BU SENİN SON NOKTAN MI?

Hiç sordunuz mu kendinize ben hayatımda ne yaptım bu zamana kadar, neler beni mutlu etti veya etmedi diye? Ben soruyorum; hayatıma, kendime ne yaptığımı anladım mı diye, pek çok kere... Hayatta hiç bir şeyi ertelememek gerekiyor... ‘Elimden...

Hiç sordunuz mu kendinize ben hayatımda ne yaptım bu zamana kadar, neler beni mutlu etti veya etmedi diye? Ben soruyorum; hayatıma, kendime ne yaptığımı anladım mı diye, pek çok kere...
Hayatta hiç bir şeyi ertelememek gerekiyor... ‘Elimden gelen her şeyi yaptım’ diyorsun ama peki, gerçekten de elinden geleni yaptın mı dersin?
‘Daha fazla yapamadım, dayanamadım bitti’ diyorsun. Peki, bu senin son noktan mı? Emin misin?
Ne çok şey yaptık da yolu yarılamışken o yarı yoldan döndük... Sevdikçe kimleri arkada bıraktık. Yıllarca verdiğimiz emekleri havaya saçtık… Gülüp geçtik içlerimiz kan ağlarken belki de… Tamam, kabul. Tahammül kolay iş değil. Sabır rafta da diyemiyoruz rahatlıkla… Evet, o iş gerçektende o kadar kolay değil!
Bir cenaze evinin arkasından kafamda sorular... Sevdiklerimize küsüyoruz ya, bazı şeyleri yarıda bırakıyoruz ya, pes ediyoruz ya... Her seferinde “ Kırılmasın şöyle yoldan deneyip de çekip gideyim” diyoruz ya asıl söylemek istediklerimizi söyleyemeyip karşımızdakini daha çok üzüyoruz... Ne gerek var ki bunlara? Ne istiyorsak onu yapmalıyız kimse kimseden korkmamalı ve ya kırılacak hassas diye düşünmemeli… Bir gün ‘keşke’ dememek için dönüp tekrar düşünmek gerekiyor. ‘ Elimden geleni yaptım’ demek yetmiyor... Emin olmak gerekiyor. Elimizde sihirli değnek yok dokundun mu değişe bilecek bir değneğimiz yok
Kale gibi olmak gerek... Çünkü her dostluk, her başarı, aile gerçek ilişkiler birer kaledir. Sağlam, güçlü, ayakta ve hayata hala dimdik... Ailem benim kalemdir. Onlar bütün sevdiklerimin kalesidir.
Peki, soru şu; tüm sevdiklerimizin kalesi olabildik mi biz?