Ben olsam! (1)

DÜN sabah ilk işim, Alanya Belediyesi'ne uğramak oldu. Yoğun siyasi gündemden dolayı epeydir hasbıhal edemediğimiz, bu yüzden 'Uğramıyorsun” diye sitemini işitmekten mahcup hale geldiğim Belediye Basın Halkla İlişkiler Müdiresi,...

DÜN

sabah ilk işim, Alanya Belediyesi’ne uğramak oldu. Yoğun siyasi gündemden dolayı epeydir hasbıhal edemediğimiz, bu yüzden “Uğramıyorsun” diye sitemini işitmekten mahcup hale geldiğim Belediye Basın Halkla İlişkiler Müdiresi, çok kıymetli kardeşim Rabia Coşkun Eşit’in sık sık yinelediği çay davetine icabet etmek için gittiğim odasında, tesadüfen Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ile karşılaştık.


***

Bu kez çayı içip karşılıklı sohbet etmek Başkan Yücel ile kısmet oldu.


***

Geçtiğimiz Cuma akşamı Hasan Ağa Konağı’nda değerli meslektaşlarım Gaye Coşkun, Ülkü Arslan, Rıza Yanık ve Hilmi Karagöz ile birlikte katıldığımız ve Adem Başkan’ın konuk olduğu Kanal A-ATV işbirliği ile yapılan canlı yayından laf açıldı, kamuoyunun programa tepkisinin nasıl olduğunu konuştuk.


***

Görevde geride bıraktığı bir yılın değerlendirmesini canlı yayında yapan Adem Başkan’a programın genelde başarılı bulunduğunu, ancak bazı sorulara tatmin edici yanıtlar veremediği yönünde bazı kesimlerce eleştirilen geldiğini söyleyecektim, alelacele çayını içip müsaade istedi, “Atatürk Anıtı önünde Turizm Haftası kutlamaları var. Malum, Belediye Reisi olarak oraya katılacağım” deyip gitti.


***

Alanya Belediyesi’ndeki ziyaretim bittikten sonra bir iki siyasi parti, bir iki eski ama tecrübeli siyasetçi ve esnaf ziyareti yaptıktan sonra ofise geldim ve “Ben olsam” başlığı ile bir köşe yazısı kaleme almaya karar verdim.


***

Üstelik bu fikrimi sosyal medyada, “Yarınki köşe yazımda müsaadenizle ‘Ben olsam’ deyip siyasilere ve yöneticilere biraz ahkam keseceğim. Önerilerinizi şiddetle bekliyorum” diye paylaşınca olanlar oldu.


***

Baktım ki politika sayfasında tıpkı “Twitter Günlüğü” gibi sadece “Ben Olsam” diye bir köşe açsam, sağ olsunlar, gündemi yakından takip eden takipçilerimde o alanı dolduracak potansiyel ziyadesiyle mevcut.


***

Normalde siyasilere ve Alanya’yı yönetenlere bugün kendim birkaç kelam etmek istiyordum ama sosyal medyada da hayli etkin olan çok kıymetli Yeni Alanya okuyucularının görüşlerinin benimkilerden daha değerli olduğunu bildiğim için bugünlük sizlerle o fikirleri ve önerileri paylaşmaya karar verdim.


***

Sizin anlayacağınız, “Ben Olsam” başlıklı makalemi 2’ye, belki de 3’e böleceğim.


***

İşte “Ben olsam” diyen takipçilerimin önerileri…


***


MEHMET TÜREMİŞ: Ben olsam, Alanya'ya Alanya dışından aday yazmazdım.


***


EMİNE ÇELİK: Tanımadan eleştirmek olmasın, eleştirirken takdiri de bilmek, kendimize kör bakarken başkasına bol keseden konuşmamak üzerine olsun kasabadaki tutumlar inşallah.


***


ÖZKAN KIVRAK: İlçe yöneticisi ben olsam, Alanya seçmeninin bu kadar rencide edildiği, listeye en yakın 5’inci sıradan aday alınan, (1 tane daha 5’inci sıra var ama bana göre tamamen çakma ve zoraki bir adaylık) bir listeyi gördükten sonra istifamı verir, Alanya İlçe Teşkilatı’nın anahtarını Ankara’ya gönderirdim. Ama ben olsam.


***


MUSA ÖZDEMİR: Sen işini bilirsin Alper Bey, kolay gelsin.


***


MURAT TİLE: Ben olsam, Alanya’nın girişine turnike koyarım. Hasan Sipahioğlu’nun deyimiyle, Alanya’dayaşamanın bir bedeli var.


***


ALAADDİN TOKSÖZ: Değerli abim. O siyasiler ‘Ben’ dediği için kaybediyor hep. Bir olsak biz olsak zaten her şey güzel olacak. Takdir bu işin ehli sendedir.


***


RASİM ERDOĞAN: Ben olsam, bütün gücümle Alanya’yı İl yapmak için çalışırdım. Ben olsam, Atatürk Caddesi’ndeki çığırtkanlığa, turisti rahatsız eden esnafa bir daha ruhsat vermez, işyerini kapatırdım. Ben olsam, Alanya Kalesi’ne çıkışı ücretli yapardım ve bu sayede ipini koparan ipsiz sapsız kişiler at oynatmazdı. Ben olsam, Seyir Terası başta olmak üzere sokaklarımızı ses ve gürültü kirliliğine boğan motosikletli ehliyetsiz sürücüleri trafiğe çıkartmazdım. Ben olsam, yeraltlarına otopark yapardım, yolları daha geniş tutardım. Malum, trafik çekilmez hale geldi. Ah, ben olsam yapacak çok şey var.


***

UĞUR VEYSEL OKŞAR: Üstat, senin yazacağın zaten beyninde şekillenmiştir. Görünen o ki, bazı adaylar ciddi donanımlı ama ne kadar Alanya'dan haberdar, o tartışılır. İkinci bir Hasan Çakır vakası yaşanması muhtemeldir. Bunu zaman gösterecek. Alanya için tek umut, Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun dışarıdan Bakan olması veya aktif bir durumda olmasıdır. Senin gibi üstat bu farkı iyi bilir. Alanya ise farkını yokluğunda anlayacaktır.


***


HALİL TOKGÖZ: Ben olsam, her işletmeden bir caddede belirli sayıda olma şartı koyardım. Metrekare sınırı koymaktan iyidir, en azından herkes ekmek yer. Yan yana aynı işi yapana ruhsat verirsen çığırtkanlık da olur, kavga da.


***


CELİL KAFES: Ben biraz yerelden çıkıp ulusal bakacağım. Ben olsam, komple seçim sistemini değiştirirdim. Türkiye’deki temel sorun, milletin seçim yapamaması. Millet mecburiyetten partiye oy veriyor. Asıl olan bağımsız adayların seçilip bağımsız karar verip, mecliste bağımsız bir grup oluşturmalarıdır. Şu anda hangi milletvekili partisinin isteğinin aksine oy verebiliyor? Veremez, çünkü bir dahaki seçimde aday gösterilmez. Ama dediğim sistem olursa, halk direkt olarak kendi vekilini seçecek, o vekil de halkından çekinecek, liderlerin hegomanyası bitecek. Ben milletvekili olsam bunun sağlanması için uğraşırdım.

-DEVAMI YARIN-