Büyük olduğu kadar da küçük Alanya

Alanya tartışmasız, il ölçeğinde bir kent

Hemen her konuda, pek çok ilimizin bile üzerinde olan bir kent.

Ama bir o kadar da küçük (bırakılmış) bir kent Alanya.

Gelecek düşünülmeden açılan caddeleri, sokakları, kaldırımları, kapalı ya da açık otoparkları, yeşil alanları, parkları ve sosyal tesisleri… Alanya’nın gereksinimlerini karşılamıyor.

Herhangi bir sokağından üç araba yan yana seyrüsefer edemiyor.

Arabalar, motorlar sığmıyor caddelere, sokaklara ve de otoparklara…

Motosiklet ve bisikletliler kaldırımları kullanıyor çaresiz.

Dahasını söyleyeyim mi?

Konteynır  koyacak yer bulamıyoruz, konteynır…

Şaşırdınız mı?

Ben de şaşırdım.

Geçtiğimiz Çarşamba günü, günlerdir yazı konusu yaptığım; Kolcuoğlu Restoran ile Anjelika Otel arasındaki denize açılan geçitte toplaştık.

İki restoranın yetkilileri, Alanya Belediyesinin ilgili birimlerinin temsilcileri ve (bu işi dallandırıp, budaklandıran) ben; bir saatin üzerinde kafa yorduk; denize inen geçitin girişinde, tüm çirkinliğiyle sırıtan, iki restorana ait iki konteynıra yer bulamadık.

Oraya koyduk olmadı, beriye koyduk olmadı, ötelere iteledik olmadı…

Nereye koymak istediysek, birimlerini temsilen orada bulunan arkadaşlarımız, birimlerinin ilkeleri ve kuralları doğrultusunda haklı olarak önerilen yerlerin mahsurlarını söyleyip, itiraz ettiler.

Orada bulunan bizler de bu itirazları haklı ve yerinde bulduk.

Sözün özü, iki çöp konteynırını koyacak, yer bulamadık iyi mi!

O an anladım ki Alanya büyük değil, küçük bir yer. O nedenle güzel-çirkin, iyi-kötü, eğri-doğru hemen her şey, anında herkesin gözüne batıyor.

Hiçbir çirkinliği gizleyip, saklayamıyor; kamufle edemiyorsunuz. Ya da kamufle çalışmanızda başarı sağlayamıyorsunuz.

Anında batıyor gözlere…

Bu bir gerçek,

O nedenle, bu saatten sonra ne için, ne yapılacaksa bu gerçeği göz önünde bulundururak yapmak durumundayız.

Sözü,  yer darlığından, kaldırımların ya da yeşil alanların, geçitlerin üzerine; tüm çirkinliğiyle, gelişigüzel konuşlandırılan konteynırlara getirmek istiyorum.

Konteynırlara kapasitelerinin üzerinde dolum yapılmasından ya da sorumsuz ve düşüncesizce  kullanılmasının yarattığı görüntü kirliliğinden rahatsız olan biri olarak; yazıma konu restoran çalışanlarını suçladım.

Ancak restoran çalışanları, öyle şeyler anlattılar ki; onlara haksızlık yaptığımı anladım.

Bu sistemde, görüntü kirliliğini önlemek mümkün olmuyor.

Artık biz de ( Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı gibi) hiç değilse ana caddelerin belli noktalarında; konteynırları yeraltına almak durumundayız.

Bu gerçeği, enikonu düşünelim derim.