Bizim mahallenin halleri

Oturduğumuz Kale Yamacı, el altından 'köpekli mahalle” olarak da anılır. Hırsızın girmediği ev kalmayınca, haliyle mahalleli köpek beslemeyi çözüm olarak gördü. Hem de ne cinsler, Kurt, Kangal, Rottweiler, Pitbull ve bazıları…...

Oturduğumuz Kale Yamacı, el altından “köpekli mahalle” olarak da anılır. Hırsızın girmediği ev kalmayınca, haliyle mahalleli köpek beslemeyi çözüm olarak gördü. Hem de ne cinsler, Kurt, Kangal, Rottweiler, Pitbull ve bazıları… Ben de bir köpek edindim. Kaniş-Terier kırması, şansımıza sağır çıktı. Atsan atılmaz, satsan satılmaz, dışarı atsam ezilir, ölür gider. Adı "Köpük" olan köpeğim, kedilerle barışık, hırsız eve girmiş çıkmış umurunda değil…
Fakat son yıllarda hırsızlık olayları olmaz oldu. Bunu, mahallede azalan köpek sayısından da çıkarabiliriz. Tıpkı Eskişehir-Mihalıççık Çatacık Ormanında geyik-kurt ilişkisi gibi… Kurtlar açlıktan öldüğünde geyik sayısı artıyor, geyik sayısı artınca kurt sayısı da artıyor. Hırsızların; risk kazanç makası çok mu aralandı veya mesaileri artık kendilerini kurtarmıyor mu?
Her ikisine de Allah selamet versin; tayinleri çıkan Alanya Emniyet Müdürü Turgay Çalışkan ve Kaymakam Hulusi Doğan sayesinde Alanya’da hırsızlık olayları yok seviyesine indi. Yerel siyasetle ilgilenmeme karşın henüz yeni atanan Emniyet Müdürü ve yeni Kaymakamımızın adlarını öğrenemedim. İsimlerinin öne çıkmaması Alanya’nın hayrınadır ve işler yolunda demektir. Düşünsenize, ismi çok öne çıkan Vali, Kaymakam ve Emniyet Amirlerinin bulunduğu kentlerde işler; bilin ki kötüdür.
Bu tür görev yapanlar mesai bitiminde dayak yemiş horoza benzerler. Briç oynamanın dinlendirici olduğunu bilen ve kulübümüze hayli emeği olan Hulusi Doğan’ın arkadaşlığı mükemmel, briçi kötüydü. Belki yorgunluk, oyununu bozuyordu.
Veda için kulübümüze geldiğinde güzel bir sohbet de yaptık. Sohbetin ortasında “Siz gidiyorsunuz diye eve horoz aldım” dedim. Önce soğuk bir hava esti, sonra "Nedenini bilene yemek ısmarlayacağım" dedim ama kimse tahminde bulunamadı. Merak artınca söyledim. Benim horoz yerli yersiz devamlı ötüyor, ben dahil mahalleli uyuyamıyor, dolayısıyla mahalleye hırsız gelemiyor.
Alman komşuların rahatsızlığı umurumda değil. Her sene yaptırdıkları tadilat ve gürültüleri horozumun kefaretini öder de geçer! Farklı kültürde yaşadıklarını unutmamalılar. Bunu Almanya’da yaşayan Türklere devamlı hatırlattıklarını da unutmayalım.
Artık yumurta marketlerde satılamayacakmış! Dünya nüfusu bu hızla artmaya devam etsin; bakın daha ne güçlüklerle karşılaşacağız. Kuş gribi bahanesiyle tavuk beslemeyi yasaklayıp ülkeye sıvı yumurtayı sokanlar; durun, bakın daha ne tedbirler alacaklar. Emperyalizmin hedefi; çalış ve tüket diyerek, insanların üretkenlik bilincini yok etmek değil midir?
Benim horoz ötüyor, tavuklarım yumurtluyor, dolayısıyla çevrem daha sağlıklı. Örnek, eskiden kapımın önündeki kedilerim hastalıktan ve keneden kırılırdı. Şimdi tüyleri daha parlak ve sağlıklılar. Belki inanmazsınız; her sene ağaçları ilaçlardım, şimdi ilaçlamaya gerek duymuyorum. Hastalık yok, diplerini eşelediklerinden çapa yapma zahmetinden de kurtuldum. Çekirge, akrep, fare, böcek, yılan gibi zararlılar artık kedilerim ve tavuklarım için yararlılar.
Bir işe yaramayan köpeğim Köpük, onun da sevgisi yeter.