Batının tıbbı mı yoksa doğunun alternatifi mi?

Maalesef şişmanlık batıdan doğuya doğru ilerliyor. Daha 15, 20 yıla yakın kısa süre önce doğuda kilolu bir insan görmemiştim, son zamanlarda gittiğim de, kilolu Çinliler ve Hintliler görmeye başladım. Ama yinede dünyanın batı kısmı,...

Maalesef şişmanlık batıdan doğuya doğru ilerliyor. Daha 15, 20 yıla yakın kısa süre önce doğuda kilolu bir insan görmemiştim, son zamanlarda gittiğim de, kilolu Çinliler ve Hintliler görmeye başladım. Ama yinede dünyanın batı kısmı, doğu kısmından daha kilolu.Fazla kilolu olmak, batının bir hastalığı olup ve batının biliminin çözümsüzlüğü ile devam ediyor. Dünyanın en iyi üniversitelerine sahip olan Amerika’da insanlar hızla şişmanlıyorlar. Dünyanın en şişman adamı Amerika da tam 580 kilo…Ben mi hatalı yazıyorum, yoksa bir çelişki mi var?Yıllarca batının söylemleri ve metotların denedim120 kilo ya kadar çıktım, bir gün şu söz benim farklı düşünmemi sağladı; “Kelin ilacı olsaydı, önce kendi başına sürerdi.”Batının ürettiği tıp hepimizin de bildiği gibi sonuçların üzerinde tedavi şeklidir. Doğunun alternatifi tedavisi ise, hastalığın ortaya çıkartan soyut kaynağın kökünü temizleme yada ortaya çıkması ihtimal olan hastalığın önceden ortaya çıkmasını engelleyen çalışmalar.Batı fareler üzerinde kesip, biçip üzerlerinde deneyler yapıp, çözümler üreterek. Atom, hücre ve moleküler üzerinde enerjilerin reaksiyonları ve tıkanıklıklarında çözüm ve gözlemleme yapılıyor. İlaç ve ameliyatla çözümü üreterek, var olan sistemdeki, parçayı ya uyuşturuyor, değiştiriyor ya da bir bütünün parçasını kesip atarak tedavi ediyor.Doğu içe dönük çalışmalar sürdürmektedir, içerdeki enerjiyi ortaya çıkartmak ve onun gücünü kullanmakla ilgileniyor. Somut enerjide olan enerji tıkanıklığına yani hastalıkların, kökünün ve başlangıç noktası olan bilinçte tedavi yöntemlerini kullanıyorlar. 10.000 yıldan bu yana her bir insanın içsel yolculuk deneyimlerine kulak vererek çözümler ortaya konuluyor. İlaç ve ameliyatın yerine teknik ve metotlar kullanıyorlar.Doğunun alternatifi ise düşünce ve inançlar yani başlangıç. Doğu alternatifi düşünce yapısını ve düşünceden sonuca giden yollar üzerinde çözümler üretiyor. Batı tıbbı ise sonuçlara bakarak çözümler üretiyorlar.Aslında ikisi de tek bir enerji bütününün farklı kutupları. Enerjilerin orta merkezi ise atomlar. Doğunun çalışmalarının tümü atomu altı, batının ise atom üzeri…Sonuçlarda bir hastalık yada şekil bozuklukları varsa, bunu sebebi bilinçtir. Düşünceler ise bilinç ten üretilir, eylemse düşünce ortaya konulduktan sonra gerçekleşir. Her eylemde bir sonucu doğurur.Bedende ortaya çıkan hastalıkların % 90 inançlar ve düşünceler üretir. Genetik olarak atalarınızdan almış olduğunuz biyolojiniz yapınızın oluşumu genetik düşüncelerdir. Biyolojik genetiğinizin değişimi, yine genetik düşüncelerinizle mümkündür. Genetik biyolojinize etkileyen düşüncelerdir.Bedende ortaya çıkan hastalıkların %90 psikosomatiktir. Yani soyut enerjiler atom altı eneri parçaları. Geriye kalan % 10 ise pozitif tıbbın çözebileceği anlamına geliyor. Pozitif tıb atom altı enerjileri üzerindeki tedavi yöntemlerine inanmadıkları içindir ki bir çok hastalıklar çözümsüz kalıyor. Zaten çözmüş olsalardı hastalıklar olmazdı. Neden bir hastada pozitif tıb tedavi sürecini bitirdikten sonra tekrardan hastalık ortaya çıkıyor. Çünkü bilinç tedavi edilmediği için, bilinç tekrardan hastalığı bir süre sonra üretiyor.Evet pozitif tıbba inanalım ve güvenelim ama alternatif denilen enerji tıbbına da anlamaya çalışalım.Cahil insan pozitif tıbbı ret eden insandır, zır cahil insansa alternatif tıbbı ret eden insandır. Bir bütün yarım ele alırsanız yarım iş yaparsınız. Enerji bir bütündür. Sen bedenini kabul et ama zihnini kabul etmeye benzer.ENERJİ TIBBI VE KLASİK TIPYüzyıllar öncesi insan kendi kendine tedavi ederdi, bir süre sonra çeşitli deneme yanılma yöntemleri ile ortaya şifacılar çıktı. Bir çeşit şifacının başlaması ile çeşitli şifacı tarzları oluşum başladı. Kimileri elleri ile, kimileri nefesleri ile, kimisi otlarla, kimileride davulu ile şifa verme süreci gelişti . Ama her birinin tedavileri zaman zaman çözüm olabildiği halde çoğu da işe yaramıyordu.Akademik kavramlar ortaya atıldığı yüzyıllarda, insan bilime ve mantığa uygun zemine oturtarak, bu günkü pozitif tıp ortaya çıktı . Uzun yıllar geçmişteki şifacılardan esinlenilse de pozitif tıp bunun metafizik ve parapsikoloji olarak, bir alternatif olarak ele aldı. Haklıydılar da çünkü tüm şifa unsurlarının zemininde bir gerçeklik ve belirgin bir temel yoktu.Bu gün artık şifacıların zaman zaman neden başarılı yada başarısız olduğun kuantum fiziği, atom altı parçacık enerjisin ve bilinç ve bilinçaltını tanır olmamızdan dolayı anlayabiliyoruz. Çağımız hızla ilerleyerek; yeni bilimlerin farkındalıkları ortaya çıkıyor. Daha yakın zamana kadar sadece atomlara kadar bilgimiz vardı. Şimdi ise atom altındaki enerjilerin işlevlerini tanımaya başladık. Şifacıların ve kendi kedine tedavi eden kişilerin bilmeden uğraştıkları alan yani soyut enerji.ENERJİ TIBBIYaşam ve sağlığın kaynağı enerji olup, organizmaların yaşamsal fonksiyonlarının ana hedefi de enerji aktivasyonudur. Soyut ve somut enerjiler arasındaki tıkanıklara, bedenin doğal dengelerinde aksaklıklar oluşuyor, böylelikle somut enerjinin bozulma veya hastalık halinin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Enerji tıbbının temel tedavisi, her türlü desteğin sadece hastalık ortaya çıktıktan sonra değil, bu süreçlerin başlangıcında verilmesidir.Zihin ve beden enerjisini düzenleyen enerji çalışmaları; kronik hastalıkları, otoimmun bozuklukları, psikolojik travmaları çok hızlı ve etkin bir şekilde düzeltmektedir. Klasik tıp bu sonuçların yanına bile yaklaşamamaktadır. Her düşünce ve duygu organlarda biyokimyasal olayların başlamasına neden olur. Her deneyim genlerimizde genetik değişimlerin tetikleyicisidir. Özgür irade ile genleri değiştirebilir ve sağlığı etkileyebiliriz.Geleceğin tıbbında reçeteler de; çevre değişikliği, zihinsel değişim, inanç, düşünce ve duygu değişikliği, genlerde olumlu değişiklik egzersizleri, iyilik yapma, şükran duası etme, sevgi yükleme gibi eylemler önerilecek ve tavsiyeler yazılacaktır. Bilinçsel enerji değişimleri biyolojimizi ,oluşum sürecinde direk etkilemektedir.NEWTON FİZİĞİ VE KUANTUM FİZİĞİBugünkü tüm bilimlerin alt tabanında klasik Newton fiziği yatmaktadır. Bundan yaklaşık yüzeli yıl kadar önce klasik fizik yasalarının egemen olduğu somut evrende artık her şeyin çözümlendiği düşünülünü yordu. Bunun sebebi, somut evrende meydana gelen bütün olayların mevcut fizik yasaları ile açıklanabiliyor olmasıydı.1900 lü yıllarda maddenin atomik boyutlarında hangi fizik yaslarının var olduğu araştırılmaya başlanmış ve bugün kuantum fiziği olarak adlandırdığımız fizik alt alanı ortaya çıkmıştır.Newton fiziğinde en küçük parçanın atom olduğunu kabullenmiştik. Atomun parçalanmaz olduğunu bilmemiz, atomun içine bakmamamızı uzun yıllar sağladı. Atomun altına bakamadıkça da gelişmeyi ve çözümü bulamadık.Kuantum fiziğinin ortaya çıkışı, klasik fiziği yok etmemiştir..Bu iki fizik alt araştırma alanı sadece farklı boyutlarda farklı yasaların geçerli olduğu gerçeğini ortaya koymuştur ve her ikisi de ve mükemmel bir uyum içindedirler.Klasik Newton’un Klasik Mekanik Yasaları makro fiziksel olaylar için geçerlidir ya da Maxwell’in Klasik Elektromanyetik Kuram yasaları makro boyutlarda meydana gelen elektriksel ve manyetik olayları mükemmel bir şekilde açıklamaktadır.Atom altı soyut enerjiler de yapılan araştırmalar, o boyutlardaki bilimsel yasaları keşfetmemizi sağlamıştır.Kuantum fiziği, temelde maddi evrenin yaklaşık milimetrenin 1/1000 oranında (10-6m) ve bunun daha alt boyutlarında ki soyut enerjiler de meydana gelen olayları yöneten yasaları araştırır.Bu gün zihni ve soyut enerjilerini daha iyi tanıyoruz, bu gün Kuantum fiziğin sayesinde atom altı enerji parçacıkların yasalarını biliyoruz, enerjinin yapısı gün geçtikçe çözünürlük kazanmaya başladı.Bilimde gelişmeye devam ediyor, daha fazla farkındalık kazanmamız adına , yeni bilimler ve yeni bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor."Bu güne kadar farkındalık kazanabilmek için bizlere bir çok bilim öğretildi, ama unutulan bilim ise kendini bilmektir. Evrende var olan tüm bilimler, kendini bildiğinde hizmet etmeye başlar."Farkında kalın, enerjik kalın, hoşça kalın.Şükran ve sevgilerimle…