ALANYA Belediye Meclisi’nde geçen hafta bugün yaşanan olaylar malumunuz. Bilmeyenler, şehir dışından yeni gelenler ya da televizyonunu yeni açan izleyiciler için konuyu hatırlatmakta fayda var.
Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu Batı Girişi meselesini Meclis gündemine alınca, AK Parti mensubu Belediye Meclisi üyeleri toplu halde salonu terk etmiş, AK Parti’yi takip eden MHP’li Meclis üyelerinin de salondan çıkması üzerine kanun gereği salt çoğunluğun altına inildiği için Meclis o dakikada sona ermişti.
Meclis’in toplandığı gün şehir dışında oldukları için AK Partili Meclis Üyesi Ali Sinanoğlu ile Erol Fazlıoğlu’nu bu yazının kapsamı dışında tutuyorum.
Bence AK Partili Meclis üyeleri salonu terk etmekle hiç de hayırlı bir iş yapmamıştır.
Neden böyle diyorum, çünkü Sipahioğlu’nu az buçuk tanıyorum. Sırf Batı Girişi meselesi yeniden Meclis gündemine alındı diye AK Partililer salonu terk edince, Sipahioğlu, “Ben nerede yanlış yaptım?” demez.
Salon terk etme eyleminden sonra Sipahioğlu üzüntüye boğulmaz, yemeden içmeden kesilmez.
“Aman Meclis üyeleriyle iyi geçineyim de AK Parti’deki yerim daha da sağlamlaşsın” riyakarlığına ise hiç girmez.
Neden?
Çünkü Sipahioğlu ‘Çırak’ değil.
Sipahioğlu dersini almış da ediyor ezber.
Sipahioğlu o yolları çoktan geçmiş, hatta üstüne bir de 12. turunu atıyor.
Sipahioğlu’nun nasıl ‘Usta’ olduğunu anlatmak için sizi biraz geçmişe götüreyim.
Sene 1994.
Yerel seçimler yapılmış, ANAP’lı avukat ve siyasetçi Hasan Sipahioğlu DYP’li Cengiz Aydoğan’a karşı kaybetmiş.
Sene 1995.
Genel seçimler yapılmış, merhum Erbakan seçimi kazanmış ancak tek başına iktidar olamamış. Mesut Yılmaz’ın başında olduğu ANAP’la koalisyon hükümeti çabaları sonuçsuz kalmış, bunun üzerine ANAP-DYP Koalisyon Hükümeti kurulmuş.
Haziran 1996'da bu kez Refah-Yol kurulmuş ve güvenoyu almış. Fakat bu hükümet 28 Şubat 1997 MGK kararları sonrası istifaya zorlanmış, yerine hükümeti ANAP lideri Mesut Yılmaz kurmuş.
Siyasetin civcivli olduğu dönemde iktidarda ANASOL-D Hükümeti var. Sipahioğlu’nun arayıp da bulamadığı ortam hazır, önünde onu bekliyor.
1994 yerel seçimlerinde kaybeden Hasan Sipahioğlu, o dönemde pek çok kişiye garip gelen bir strateji ile apar topar ANAP’ın ilçe başkanı oluverdi.
DYP Antalya Milletvekili Hayri Doğan’la sorun yaşayan, partiden kopma aşamasına gelen dönemin DYP’li Belediye Başkanı Cengiz Aydoğan’ın bu durumunu keşfeden Sipahioğlu, fırsatı geri tepmedi ve Aydoğan’a “ANAP’a gel” çağrısı yaptı.
Kimi iddialara göre ANAP lideri Yılmaz’dan milletvekilliği garantisi aldığı için, kendi ifadesiyle de almadığı için Aydoğan 1996’da bir gecede ANAP’a transfer oluverdi.
Rivayet odur ki, milletvekili seçilip Ankara’ya gideceği 1999 Genel Seçimleri’ne dek Alanya’yı Cengiz Aydoğan değil, o dönem ANAP’ın ilçe başkanı olan Hasan Sipahioğlu yönetmiştir.
Anlayacağınız, buna bir anlamda “rakibiyle çatışmak yerine onu kendi yanına çekip saf dışı bırakma” girişimi de diyebileceğimiz bir stratejiyle, genel ve yerel seçimlerin aynı gün yapıldığı 99 seçimlerinde Aydoğan’ı milletvekili seçtirip Ankara’ya gönderirken, kendisi de beş yıl gecikmeli de olsa “resmen” Alanya Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmuştur.
Anlamayanlar için tekrar ediyorum.
Sipahioğlu’nun, siyasetteki gelmiş geçmiş en önemli rakibi sayılabilecek Cengiz Aydoğan başta olmak üzere diğer pek çok örnekte olduğu gibi, rakipleriyle çatışarak değil, onları çeşitli hediyelerle, jestlerle “kandırarak” yanına çekip saf dışı etmesiyle meşhur olduğu ileri sürüle gelmiştir.
Mesela benim 15 senedir tanıdığım Sipahioğlu istediği bir şey olmayınca hiç salon terk etmemiştir, bağırmamıştır ve demeç verme yarışına girip rakibine “bonus” kazandırmamıştır.
Bu yüzden…
Eski bir “usta” olarak, sinirlenip salon terk edenlere, olmayan bıyıklarının altından muzipçe gülümsemiştir.
Tıpkı geçen hafta olduğu gibi…