Cam tavanların ötesinde: Kadın, erkek ve uyanmayan zihinler

Bu sefer eleştirimin yönü belli: Cinsiyetçi yaklaşımlar.

Yıl neredeyse 2026 olacak ama hâlâ “kadın şöyle olmalı, böyle olmamalı” diye konuşan bir grup var. Peki bu kadınlar ne yapsın? Tarzıyla, giyimiyle yargıladığınız; “çalışsın ama her işi de yapsın” diye robotlaştırdığınız kadınlar… Onlar artık akıllandı. Kendi ayakları üzerinde durmaya, toplumda ve iş yerlerinde görünmez cam tavanlara çarpmadan yükselmeye, emeklerinin karşılığını almaya çalışıyorlar.

Elbette hemen ardından gelecek o klasik cümle:

“E ama bazı kadınlar da şöyle yapıyor, böyle davranıyor…”
On parmağınızın hangisi birbirine aynı ki kadınlar da birbirinin kopyası olsun? Ayrıca o “bazı kadınlar” da emin olun, evlerindeki baba, abi ya da “el alem ne der” baskısının gölgesinde yaşıyor.

Gelelim erkeklere…

Biraz esprili olacak ama Seda ablamızın dediği gibi: “Nefret ederim uyuyan adamdan.”
Zaten önceki yazımda da söylemiştim: Uyuyup uyanarak yaşamayı, yaşam mı sanıyorsunuz? İşte tam da buradayız. “Anasının kuzusu, babasının paşası” erkekler aman yorulmasın, incinmesin, tırnağı kırılmasın! Hâlâ bu zihniyetin içindeyiz.
Kısa yoldan gelir elde etme çabası, ortamlarda boy gösterme merakı, “erkekliğin şanındandır ” diyen modern zaman cacıkları…
Ne yazık ki tablo bu.

Daha neler yazılır fakat

“Toplumda kadın olmak malumunuz sıkıntılı bir de el alem ne der yazdıklarıma? “
(Ne yazık ki ataerkinin kuralları beni bağlamıyor, ben buraya yazarken sizde ağlayarak günlüğünüze yazabilirsiniz ataerkil düşünceye sahip prenses ve paşalar.)


Şunu net söyleyebilirim: Bu kadar rahat eleştirip, kelimeleri sıralayabiliyorsam; hayatın kenarında değil merkezindeyim. “Erkek işi”

diye etiketlediğiniz işleri de yapabilecek güce, köpekler gibi çalışıp kraliçeler gibi kendimi yaşatacak iradeye sahibim. Çünkü başımı dik tutmamı, eğri yollardan bile dimdik geçmemi öğreten bir babanın muntazam yetiştirmesinden geliyorum.

Ve işte tam da bu yüzden inanıyorum:

Ataerkil düzeni değiştirecek olan şey; bir baba ile annenin çocuk yetiştirme sanatıdır.
Çünkü eşitlik, evde başlar. Uyanan ilk zihin, geleceği değiştirir.