DÜNKÜ
köşe yazımın girişinde, özetle şöyle demiştim: “Bir önceki Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nun amcasının oğlu, son dönemde İskele/Rıhtım’da yaşanan yeni düzenlemelerle gündemden düşmeyen Balıkçılar Kooperatifi’nin Başkan Yardımcısı Adnan Sipahioğlu’nun kardeşi, turizmci Murat Sipahioğlu, Facebook’ta ilginç ve nostaljik bir paylaşımda bulundu. 1996 yılında Alanya’da yapılan Plaj Voleybolu Dünya Şampiyonası sırasında, muhtemelen helikopterle çekilen kalabalık bir tribün fotoğrafını yayınlayarak, altına, ‘Alanya'da oldu bunlar, şimdi yok’ diyen Murat Sipahioğlu, 'Bunu engelleyenler Beyaz Alanyalılardı' diyerek ilginç de bir tabir kullandı.”
***
Peşi sıra, bazı kaynaklardan da yardım alarak Alanya’da plaj voleybolunun gelişim sürecini sizlere anlatmaya başlamıştım.
Ve Alanya’nın ismini tüm dünyaya duyuran böylesine önemli bir organizasyonu engelleyen “Beyaz Alanyalılar”ın kim olduğu konusunda bazı ipuçları elde ettiğimi, paşa gönlüm isterse finalde bu isimleri sizlerle paylaşabileceğimi ima etmiştim.
***
Dünden devam…
***
Hem Alanya Belediyesi hem de FIVB ile yapılan temaslar sonucunda FIVB gözlemcisini Türkiye'ye, yani Alanya’ya gönderir.
Yapılan incelemeler sonucunda Türkiye'nin, yani Alanya’nın bu organizasyonu yapabileceğine karar verilir.
Ve GB/Net firmasının ilk Dünya Şampiyonası organize etme hayali böylece gerçek olur.
1996 yılında başarıyla gerçekleştirilen bu Dünya Şampiyonası’ndan sonra FIVB, 1997 yılında All Sports firmasıyla ve 1998 yılında da Voleybol Federasyonu işbirliği ile Dünya Şampiyonası’nın bir ayağını Alanya'da gerçekleştirir.
***
Elbette tam bir Alanya aşığı olan eski Milli Voleybolcu Dünya Baltacıoğlu ve ekip arkadaşlarının Alanya’yı keşfinden çok önce, Alanya’nın bu sporla tanışmasının ilginç başka bir öyküsü daha vardır.
***
Hazır yeri gelmişken, Alanya bu sporla ilk nasıl, nerede ve kimlerin vasıtasıyla tanıştı, anımsamakta fayda var.
***
BAŞROLDE YİNE MÜSTECAPLIOĞLU
Bir dönem Alanya’da “turizm” denilince akla gelen birkaç isimden biri olan, özellikle batı bölgesindeki büyük otellerde genel müdürlük de yapan Tunç Müstecaplıoğlu, tıpkı Triatlon gibi, bu işin de öncüsüdür.
***
Dikkat!
Burası önemli!
***
Tıpkı…1990’ın sıcak bir yaz gününde, eşinin işlettiği butiğe giren Hollandalı turistin ilginç tişörtünün üzerindeki garip şekillerin ne anlama geldiğini sorması üzerine, bunun dünyada yeni yeni yayılmaya başlayan triatlon sporu olduğunu, bu sporun Alanya’da turnuva olarak yapılması halinde şehir turizminin tanıtımı manasında büyük ivme kazanacağını öngörmesi, akabinde bunu önce bir avuç arkadaşı ile, ardından Alanya Belediyesi ile paylaşması sonucu, bugün 25.’sini yapma noktasına geldiğimiz Alanya Uluslararası Triatlon Yarışları’nın mucidi, fikir babası ve öncüsü olması gibi, Alanya’daki plaj voleybolunun da atası, fikir babası, tabiri caizse mucidi Tunç Müstecaplıoğlu’ndan başkası değildir.
***
O yıla kadar, Alanya’daki turizmcilerin, şehre tatil için gelen turistlerle birlikte kumda 6’şarlı 7’şerli takımlarla, amatör ruhla ve hiçbir kurala dayanmadan oynadıkları plaj voleybolunun Alanya’nın tanıtımı için önem arz edeceği günler artık birkaç adım ötededir, hatta kapıdadır.
***
1991’de, yani Uluslararası Triatlon Yarışları’nın yapıldığı yıl, günümüzün İsveç Fahri Konsolosu ve Elysee Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Tokuş ile bir gün triatlon hakkında sohbet eden Tunç Müstecaplıoğlu, plaj voleybolundan söz eder, “Bu sporu Alanya ile tanıştıralım, şehrin çehresi bir anda değişecek” der.
İlk ve orta eğitimini İstanbul’da, üniversite tahsilini Fransa’da tamamlayan, turizmciliğe ise o yıllarda yeni yeni başlayan, bu sebeple ufku hayli geniş bir isim olan Hilmi Tokuş, yakın arkadaşı Müstecaplıoğlu’nun “Alanya’nın tanıtımına büyük katkı sağlayacak” dediği bu spora aşinadır ama bunun profesyonel manada, Alanya’ya turist getirecek bir organizasyon çatısı altında olması için harekete geçilmesi gerektiği fikrine katılır, “Hemen bir şeyler yapalım, böyle bir organizasyonu Alanya’ya kazandıralım” der.
***
O yıllarda Galatasaray’da başarılı bir dönem geçiren, günümüzün başarılı işadamlarından biri olan eski Milli Voleybolcu Ahmet Gülüm’den randevu alınır ve Hilmi Tokuş ilk uçakla İstanbul’a gider.
Bu arada…
İşin fikir babası olan ve yoğun işleri nedeniyle İstanbul’a gidemeyen Tunç Müstecaplıoğlu, Tokuş’un yanına ise, o yıllarda İstanbul’da yaşayan, spor camiasına pek de uzak olmayan erkek kardeşi Murat Müstecaplıoğlu’nu verir.
Tokuş ile Müstecaplıoğlu, soluğu direkt Burhan Felek Kongre ve Spor Sarayı’nda alır, Ahmet Gülüm ile görüşürler.
***
Alanya’da üst üste 3-4 yıl organize edilen ve tüm dünyada büyük ses getiren dev organizasyonun ilk tohumları önce Tunç Müstecaplıoğlu’nun eşine ait butikte atılmıştır, şimdi ise bu tohum Burhan Felek’in kantininde filizlenmeye başlamıştır.
İstanbul’da doğmuş büyümüş, üstelik Avrupa çapında meşhur bir sporcu olan Ahmet Gülüm, o yıllarda İstanbul’da yaşayanların ufak bir sahil kasabası olarak gördüğü Alanya’dan geldiklerini söyleyen bu iki adamın “Biz Alanya’da Plaj Voleybolu Dünya Şampiyonası yapmak istiyoruz” sözlerine önce bıyık altında gülmüş, ardından, “Bu iş için Alanya’nın yeterli altyapısı var mı?” diyerek, birkaç yıl sonra aşık olacağı şehirden gelen bu iki gönüllü gencin hevesini yokuşa doğru sürmüştür.
***
Fransa Nice Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi alan, yani diplomalı bir psikolog olan Hilmi Tokuş, konuşmaların seyrinden işin yokuşa sürüldüğünü hissedince, “Alanya bu işin altından kalkar. Çünkü hem Alanya Belediyesi, hem turizmciler, hem de şehrin gönüllü isimleri bu yıl Uluslararası Triatlon Yarışları’nı başarıyla yaptı” der.
***
Triatlon’un Alanya’da yapıldığını duyan Ahmet Gülüm’ün fikirleri o anda 180 derece değişir ve “Peki, hadi o zaman Alanya’ya gidip bu iş için uygun plaj var mı, birlikte bakalım” der.