BÜYÜKŞEHİR
Belediye Başkanı Menderes Türel'in müthiş vizyonuyla açılan ve Antalya'ya büyük prestij kazandıran EXPO 2016, bu yıl birbirinden ünlü yerli ve yabancı müzik sanatçılarını ağırladı.
Bu isimlerden en ünlüsü ve hiç şüphesiz en önemlisi "sir" unvanlı İngiliz sanatçı Elton John oldu.
Eylül ayının ortasında Antalya'ya gelip binlerce kişiye konser veren Elton John, ardı ardına gelen bombalı saldırılar ve üstüne gelen 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ne yazık ki imaj kaybına uğrayan Türkiye'nin tanıtımına büyük katkı sağladı.
Türkiye'nin üzerine yapışan “güvensiz ülke” etiketini yırtıp atmak için, yabancı yatırımcıları ve turistleri ikna etmek için, uçak kriziyle büyük darbe alan turizm sektörüne yeniden nefes aldırmak için yoğun bir çaba göstermek gerekiyordu, EXPO konserleri bu çerçevede bölgeye büyük katkı sağladı.
“Antalya'da olduğum için çok mutluyum. Burada harika vakit geçirdik, ne kadar teşekkür etsem azdır. Bazı arkadaşlar Türkiye konserlerini iptal etmişler. Neler kaçırdıklarını bilmiyorlar. Tanrı Türkiye’yi kutsasın" diyen Elton John'a milyon dolar versen bunları söyletemezdin, ama geldi, konserini verdi, yukarıdaki cümleleri söyleyip İngiltere'ye döndü.
O yüzden, bir Elton John konseri, sadece sıradan bir Elton John konseri olarak algılanmamalıdır.
Buna mukabil...
EXPO ne kadar önemliyse, Alanya'da 4 gün süren ve geçtiğimiz Pazar akşamı sona eren "Caz Günleri" de en az onun kadar önem arz ediyor.
Misal, 13 senedir her sene Mayıs ayında düzenlenen Kültür, Turizm ve Sanat Festivali bu kadar önemli değil, en azından benim penceremden.
Çünkü bu festival, sadece o dönemin popüler pop müzik sanatçılarını ağırlıyor, 30-40 yerel stant açılıyor, dolayısıyla daha bir yerli turiste, daha bir yerli halka hitap ediyor.
Fakat Caz Günleri, 13 yıldır Alanya'ya apayrı bir kimlik kazandırıyor.
Şöyle düşünün.
Aristokrasinin ve asaletin en önemli göstergelerinden biri, ünlü bir ressamın milyonlarca lira ödeyip satın aldığınız hakiki bir tablosunu evinizdeki duvara asmanız ise, Caz Günleri de Alanya için aynen odur.
Çerçevecilerde veya alışveriş merkezlerinin hediyelik eşya mağazalarında satılan sahte, imitasyon (reprodüksiyon) resimler sadece evin o duvarındaki boşluğu doldurmaya hizmet ederken, ünlü bir ressamın pahalı ve hakiki bir tablosu, asaletinizin bir simgesi olarak sizi, ailenizi, geçmişinizi, o günkü sosyal ve düşünsel statünüzü temsil eder, denilir.
Bu ve benzer nedenlerle, bu yıl 13. kez düzenlenen, dünyanın en önemli caz starlarını Alanya’da buluşturan Caz Günleri, 13 yıldır olduğu gibi Alanya'nın marka değerine bir kez daha artı puan kazandırmıştır.
Aralarında benim de olduğum, caza uzak ve mesafeli bir doğu toplumunun bireyleri olarak; Ece Göksu, Gregoire Maret, Eser Taşkıran, Dixie Kings Of Hungary, Etibar Asadli, Samira Efendiyeva ve Shehriyar Imanov isimleri, meraklıları dışında, kulağımıza pek aşina gelmese de, bu isimlerin Alanya'daki bir etkinlikte sahne alıyor olması bile, uluslararası caz ve sanat çevrelerinde Alanya ismini bambaşka bir yere koymuştur.
Alanya'da yaşayan bir vatandaş olarak, Caz Günleri'nin vücut bulmasında büyük emekleri olan, başta 1999-2014 dönemi Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'na, 2014 sonrası göreve gelip bu işin önemini kavrayarak "devam" kararı veren Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'e, ALTİD'e, ALTAV'a, Konaklı'daki Summer Garden'a, TRT Müzik'e, Dream TV'ye, Radyo D’ye ve geride bu işin mutfağını hazırlayan yüzlerce isimsiz kahramana teşekkür ediyorum.
Nasıl ki EXPO Antalya'daki Elton John konseri sadece sıradan bir Elton John konseri değilse, Alanya'da 13 yıldır başarıyla düzenlenen Caz Günleri de sadece bir konser etkinlikleri zincirinden ibaret değildir.
O apayrı bir etkinliktir, Alanya'nın tanıtımına atılan müthiş bir çentiktir.