Bugünkü siyasi tablo

AK Parti, 14 yıldır iktidarda. Bu küçümsenecek bir başarı değil. Ama bu başarı, salt AK Parti'nin başarısıyla mı ilgili?  Bu başarıda en büyük katkıyı CHP ve MHP'nin başarısızlığı sağlamakta! Erdoğan liderliğindeki...

AK

Parti, 14 yıldır iktidarda.
Bu küçümsenecek bir başarı değil.
Ama bu başarı, salt AK Parti'nin başarısıyla mı ilgili?
Bu başarıda en büyük katkıyı CHP ve MHP’nin başarısızlığı sağlamakta!
Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin çok ciddi ve önemli işler becerdiğini ve çok büyük yatırımlara imza attığını söyleyebiliriz.
Atalarımız ne demiş:
"Yiğidi öldür ama hakkını yeme."
Biz hem yiğidi öldürüyor, hem de bir sürü olumlu yanlarını görmezden gelip yerin dibine batırıyoruz.
AK Parti’nin önde gelen kimi kadrolarının, laikliğe ters düşen, dinci bir çizgide gitmesi ve dogmatizmi teşvik etmesinin, çağdaş, laik ve demokrat kesimi ciddi ölçüde rahatsız ettiğini söylemek mümkün.
Sanırım toplumsal kutuplaşmaya tavan yaptıran da bu!
Hele hele Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra, bambaşka ve de çok tehlikeli bir çizgide yol almaya başladı.
Sürekli bu köşeden seslendirdiğimiz gibi, dünyaya meydan okumakla meşgul.
Etimizi ve budumuzu hesap edip etmediğini bilmemiz çok zor!
Cumhurbaşkanımızın anlamsız çıkışları ve diplomasi dilini de aşan sert söylemleri nedeniyle, dünyada her anlamda güçlü ve bizim yanımızda yer alacak bir tek ülke kalmadığı gibi, AB ve BM gibi uluslararası yapılara dönük de ciddi eleştirilerde bulunarak, neredeyse dünyayı yeniden dizayn etmeye kalkması, akıl alacak gibi değil!
Günlük üç-beş şehit vermemize karşın, hala siyasi havayı germe pahasına, başkanlık sistemini sürekli gündemde tutma çabasıyla beraber, her gün bıkıp usanmadan parti başkanı gibi konuşarak ekranlarda boy gösterebilmesi ilginç boyutlara tırmandı.
Partili Cumhurbaşkanlığını fiilen gerçekleştiriyor olmasına karşın, hala başkanlıkta ısrar etmesi anlaşılır gibi değil.
Partili Cumhurbaşkanlığı ya da Başkanlık Sistemi tabii ki tartışılabilir.
Ama bu, terörün azdığı, turizmin dibe vurduğu, toplumsal huzurun kalmadığı bugünün işi mi?
Kutuplaşmanın tek kanadı olan Cumhurbaşkanımızın durumu bu.
Diğer kanadına gelince.
HDP’yi bir kanat olarak görmek mümkün değil.
O mevcut demokratik yapının dışına çıkmış bir ihanet odağı.
Bizim için CHP ve MHP kanadı önemli.
AK Parti ve Erdoğan karşıtlığına dayalı tüm tepkiler ne kadar gerçekçi ve de haklı olursa olsun, bu tepkinin anlam kazanabilmesi için, AK Parti’nin yerini dolduracak, güçlü, güvenilir bir partinin gündemde olması ya da merkez sağda, laik, demokrat, çağdaş yepyeni bir partinin gündeme gelmesi gerekir.
Bugün CHP ve MHP'deki sancı, parti politikalarını değiştirmek için değil, partideki koltukları ele geçirmeye dönük.
MHP 1969’da iki kutuplu dünyada komünizme karşı kuruldu.
Amaç, hem Türk milliyetçilerini, hem de İslamcı kesimleri bir araya getirerek, Komünizme karşı, demokrasi dışı ve lidere mutlak itaat şeklindeki bir otoriter yapıyla, gençlerin ağırlıkta olduğu militan kadrolarla güçlü bir mücadelenin yapılmasıydı.
"Türk-İslam Sentezi" arayışının özü buydu.
Aslında, ideolojik olarak, ümmetçilikle milliyetçiliğin uzlaşması mümkün değil.
Ümmetçilik milliyetçiliği reddeder.

– DEVAM EDECEK -