Biraz şefkat gösterir misin?

Şefkatsiz büyüyen her çocuk ilerde bir yetişkin olunca hayatının farklı alanlarında farklı problemleri yaşar. Yaşadığımız coğrafyada genel olarak ‘çocuk doğur evliliğin kurtulsun’ gibi tamamen bilinçsizce yapılan bir eylem dışında dünyaya gelen çocukların suçunu ve ya bedelini anne baba ödemez. Yine kendisi öder. Mutsuz her çocuğun gözyaşındadır annesi ve babası.
Bir çocuğun en büyük travması da her şeye rağmen anne babaya rağmen onlara duyduğu sonsuz sevgidir.
Nasıl ki bazı okullar öğrenci almadan bir takım sınavlardan geçiyorsa her bireyde aile kurmadan önce belirli psikolojik ve fizyolojik testlere tabi tutulmalı.
Kendisi sağlıklı olmayan bireyler neden sırf toplum baskısı diye bir can’ı bu kadar hoyratça kullanma hakkını nerde buluyor?
Kabul edemiyorum, kimse sizin oyuncağınız değil. Doğurup bakamıyorum diye kapının önüne bırakamazsınız, eğitim görmesi yaşta eve ekmek parası getirmek zorunda değil, sizin kavgalarınızı, birbirinize gösterdiğiniz şiddete şahit olmak zorunda değil. Sunamayacağınız hayatı bilmenize rağmen bu neyin kumarı.
Anneden ve ya babadan görülmeyen şefkatsizlik, ilgisizlik ve sevgisizlik insana yaşı ilerledikçe her şeyi yaptırır.
O seni seviyormuş gibi yapan her göze inanmaya başlarsın, seni ittirirler ama ben düştüm dersin, beni sevdiği için beni kıskanıyor dersin, her şeyi aklına ve kalbine ikna edersin çünkü aradığın tek şey o sevgi ihtiyacıdır.
Çünkü şefkatsiz büyüyen her çocuk ilerde onaylanmayı bekleyen birine dönüşür. Onaylanmadığı yerde kişiliğini hiçe sayar ve kendi kafasındaki değersizlik duygusuna bürünür.
Yüzlerce tokat yese de yine de başını çevirmeye devam eder.
Çocuklarınıza tablet almadan önce ona zamanınızı ayırın. Her haliyle değerli olduğunu hissettirin, kendine değer veren insan her şeyin değerli olduğunu bilir ve ona göre davranır.
Mutlu çocuklar, mutlu bir gelecek için...