GEÇEN hafta şöyle yazmıştık…“Rivayet odur ki… Buralara çok uzak kasabanın birinde…İnsanlar üçe ayrılırmış: Atı ahırda olan ağalar, eşeği gölgede kalan marabalar ve katır gibi yaşayanlar.”Sonra, bu üç kesimin bariz özelliklerini tek tek sıralamıştık.Bugün size başka bir kasabanın özelliklerini anlatacağım.***Rivayet odur ki…Yine buralara çok uzak başka bir kasabanın birinde…İnsanlar üçe ayrılırmış: “Bilip de susanlar, bakıp da görmeyenler, işitip de duymayanlar…”***BİLİP DE SUSANLAR…Şöyle tarif edilirmiş.Genelinin maddi durumu iyidir. Atadan kalma arsaları, bağları bahçeleri, mümkünse turistik tesisleri vardır. Yanlarında ben diyeyim 50, siz deyin 100 adam çalıştırırlar ama bunun yüzde onunun sigortasını bile zor yaparlar. Onu da işçilerini çok sevdiklerinden değil, devletle başı derde girmesin diye yaparlar. Şehrin yöneticileriyle aralarını hoş tutmak için etliye sütlüye pek dokunmazlar. Siyasetle sırf hobi olsun, üç beş yabancı memlekete gideyim, bir de belediyeyle, Ankara’yla işimiz olursa iki dakikada çözebileyim diye ilgilenirler. Misal, belediyede işleri olduğu zaman zinhar ayakta bekletilmezler. Çünkü kendileri misafir edildikleri klimalı makam odalarında kışsa neskafelerini, yazsa buzlu limonlu sodalarını yudumlarken, bütün işlerini, daha kapıda görür görmez ayağa kalkıp önlerini ilikleyen belediye personeli yapar. Belediyeden tam ayrılacakken iki dakika başkana uğrayıp hal hatır sorarlar, akşam yengeyle beraber otele balık yemeye davet edip gönül alırlar. Hayat gaileleri pek yoktur. Genelde yalnız başlarına yurt dışına seyahate giderler, gözlerden uzak memleketlerde fantezi peşinde koşarlar. Atadan kalma arazilerine ekili tarımsal ürünler daha onlar bile görmeden toplanır, toptancı halinde önceden ayarlı alıcısına gittiği an paraları banka hesaplarına çoktan yatmıştır bile. Kulüplerde kağıt oynayıp vakit öldürmek dışında, en sevdikleri hobileri arasında, şehrin çarşısının en müstesna köşelerindeki mülkü kendilerine ait dükkanların kiralarından gelen paraları saymak, mümkünse bankaya götürüp müdürün önüne koyup ayak ayak üstüne atarak “napalım bu paraları müdür bey” deyip hınzırca gülmek, banka müdürünün eğilip bükülmesini izlemek vardır. Esnaf ölmüş, işçi bitmiş, pek umursamazlar ama dükkan kirası iki gün gecikince çıldırırlar, avukatlarını seferber edip kiracısı olan küçük esnafı icra tehdidiyle korkuturlar. Dedik ya! Her şeyi bilirler, ama kimseyle kötü olmamak için susarlar.***BAKIP DA GÖRMEYENLER…İse şu şekilde tanınırlarmış.Geneli siyasetçi ve meslek odası yöneticisidir. Bakıp da gören, görüp de konuşan diğer siyasetçileri ve meslek odası başkanlarını hiç haz etmezler. Misal, herhangi bir haksızlık karşısında sesini çıkaran olursa, “Bunun ne olduğu zaten belli. Hafif çatlak” deyip yafta takmaya bayılırlar. Siyasi ikbal uğruna makam olarak kendilerinden üstte olan ağabeylerine pek ses etmezler, edemezler. Önleri kesilmesin, kimse makas vurmasın diye her şeye sadece bakarlar, ama görmezler. Bunlara yukarıdan sürekli telefon gelir. “Akıllı ol, ses etme, sana falanca yeri vereyim, sen de nasiplen” denilir. Üç beş Ankara seyahati, üç beş yurt dışı gezisine fit olurlar. Arkalarından konuşulmasına hiç dayanamazlar, buna mukabil arkadan konuşmaya bayılırlar. Yaşadıkları şehirde cereyan eden olumsuzluklar hakkında kendilerinden görüş almak isteyen gazetecilere, şehrin yöneticileri için telefonda inanılmaz şeyler söylerler, fakat iş kamera karşısında konuşmaya gelince adeta dut yemiş bülbüle dönerler. Korkarlar. Güç bela, tesadüfen, bazen de uysal koyun oldukları için ele geçirdikleri koltuklarından olmamak için her şeyi görürler ama sadece bakarlar.***İŞİTİP DE DUYMAYANLAR…Şöyle tanınır, bilinirmiş.Geneli küçük esnaftır. Nasreddin Hoca’nın Fil Hikayesi’nde Timurlenk’e ateş püsküren ama iş Timurlenk’in sarayına gidip dert yanma aşamasına gelince sırra kadem basan köylü tayfası gibidirler. Organize olamazlar. Sosyal paylaşım sitelerindeki kişisel sayfalarında haksızlığa her Allah’ın günü isyan ederler. Kendileri gibi düşünen bir iki esnaf buldukları zaman kendilerine haksızlık edenlere demediklerini bırakmazlar, buna mukabil kendilerine haksızlık edenleri görür görmez kırk takla atarlar. “Bunlara ne yapılsa müstahaktır” sözü adeta bunlar için üretilmiş gibidir. Çarşıdaki dükkan sahipleri tarafından “dükkan boş kalmasın, kekin biri gelip kontrata imzayı çaksın” diye her sene başı söylenen “Bu yıl sezon süper geçecekmiş” sözüne kanıp dükkanı malla doldururlar, geçen senelerden ibret almayıp her sene kıçlarının üstüne otururlar. Dükkan kiralarını takır takır verdikleri “Bilip de susanlar” ile dertlerini anlatmak için kapılarını aşındırdıkları “Bakıp da görmeyenler” sınıfını görünce ayağa kalkıp ön iliklerler, onlar daha caddenin köşesini dönmeden arkadan olmaz küfrü basarlar. “Gelin, organize olup sesimizi duyuralım” diyen Spartaküs karakterli esnaf arkadaşlarını üç kuruşa anında satarlar. Kendilerine yapılan zulmü işitirler, ama duymazdan gelirler.***KISSADAN HİSSE: Siz bu kasabaya yerleşseniz, kendinizi nereye koyardınız?Ya da şöyle sorayım.Siz…“Bilip de susanlardan mısınız, bakıp da görmeyenler misiniz, yoksa işitip de duymayanlar mısınız?”
***
GÜNÜN TWİT'LERİMehmet Ali Dim @MADALANYABugün Hürriyet ülke genelinde “Akdeniz’den” diye 16 sayfalık bir ek verdi. Side var, Alanya yok. Sabah'ın eki de öyleydi.Mehmet Ali Dim @MADALANYAAlanya yaygın medyada olumlu imajıyla hiç yeterince gündeme gelemiyor. İnfial yaratan asayiş haberleriyle gündeme gelmek kaderimiz olmamalı.Mehmet Ali Dim @MADALANYABu konuda ALTSO ve ALTİD ile belediyeler aktif rol almalı. Antalya'da ATSO, Side'de belediye başkanı, Belek'te BETUYAB, işte bu.Mehmet Ali Dim @MADALANYA“AK Parti'de tüzük değişir, 3 dönem üst üste koşulu değişir” diyenler yanılıyor. Partinin yeniden yapılandırılması için girişimlere başlanmış.Mehmet Ali Dim @MADALANYANuman Kurtulmuş ve Süleyman Soylu gibi siyasette yıldızı parlak isimleri AKP bünyesine alma fikri kendini yenileme projesinin bir parçası.Alaattin Özyürek @alaattinozyurekBAKA 2014-2023 Bölge Planı toplantısı için Gazipaşa yolundayız, yeni yol çok güzel olmuş.Mehmet Ali Dim @MADALANYAAlanya-Gazipaşa duble yolu için emeği geçen herkese teşekkür etmemiz gerek.Gökhan Kadircan @gkadircanYa millet yok Alanya neymiş efendim Marmaris yok canım Bodrum! Biz Hadimköy’de işteyiz, isyannnnnn.Özge Özer @OzgeOzrrOtogarda seni göremeyince ‘napsam’ dedim. Sonra bindim bir Alanya otobüsüne, şu an bir tatil köyündeyim.Gaye Coşkun @gaye_kanalaDünyada ilk Alanya'da. Aromatik vadiyi görmelisiniz.Onur Tipi @OnurTipiAnkara Üniversitesi neyse de Hacettepe'de Alanya'da kamp yaparsa gözümde bir kat daha değerlenirler. Hadi be Hacettepe, spor organize edin.Selcen Büke @selcenbukeŞu an aynı anda İstanbul, Antalya, Bursa ve İzmir’de ve bir şehir daha ve tabi ki burada da olmayı istemem mümkün. Bak istiyorum işte.Alican Dumrul @Gepetto_Antalya'da 5 yıldızlı otellerden birisindeki sahnemde, Moloko'nun "Sing It Back" parçasını söylerken halay çeken Türkler vardı.Neslihan @NGndemDenizden çıktıktan 10 dakika sonra saçlarınızın kuruduğu şehre Antalya deniliyormuş.Elif @elf_94kKedim zarif Antalya Belek Günok Sitesi çevresinde kayboldu. Görenler yerini söyleyebilir mi? Lütfen.Naz Aksay @nazaksayPatlıcan salatası yiyerek Criminal Minds izliyorum, klimam da açık. Antalya biiiclerinde yananlar kendi derdine yansın.İdris Özyol @idrisozyolMazlum Adıson ismini Antalya'da kaç gazeteci hatırlar acaba?Bachatangsal @serayekiciiArtık Antalya'ya dönmek istiyorum, sıcaktan bayılacak kadar kötü olmayı bile özledim lan yeter.