1, 1 daha 2; 2, 2 daha 4; 4, 4 daha 8 eder. Bu geometrik dizidir. Ticarette başarı; kazancın aritmetik diziyle değil geometrik diziyle sağlanmasındadır. Turizmde kalite ille de lüks otellere sahip olmakla sağlanmaz. Turist sayısını arttırmak için, verilen hizmetin kalitesini de arttırmak gereklidir. Şenlikler, sergiler, konserler yanında, plaj voleybolu, triatlon, dağ bisikleti gibi sporlar turizme canlılık sağlar. Sıfır maliyetle yapılabilinen briç turnuvalarının bu geometrik diziye yapabileceği katkı, neden göz ardı edilir? Oysa briççilerin muhabbetleri avcı muhabbetlerinden hiç eksik değildir ve atış olabildiğince serbesttir. Geçirilen birkaç güzel gün ömür boyu anı olarak kalır. Böylesi güzel anıları paylaşmak briççinin vazgeçemediği alışkanlığıdır.
O halde soru şudur: briç kumar mıdır? Yanıtı elbette hayırdır. Spor mudur diye soruluyorsa; elbette spordur. Takım sporlarından hatta atletizmden bile daha spordur. Oyuncular oyun süresince psikolojide anlatılan affektif cephenin tamamını vücutlarında hissederler. Bu başka hiçbir sporda rastlanmayan durumdur. Yani adrenalin maksimumdur. Kızmak, sevinmek, üzülmek, kıskanmak, hırs yapmak, tiksinmek ve oh demek oyunun içinde devamlı yaşanır. Vücut yorgunluğu, konsantrasyon eksikliği, ruhsal sıkıntılar oyuncunun performansını düşürür.
Her yaşta ve her yerde yapılabilinen hemen hemen tek spordur, oyunu bilen yeter ki 3 kişi bulun. Aileler çocuklarına bu sporu önerebilirler. Aile içinde var olması gereken “güven duygusu” çocukların başarısında büyük önem taşır. Briçte de başarıya giden en kestirme yol “güven” duygusudur. Günümüzde çocuklar atari gibi teknolojiye ve tüketime dayalı oyunlara yönelmeleri aile bütçelerini sarstığı gibi gençlerin yanlış yönlenmelerine de neden olur. İmtihanlarda başarılı olmak isteyenler önce briç oynarlar, bu üniversiteli gençlerin sıkça başvurdukları yöntemdir. Böbrek, diş, aşk ağrılarına briç; birebir birkaç saatliğine ilaçtır.
Anadolu deyişidir; boş kafa söven’e (sırık) yakışır derler. Oyun biraz kafanın kapasitesini zorlama işidir. Kahve kültüründen gelen alaylı ve sağdan soldan edindiği bilgilerle hava atan biraz da mektepli gözükenler hep tartışma halindedirler. Katrilyonla bile açıklanamayan ve “bir derede iki kez yıkanılmaz (Heraklit)” deyişiyle ancak izah edilebilinen kağıt dağılımıyla bir oyunu iki kere oynama şansı yoktur. Ben bu nedenle “kendin” olmayı tercih edenlerdenim. Güzel sanatlarda da doğru olan “kendin” olmak değil midir? Kağıdın bir kuvveti vardır, bir de şiddeti… Bunu ayırt etmek beceri ve tecrübe ister. Çocukluğumdan hatırlarım; döl almak istedikleri öküzün el yordamıyla aletini tartarlardı. Kağıdı değerlendirmek de biraz okkalama işidir.
Biraz da dedikodu yapalım. Sayın Kaymakamımız Hulusi Doğan iyi briççi olmasına karşın kafasının devamlı meşgul olması nedeniyle oyununu eleştiremem. Ama Demirtaş Belediye Başkanı Mustafa Aras kötü ötesi oyuncu. Sakıt kulüp başkanı Nevruz Ağca maçakızı oynasa daha iyi..! ama iyi oyuncular da yok değil; kıskandığım için isimlerini vermiyorum.
Yıl 1989 Belediye Başkanlık seçiminde SHP adayı Dumlu Özcan’a gazeteci Alanyaspor’u sorar, yanıt; amatör sporlara ağırlık vereceğiz olur. Ertesi gün manşet şöyle “Dumlu Özcan sırıkla atlamaya önem veriyor”. Şimdiki belediyenin amatör sporlara çok önem verdiğini biliyorum. Gün olacak şenliklerde briç, hak ettiği ilgiyi görecek. Kumar değil spordur ve en amatör spordur. Spor kardeşlikse briç arkadaşlıktır.