Bu seçim çok önemli

Türkiye, 2002 yılından bu yana laik ve anti laik zıtlaşmasına dayalı kutuplaşma yüzünden bir türlü arzulanan hedefe ulaşamadı. Baykal'lı CHP bu çelişki üzerinden siyaseti kurgulayarak ayakta kalmaya çalıştı. Bu süreçte, AK Parti...

Türkiye, 2002 yılından bu yana laik ve anti laik zıtlaşmasına dayalı kutuplaşma yüzünden bir türlü arzulanan hedefe ulaşamadı.
Baykal’lı CHP bu çelişki üzerinden siyaseti kurgulayarak ayakta kalmaya çalıştı.
Bu süreçte, AK Parti ilerici ve reformcu bir çizgide giderken, CHP ise muhafazakar, tutucu, statükocu ve vesayetçi bir anlayışın temsilcisi oldu.
Sayın Kılıçdaroğlu liderliğindeki bugünkü CHP, belli ezberleri bozarcasına, bambaşka bir çizgide siyaset yapmaya başladı.
Temelde, sosyal demokrat dünya görüşü doğrultusuna dümen kırma gayretinde olan bu CHP, kaybettiği demokrat unsurları yeniden saflarına çekebilir.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim meydanlarındaki vaatleri özellikle de, yeni yaklaşımlarındaki samimiyeti konusunda bazı çekincelerimiz olsa da, CHP’nin en azından çağdaş, demokrat bir yöne doğru evrilmesinin bile, Türkiye’nin geleceği bakımından çok önemli bir gelişme olduğunu rahatlıkla iddia edebiliriz.
CHP’deki bu değişim, salt seçime dönük bir hamasi çıkış olmaz, seçim sonrasında da aynı doğrultuda bir politika CHP’nin tavanından tabanına kadar benimsenirse, CHP bir sonraki seçimde rahatlıkla iktidar olabilir.
Sayın Erdoğan’ın bu seçim sonrasındaki süreçte hangi konumda olacağı henüz net olarak belli değil!
Bir sonraki seçimde AK Parti’nin başında kimin olacağı da pek belli değil.
Çok daha önemlisi, peş peşe üç defa iktidar olma başarısı göstererek bir rekora imza atan bir partinin dördüncü defa seçim kazanmasının çok zor olacağı da bir gerçek.
Bu gerçekten yola çıkarsak, CHP 12 Haziran’dan sonra, çatışmacı siyaset anlayışından hızla uzaklaşarak, uzlaşmacı ve gerçekçi bir siyasete doğru yelken açmalıdır.
Bu anlayışı benimseyen, TBMM’de de yapıcı olan bir CHP ile Türkiye’nin önü açılır ve bugün sorun olarak gördüğümüz birçok konu da sorun olmaktan çıkar.
Böylesine yapıcı olan bir siyasi yapıyı da herkes kucaklar.
AK Parti ve CHP ne kadar uzlaşmacı ve hoşgörülü olursa, diğer partiler özellikle kimlik ve çatışma üzerinden siyaset yapan partiler de o kadar geriler.