Bitirmek istemedik ama bitirdiler (2)

TURNUVAYA 'Umudumuz Arda” diye başladık. Arda'nın sezon boyunca takımında yeterince yer alamadığını herkes bilmesine rağmen Terim bunu dikkate bile almayıp, Arda'yı oynatarak bitirme noktasına getirdi!  Diğer futbolcularımızın...

TURNUVAYA

“Umudumuz Arda” diye başladık.
Arda’nın sezon boyunca takımında yeterince yer alamadığını herkes bilmesine rağmen Terim bunu dikkate bile almayıp, Arda’yı oynatarak bitirme noktasına getirdi!
Diğer futbolcularımızın çoğu da Arda gibi takımlarında yer alamayan futbolculardı.
Her futbolcu oynamak ister.
Hele hele böyle bir turnuvada oynamak için can atar!
Burak Yılmaz’ın performansı, bu kadar ağır sakatlık sonrasında süperdi.
Emre Mor’a bayıldık.
Bence bütün oyuncular yetenekleri ölçüsünde ve güçleri nispetinde en iyisini yapmaya çalıştılar.
Kim başarılı olmak istemez?
Bu futbolcuları seçip getiren Terim değil mi?
Demek ki bunlar en iyileri.
En iyilerimiz bunlarsa, bu çocuklara kızmamıza ne gerek var?
Spor bu.
İnsanın her günü bir olmaz ki!
İki karşılaşmada neden doğru dürüst mücadele etmediler diye eleştiriyoruz.
Peki, üçüncü karşılaşmada neden başarılı oldular hiç düşünüyor muyuz?
Etimiz ne budumuz ne demeden, sloganlarla, şarkılarla ve de dualarla takımımızın turnuvada başarıdan başarıya koşacağını sandık.
Günün gerçeklerini hadi biz göremedik, deneyimli denilen teknik direktörümüz neden göremedi?
Turnuvada final neden olmasın diyerek işe başladık.
Hırvatları yeneceğimizi sandık.
İspanya'yı doğal olarak yenemeyeceğimizi herkes biliyordu ama Hırvatların İspanyollardan farkı olmadığını, Hırvatlar İspanyolları yenince anladık.
Turnuvayla ilgili teknik ve taktik hatta futbolcu seçimine dönük eleştiride bulunmayacağım.
Bu konuda dünya çapında bir futbolcu olan Andrea Pirlo yazdığı kitabında Fatih Terim’in teknik direktörlüğü ile ilgili değerlendirmesini okuyunca neyin ne olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz!
Zira Terim Milan’da kısa bir süre teknik direktörlük yaparken Pirlo da Milan’da futbolcuydu.
Turnuvadaki takımların teknik direktörlerinin büyük çoğunluğu 120 bin Euro ile 800 bin Euro arasında para alırken, İngiltere Teknik Direktörü 5 Milyon Euro, İtalya’nınki 4 milyon 600 bin Euro, Almanya Teknik direktörü Löw bile 3 milyon 200 bin Euro alırken, Terim’in 3 milyon 500 bin Euro alması ve sözleşmesinin 5+2 yıl olması anlamlı değil mi?
Terim o kadar bilge ki, yanına yardımcı bile almıyor!
Bir turnuvada ya da müsabakada dualardan medet ummak kadar saçma ne olabilir?
Her mağlubiyet sonrasında duamızın kabul olmadığını mı düşüneceğiz?
Böyle bir yaklaşım inanca da saygısızlık değil mi?
Eğer dualarla başarı elde edilseydi, her alanda bizim başarıdan başarıya koşmamız gerekmez miydi?
Ata sporu güreşte bile sırtımız yerden kalkmıyor.
Demek ki, Yaradan’ın bize bahşettiği imkanları ve de meziyetleri, bilim ışığında en iyi şekilde kullanan başarı kazanıyor.
Geçmişe dönük şöyle bir bakıyorum da, 1956 yılında, ben 15 yaşındayken Macaristan’ı 3-1 yendiğimiz maçı hala unutamadığım gibi, Macarların dünyaca ünlü futbolcularının üç beşini de hala ezbere sayarım.
- DEVAM EDECEK -