Barış karşıtları

Barış karşıtı, savaş yanlısı bir insan olabilir mi? Normalde olmaması gerekir; ama insanoğlu bu. Katili, psikopatı, her tür rezilliği sergileyebilen canavarlar da var. Kanlı terör örgütü PKK silahı bırakıp Türkiye'yi terk etme noktasına...

Barış karşıtı, savaş yanlısı bir insan olabilir mi?
Normalde olmaması gerekir; ama insanoğlu bu.
Katili, psikopatı, her tür rezilliği sergileyebilen canavarlar da var.
Kanlı terör örgütü PKK silahı bırakıp Türkiye’yi terk etme noktasına geldi.
Bu durumdan biz Türklerle Kürtlerin memnun olması gerekmez mi?
Kürtlerin memnun olduğu ortada…
Zira bu durumdan en çok zarar gören de yine Kürtler.
Sürekli bu köşeden dile getirmiştim.
Kürtler, PKK’nin tutsağı durumunda diye.
Kürtlerin büyük çoğunluğunun barışı desteklemesi de gösteriyor ki Kürtler, gerçekten PKK’nin tutsağı durumundaymış.
‘Biz Türklerin desteği, neden belli bir düzeyde kaldı’ diye sorarsanız CHP ve MHP tavanının siyasi kaygılara dayalı çıkışlarıyla ortaya koydukları belli endişeler, Türk toplumunu belli tereddüde sevk etti.
Tüm bu tereddütlere ve de bazı endişelere rağmen, CHP ve MHP tabanının önemli bir bölümünün barıştan yana olduğuna, yürekten inanıyorum.
Aksini düşündüğümüzde, bu ülkenin ve bu ülke insanının geleceği bakımından, çok ciddi endişeler duymamız gerekebilir!
Adamların silahı bırakıp ülke dışına çıkmasından rahatsızlık duymanın başka ne anlamı olabilir ki?
Bu süreç şu ya da bu nedenle başarısızlıkla sonuçlandığında nelerin olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.
PKK bu süreci sabote ederse, Kürt halkının bunun hesabını soracağından adım gibi eminim.
PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili olarak, barış karşıtı gibi görünen kesimin bazı kaygılara dayalı birkaç sorusunu ele alırsak,
- 30 yılı aşkın bir süredir devam edip gelen bu terör nasıl oluyor da birden bire bitebiliyor?
- Dünyanın en güçlü terör örgütü olarak, çok ciddi rantlara sahip bu örgüt, nasıl oluyor da bu yapıyı tasfiye edebiliyor?
- Barışa karşı, hükümet PKK’ye ne verdi ya da ne vaat etti?
Tüm bu sorular tabii ki hepimizin kafasını karıştırdığı gibi, zihnini de yoruyor. Tüm bu sorulara yanıt olarak bir çok argüman ileri sürülebilir.
Benim argümanlarımı ise şöyle sıralayabilirim.
- Kürt halkı, terörden artık bunalmış durumda.
- Bir başka çok önemli gelişme, hatta Kürtler için tehlike, Ortadoğu’da özellikle de Irak ve Suriye’deki gelişmelerdir.
- Kısa, orta ve uzun vadede, Irak ve Suriye’de bulunan Kürtlere karşı Arapların er geç saldıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Böylesine büyük bir tehlike karşısında, Kürtlerin sığınabileceği tek ülke Türkiye’dir. Bu tehlikeyi gören Kürtler PKK’ye baskı yapıyor ve PKK’de tek destek aldığı Kürt halkının isteği doğrultusunda silahı bırakmak zorunda kalıyor.
- Terörle mücadele eden dünkü güvenlik güçleriyle bugünkü güvenlik güçleri, her bakımdan, özellikle de teknik donanım ve teröre dönük odaklanma anlamında, çok farklı.
- İktidar siyasi istikrarı sağlama anlamında çok güçlü.
- Türkiye, vesayet rejimine dayalı, göstermelik parlamenter rejimden kurtulup parlamentoya dayalı güçlü bir sivil iktidar dönemine geçti.
- Devlet, tüm kurum ve kuruluşlarıyla koordineli bir biçimde çalıştığından, toplumun her kesimindeki terör destekçilerini rahatlıkla tespit edip bunları kısa sürede etkisiz hale getirebiliyor.
Benim öngörülerim bunlar.
Doğru ya da yanlış olup olmadığını zaman içinde öğreneceğiz.
Ben, bu ülkede barışın ve kardeşliğin tavan yapmasını ve hepimizin, çatışma yaratan kimliklerimizi öne çıkartmak yerine, dünyalı ve insan olmaya odaklanmasını istiyorum.