DÜNKÜ “Yabancılara yabancı kaldık” başlıklı köşe yazımdan sonra bir hayli olumlu tepki aldım. Okumayanlar için kısa bir özet yapmakta fayda var.
Şöyle dedim: “Ömürlerinin son demini Alanya’da geçirmek için buradan ev satın alan 65-70 yaşlarındaki yerleşik yabancılar, arayan soran olmadığı için evlerinde hayatlarını kaybediyorlar ve bu durum ne yazık ki günler sonra fark ediliyor. Çürümüş ceset kokularından durumu anlayan komşular polisi arıyor, çilingir marifetiyle kapıyı açan polis ise evlerin muhtelif odalarında 10-15 gün önce ölmüş turistlerin kokudan yanına yaklaşılmayan cesetlerini buluyor. Yok mudur bu duruma çare olacak bir makam, mevki, ya da önerisi olan?”
Yazının sonunu, topu biraz da Alanya Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Yabancılar Meclisi’ne atarak bitirmiştim.
Sabah ilk arayan isimlerden biri, Yabancılar Meclisi Başkanı Abdullah Karaoğlu oldu. Bir dönem Alanya Belediye Meclisi’nde de görev yapan Karaoğlu, kayınpederi vefat ettiği için taziye alanında olduğunu, yazıyı okuyan bazı yakınlarının durumdan kendisini haberdar ettiğini söyledi.
Noktasına virgülüne dokunmadan, konuyla ilgili Karaoğlu’nun söylediklerini sizlere aynen aktarıyorum. Karaoğlu, evlerinde hayatlarını kaybeden ve öldükleri, günler, belki haftalar sonra fark edilen yerleşik yabancılarla ilgili bir denetim yapamayacaklarını ifade ediyor. “Yaşlı turistler birbirlerini zaten kontrol ediyor” diyen Karaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yazında belirttiğin denetimi yapmak Yabancılar Meclisi’nin görevi değil, zaten meclisin işi de bu değil. Alanya merkez ve beldelerde 20 binin üzerinde yerleşik yabancı yaşıyor. Biz hangisini denetleyelim, her gün yaşayıp yaşamadıklarını kontrol edelim. Üstelik Yabancılar Meclisi kavramını ve bu entegrasyonu Türkiye’de ve belki de dünyada yapan ilk kurum Alanya Belediyesi’dir ve bu yönüyle diğer kamu kurumlarına örnek olmuştur. Örneğin, Yabancılar Meclisi Başkanı olarak ben her ülkenin derneğine gidiyorum,
Türk ve İslam kültürünü anlatıyorum, Türk kahvesini nasıl içeceklerini bile saatlerce anlatıp Türkiye ile entegrasyonlarını sağlıyorum. Ülkemizde komşuluk ilişkileri nasıldır, bunları dile getiriyorum. Ölüm konusu ise tamamen kriminal bir konudur ve emniyet güçlerinin alanına girer. Biz ‘Uyandırma Servisi’ değiliz.”
Yabancılar Meclisi Başkanı Abdullah Karaoğlu’nun sözleri ve olaya yaklaşımı bu şekilde. Dün, evlerinde yaşamlarını yitirdikleri günler sonra anlaşılan turistlerle ilgili nasıl bir denetim mekanizması yapılabilir diye düşünürken, aklıma, belediye tarafından apartman yöneticilerine zimmetlenen katı atık konteynırları geldi. Hani, bugün her apartmanın giriş kapısının önünde bulunan, mavi renkte ve üzeri siyah kauçuklu konteynırlardan söz ediyorum. Bilindiği gibi bu konteynırlar apartman yöneticilerine zimmetlidir ve kaybolmaları halinde bedeli apartman yöneticilerinden alınır.
Acaba diyorum, başta Alanya Belediyesi olmak üzere tüm belediyeler, apartman yöneticilerini bölüm bölüm belediye sarayına davet etse, apartmanlarında yaşayan yabancıları çaktırmadan, yerleşik yabancıların rencide olmayacakları şekilde zimmetlese, nasıl olur.
Böylece, “Evlerinin salonunda hemen hemen her hafta birkaç çürümüş turist cesedi bulunan Alanya” imajından da kurtulmuş olmaz mıyız?
Ne dersiniz…