Çabalarınız boşuna gündem sapmıyor

17 Aralık rezaleti sonrası çok çaba sarf edildi. Acaba ne yaparız da dikkatleri başka yerlere çekeriz de halk kasaları, kutuları, para sayma makinesini, milyonluk saatleri ya da 'Alo hayırlı cumalar, ne oldu bizim villalar” veya 'Bilo...

17 Aralık rezaleti sonrası çok çaba sarf edildi. Acaba ne yaparız da dikkatleri başka yerlere çekeriz de halk kasaları, kutuları, para sayma makinesini, milyonluk saatleri ya da “Alo hayırlı cumalar, ne oldu bizim villalar” veya “Bilo Ağa” vs. gibi sözleri konuşmaz diye el ele verip seferberlik başlatmışlar.
Gerçekler ayan beyan ortada iken nasıl unuttururuz mantığı ile hamle üstüne hamle yapılıyor. Son hamle aylar önce “Başörtülü bir bacımız ve bebeğinin geziciler tarafından linç edilmesi” yalanıdır. Orada iddia ettikleri gibi bir linç girişimi olsa idi lütfen o anne ve bebeği yaşıyor olabilir miydi? Üstelik bu anne ve bebeği yetmiş seksen kişilik bir grup tarafından linç edilmiş!. Oysa kamera görüntüleri böyle bir olayın olmadığını ispatlamaktadır. Var sayalım bu olay olmuş adama sormazlar mı “Beyim o zaman nerede idiniz de aylar sonra şimdi gündeme taşıyorsunuz?” Dedik ya olmayan olayın kamuoyuna taşınmasının zamanlaması manidar. Zatıalileri daha öncede camiye sığınan göstericilerin “Camide içki içtikleri” yalanını savurmuş. Cami imamı göstericilerin içki içmediklerini ifade etmesi üzerine zavallı imamın başına neler geldiğini, kaç defa sürgün edildiğini biliyoruz. Böyle devlet yönetimi olmaz.
Lütfen bu hırs ve öfkenin kaynağı nedir? Yani “Biz her şeyi yaparız, kimse bize karışamaz, hatta eleştiri dahi yapamaz mı demek istiyorsunuz?” Öfkenin kaynağı burada yatmaktadır. Asıl korkuları ise daha kamuoyunun bilmediği ama herkesin devamını beklediği bu olayların kamuoyuna sızdırılacağı korkusudur. Yandaş medya yazılı ve sözlü olarak teyakkuz durumdadır. Bir seferberlik başlatmışlar. Ama ne yaparsalar yapsınlar çabaları boşunadır, gündem sapmaz. Gündemi saptırmak için her yolu mubah görenler çırpındıkça batmaktadırlar. Zira gündem bir türlü sapmamaktadır.
NOT: Değerli okuyucularım, bir korkumu sizlerle paylaşmak istedim. Suriye’de meydana gelmeyen pek çok olay dünya kamuoyunu aldatmak için stüdyolarda olmuş gibi filmlere alınarak “El Cezire” televizyonunda yayınlandı. İnanınız çok korkuyorum. Tıpkı El Cezire’de yayınlandığı gibi olmayan hayali senaryolar filme alınarak kötü amaçlara alet edilebilir mi?
Onun için lütfen sağduyu diyorum.