Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni evlenen gençlere "Sizden üç çocuk bekliyorum" diyerek ileride ülkemizin ne denli bir sorunla karşılaşacağını anlatmak istiyormuş meğer. Bugünkü gibi her aile bir çocukla yetinirse, ileri yıllarda yaşlı nüfus artacak, genç nüfus azalacak. Almanya gibi dev bir ülke, genç nüfusun azalması ve yaşlı nüfusun çoğalması sonucunda büyük ekonomik krizle karşı karşıya kalmıştır. Yaşlı nüfusa sahip olmak ülkeyi iki noktadan sıkıntıya sokar. Birincisi, ülkenin üretim gücünde düşmeler yaşanır. Genç nüfus ve dolayısıyla çalışan kişi sayısı azalınca, ülkenin üretim gücü azalır. Zaman içersinde ithalatçı ülke durumuna düşer. İkincisi, yaşlı nüfus çoğalınca emeklilik maaşı alan kişi sayısı artar, dolayısıyla sağlık giderleri iyice artar. Başbakanın "Üç çocuk yapın" çağrısı, bu sıkıntıların bugünden önlenmesi içindir ve son derece yerinde bir çağrıdır. Biz, 6 kardeş idik ve babam 6 çocuk sahibi olduğu için yol vergisinden muaf idi. Ülkemiz Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı, Cihan Savaşı ve son olarak Kurtuluş Savaşı olmak üzere tam 14 yıl savaşmış, böylece genç erkek nüfus çok azalmıştır. Kurtuluş savaşından çıktığımız 1922 yılında nüfusumuz çok azalmıştı. 1927 yılında nüfusumuz 13.6 milyon durumunda bulunuyordu. Büyük devlet adamı Cumhurbaşkanımız Atatürk bu durumu görmüş olduğundan, 1930 yılında 6 ve üzeri çocuk yapan annelere altın madalya verilmesi için yeni bir yasa çıkarılmasını sağlamıştır. Annemin, böyle bir madalya aldığını hatırlamıyorum. Ama babamın yol vergisinden muaf olduğunu bugünkü gibi hatırlıyorum.
Başbakanımız, çok haklı olarak nüfusun çoğalmasını istiyor. Bu konu bazı yayın organlarında alay konusu yapılmıştı. Atatürk’ün nüfusumuzun artması için kanun dahi çıkarttığı bir konuda ileri geri konuşulması doğru bir yaklaşım değildir ama 1960 ihtilalini yapanlar, Atatürk’ün yasasını kaldırarak, nüfusun artmasının önüne geçmek istemişlerdir. O tarihten bu yana, nüfusumuz gittikçe azalmış ve Başbakanın haklı tepkisine neden olmuştur. Onun için, AK Parti hükümeti de kollarını sıvayarak çalışan kadınlar için yeni önlemler almaya başlamıştır. Müesseselerde kreş zorunluluğu getiriliyor, hamile kadınların doğum öncesi ve doğum sonrası ücretli izin süresi uzaltılıyor, daha mühimi çocuk sahibi kadınların çocuk sayısı kadar daha evel emekli olması için yasal düzenleme yapılıyor. 10 yıldır hükümet, yüzlerce sorunu halletmek için var gücü ile uğraş vermektedir. Pek çok sorunu halletmiş veya düzeltmiştir. Türkiye kabuk değiştiriyor, onun sancısını çekiyoruz.