12 Eylül 1980 tarihinde Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ile üç kuvvet komutanı ve Jandarma genel komutanının müşterek hareketi sonucu TSK idareye el koymuş, meclisi kapatmış, siyasi partileri kapatmış ve Demirel, Erbakan, Alpaslan Türkeş, Deniz Baykal, Bülent Ecevit gibi birçok siyasi liderler sürgüne gönderilmişti. En önemli olay ise 11 Eylül’de dışarıda kan gövdeyi götürürken 12 Eylül sabahı bu hadiselerin birdenbire durması olmuştur. Halen bunun nedenini bilemiyoruz. Ancak, yapılan soruşturmalardan ve o günleri yaşayanların anlatımlarından birçok gerçek su yüzüne çıkmaya başlamıştır. İşte günlerce basınımızın, dramatik bir şekilde duyurmaya çalıştığı Ardahan ili, Göle ilçesi, Okçu köyünden 105 yaşında vefat eden Berfo Ana’nın isteği (Kırbayır), 33 yıldır, yakalandıktan sonra bir daha haber alamadığı 26 yaşındaki oğlu Cemil’in ölüm nedenini öğrenmekle beraber mezarını aramak olmuştur. Berfo Ana 33 yıl süresince, kayıp evlat anaları ile her türlü eyleme katılmış, bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la da görüşmüştür. 12 eylülü gerçekleştiren Evren ve Şahinkaya’nın duruşmalarına katılmış, Kenan Evren’e şöyle seslenmiştir: “Utan, ‘Bu kadar insana nasıl kıydın’ demeğe geldim. Oğlumun tabutunu istiyorum. Af etmeyeceğim seni Kenan Evren, sürüneceksin.”
Berfo Ana “Oğlumun mezarını görmeden ölmek istemiyorum” demiş ama İlahi Kudret onu, bu hasretini gideremeden almıştır. Berfo Ana, ilerlemiş yaşına rağmen, ölümüne kadar, her cumartesi diğer analarla birlikte her türlü etkinliklere katılmış ve bu acıklı olayların simgesi olmuştur. 12 eylül facialarını bizzat yaşayan, halen göz yaşı döken Giresunlu Şadan ananın 16 yaşındaki oğlu Erdal’ın kemik yaşı büyütülerek idam edilmesini, gördüğü işkenceden ölen Aydın’lı Nezahat ananın oğlu Demir’i, bir gün öğretmen olacak diye ümitle beklenen Mardinli Hatice ananın oğlu Ahmet’in idam edilmesini unutabilmeleri mümkün mü? Kenan Evren, “Dengeyi sağlayabilmek için bir sağdan, bir soldan astık” demişti. Türkiye, tüm bu elim olayları aydınlatmakla yükümlüdür. Çünkü yüzlerce ana, oğlunun faili meçhul cinayetler sonucu öldürüldüğünü, kabirlerinin nerede olduğunu bilememenin hüznünü yaşadıklarını, bu hususun behemahal aydınlatılmasının gerektiğini tekrar vurgulamak istiyoruz. Öyle elem verici, insanın kanını donduran öyle feci olaylar yaşanmış ki, bu işkenceleri yapan kişilerin ne kadar gaddar ve insanlıktan yoksun olduklarını düşünmek bile istemiyoruz.
Berfo Ana’ya Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabırlar niyaz eder, vasiyeti veçhile oğlu Cemil’in bulunabilirse kemiklerinin yanına konulmasını dilerim.