyor.
"Hayır" cephesi ise sandıktan "Evet" çıkması halinde ülkenin 'Tek Adam'a teslim edileceğini, özgürlüklerin giderek kısıtlanacağını, Yasama, Yürütme ve Yargı'nın Tek Adam'ın eline geçmesiyle ülkenin bölünüp parçalanma sürecinin başlayacağını iddia ediyor.
AKP, MHP ve BBP'den oluşan "Evet" cephesini kessen, bu saatten sonra "Hayır" oyu verdiremezsin.
Keza; CHP, DSP, Vatan Partisi ve Saadet Partisi'nin oluşturduğu "Hayır" cephesi de kafasına silah dayasan mührü "Evet" oyuna basmaz.
Bu aşamada devreye "Kararsızlar" cephesi giriyor ki, 16 Nisan'da ülke genelinde 164 bin sandıkta seçime gidecek olan 55 milyon 336 bin 960 seçmen arasında kararsızların sayısal çoğunluğunun da azımsanmayacak oranda olduğu ifade ediliyor.
Alanya'da ise 552 sandık kurulacak ve 198 bin 565 seçmen oy kullanacak. Alanya merkezde 75 bin 855, kırsalda ise 122 bin 710 seçmen 16 Nisan'da sandık başına gidecek.
Alanya'daki kararsızların şu son 13 günde aklını çelme görevi siyasilere düşüyor ancak bazı kararsızlar var ki, amiyane tabirle iki arada bir derede kalmış durumdalar.
Örnekse, kendisini "Hayır" cephesine daha yakın gören ama henüz tam olarak karar veremediğini söyleyip isminin yazılmasını istemeyen bir okuyucum gibi.
Bana sosyal medya üzerinden gönderdiği mesajında diyor ki: "Hayır demeye daha yakınım ama (Alanyalı Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu faktörü aklımı çeliyor. 15 yıldır Alanya'ya kazandırdıkları ortada. Hele Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı olduğu 2010 yılından bu yana Kabine'de ve hükümette gücü daha da arttı ve Alanya'nın üzerine daha fazla düşer oldu. 'Hayır' demeye daha yakın olduğum halde sırf Çavuşoğlu'nun görevi devam etsin, Alanya'ya daha fazla hizmet ve proje gelsin/getirsin diye 'Evet' oyu vereceğim galiba."
Vatandaşın söyledikleri akla mantığa yatkın.
Çevremde böyle deyip böyle düşünenlerin sayısı da giderek artıyor.
Madem Çavuşoğlu öncesi yıllarca "Alanya il olamadı ama Ankara'ya el oldu" diye sızlandık, madem "Ankara'da bir koruyup kollayanımız olsa durumumuz farklı olurdu" diye başımızı taşlara vurduk, madem "Antalya lobisi hep önümüzü kesiyor" diye ağladık, o halde (şu an Kabine'de alternatifi olmayan) Çavuşoğlu'nun gücünün devamı için 'Evet' demeye hazır o kadar kararsız var ki!
Alanya özelinde "Çavuşoğlu için Evet" sloganı tutar mı,
bu slogan üzerinden şu son 13 günde yeni bir akım başlar mı?
Bekleyip göreceğiz.
***
ALKOD'UN GECESİ
1990'da kurulan Alanya Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği'nin (ALKOD) bu yıl 23.'sünü Doğanay Otel'de kurduğu "Alanya Sofrası" gecesiyle ilgili naçizane izlenimlerimdir, arz ederim.
1- Alanya Sevdalıları Derneği'nin (ALSEV) bir hafta önce Belediye Düğün Salonu'nda yaptığı faaliyetin daha başarılı olduğu ve Alanya Sofrası'nın alelacele yapılmış gibi bir hali olduğu ifade ediliyor.
2- Sunumlar başarılıydı ancak yeterli değildi, içi tam doldurulamadı. Örnekse, Alanya'daki ATV ve Kanal A'nın arşivlerinde 23 yıldır duran eski sofraların görüntüleri dev sinevizyonlara yansıtılabilir, bugüne dek emeği geçenler ve hayatını kaybeden isimler anılabilirdi.
3- Kadın ve çocukların da katılması geleneği bu yıl da değişmedi. Hal böyle olunca, eski Alanya Sofrası etkinliklerinin müstehcen fıkralı, bol argolu ve bol anasonlu günlerinin geri gelmesi için arka masalarda sık sık derin ahlar çekildi.
4- Bir Alanya Sofrası geleneği olan kasket takma, kuşak sarınma, siyah şalvar ve beyaz gömleğin altına körüklü çizme giyme ritüeline, başta protokol mensupları olmak üzere Alanya'nın pek çok tanınmış siması uymadı.
5- Referandum sürecinde olduğumuz için programa siyasiler toplu halde geldi, toplu halde gitti, daha gecenin asıl sanatçısı sahneye çıkmadan salonun 3'te 2'si boşaldı. Buna mukabil, programın lüzumsuz detaylarla uzaması nedeniyle konuklar sıkıldı, sahnede konuşmalar yapılırken izleyicilerin kendi aralarında sohbet etmesi nedeniyle uğultular salonda yankılandı.
6- Alanya Sofrası'nı Alanya Sofrası yapan adam olarak bilinen Haşim Yetkin'in gecede neden bulunmadığı ise tam olarak açıklanamadı.
Daha yazacak pek çok detay var, ama...
Uzun lafın kısası...
Nasıl ki ALKOD Alanya'nın gözbebeğiyse, Alanya Sofrası da kentin vazgeçilmez yerel markası oldu. Dolayısıyla bu markanın korunması da (isminde koruma kelimesi de olan) ALKOD'un görevidir.
Bu ve benzer gerekçelerle, bir sonraki Alanya Sofrası'nın daha özenli hazırlanmasını ümit ediyor, pek çok aksaklığa rağmen bu yıl ki sofranın vücut bulmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum.