Bakış açınızı değiştirin! Toplum gelişsin

UZUN süredir piyasalarda, bir ticari işletmenin temel amacının, üretmiş olduğu mal ya da hizmeti en iyi şekilde pazarlayarak satmak olduğu inanışı hakimdi. Hali ile firmaların, toplumla olan iletişimine de tamamen satış odaklı bakılmaktaydı....

UZUN

süredir piyasalarda, bir ticari işletmenin temel amacının, üretmiş olduğu mal ya da hizmeti en iyi şekilde pazarlayarak satmak olduğu inanışı hakimdi. Hali ile firmaların, toplumla olan iletişimine de tamamen satış odaklı bakılmaktaydı. Ancak firmalar açısından, sadece ürün satmak için insanlarla iletişim kurma dönemi artık sona erdi. Girilen yeni dönemde ise firmaların, henüz üretim sürecinde veyahut yeni bir projenin oluşum aşamasında; tedarikçiler, şirket çalışanları ve müşteriler başta olmak üzere her insanın fikir ve görüşlerine ihtiyaç duyduğunu söyleyebilmekteyiz. Günümüz piyasa koşullarında firmalar, müşteri talep ve beklentilerinin kılavuzluk ettiği projeleri hayata geçirerek fark yaratıp, rakiplerinin bir adım önüne geçebilmektedir. Akıllara gelen; firmaların toplum ile fikir alışverişi yapabileceği ortamlar nasıl oluşturulmakta ve toplum beklentileri nasıl tespit edilmektedir? Sorularının cevabı ise oldukça basit… “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri’’

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK NEDİR?

En basit anlamı ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk; firmaların, içinde bulundukları toplumun sosyal ihtiyaçlarını tespit ederek bu ihtiyaçları gidermek için kendi özgür iradeleri ile gerçekleştirdikleri bir takım eğitsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlerdir. İçerisinde bulunduğu toplumdan beslenen, kazanç elde eden, varlığını o topluma dayalı olarak sürdürebilen bir firmanın elbette ki toplum ihtiyaçlarına karşı duyarlı olması ve dış çevreye karşı birtakım sorumluklar üstlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle şirketlerin, kurumsal sosyal sorumluluk projelerine daha duyarlı yaklaşmaları ve bu projelerde süreklilik sağlamaları şart! Nitekim kamuoyunu oluşturan her üç kişiden biri, kurumların; yapmış oldukları sosyal yardımlar ya da yürütmekte oldukları sosyal-kültürel faaliyetler bakımından topluma karşı sorumlu olduğunu düşünmektedir. Gelgelelim Türkiye’de faaliyet gösteren şirketleri, kurumsal sosyal sorumluluk alanında yeterli görenlerin sayısı son derece düşüktür. Zaman zaman sosyal sorumluluk adı altında bazı firmaların; eğitim, sağlık, aile içi şiddet, çocuk hakları, kadın hakları gibi toplumsal konulara dikkat çekmek ve fon oluşturmak adına yapmış oldukları bir takım faaliyetler gündeme gelmektedir. Ancak piyasalarda faaliyet gösteren şirket sayısı göz önüne alınarak bir oranlama yapılacak olursa; sosyal sorumluluk projelerine önem veren şirketler ne yazık ki pastanın küçük bir dilimini oluşturmaktadır. Kanaatimce bu yetersizliğin temelinde ‘’maliyet’’ unsuru yatmaktadır. Tahmin edeceğiniz üzere, sosyal sorumluluk projeleri firmalar için karşılanması gereken bir maliyet yaratmaktadır. Söz konusu bu maliyete katlanmak istemeyen ya da böyle bir maliyetin riskini göze alamayan firmalar kurumsal sosyal sorumluluk projeleri içerisinde yer almaktan uzak durabilmektedir. Öte yandan sosyal sorumluluk adına çeşitli girişimlerde bulunan bazı firmalar ise karşılamakta oldukları bu maliyeti, ürün ve hizmet fiyatlarına yansıtmak sureti ile dolaylı olarak projelerine yine toplumun kendisinden finansman sağlamaktadır. Bu tür firmaların proje maliyetlerini topluma yansıtmaları, ne kadar etik bir davranış biçimi, tartışılır… Ancak tartışılamayacak gerçek şu ki; Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinin firmalar tarafından ek maliyet olarak algılanması, son derece hatalı bir davranış olmaktadır. Ülkemizde “Doğru projeler yaratarak başarılı sonuçlara imza atmış şirketler yok mu?’’ diyecek olursanız; tabi ki Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile adını kamuoyuna duyurmuş pek çok yerel ve uluslararası şirket bulunmaktadır.

Ülkemizden Başarı Tabloları ve Sorumluluk Projelerinin Şirketlere Getirileri

Yürütmekte olduğu sosyal sorumluluk projeleri ile adını kamuoyuna duyuran firmalar; müşteri güven ve sadakati, finansman şirketlerinin ve yatırımcıların şirkete güven ve ilgisinin artması, sağlam bir kurumsal imaj gibi bazı avantajlara da sahip olabilmektedir. Yaratmış oldukları projeler sayesinde firmalar, toplumda birlik ve beraberliği sağlayarak hem kendilerinden beklenen sorumluluğu yerine getirmiş olmakta hem de ekstra bir reklam maliyeti olmaksızın adını duyurabilmektedir. Böylece medya ve kamuoyunun güvenini kazanan bu firmalar, müşteri potansiyelini ve satış oranlarını da doğru orantılı olarak arttırabilmektedir. Benzer örneklerini arttırmak mümkün olmakla birlikte, ülkemizde yürütülen: Turkcell / Kardelenler, Doğan Gazetecilik / Haydi Kızlar Okula, Eti Şirketler Grubu / Eti Çocuk Tiyatrosu, Ülker /Çocuklar İçin Spor, Vodafone / Düşler Akademisi, Akbank / Caz Festivalleri… Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinin en başarılı ve ses getiren örneklerindendir.

Özetle firmaların, sosyal sorumluluğu yalnızca bir maliyet unsuru olarak görmekten öteye geçebilmeleri kuşkusuz ekonomimiz, sosyal hayat düzenimiz, birlik ve bütünlüğümüz ile toplumsal kalkınmanın gerçekleşmesi için son derece faydalı olacaktır. Görüldüğü üzere, ticari işletmelerin toplumsal konulara yönelik bakış açılarının değişmesi birçok şeyi değiştirebilmekte ve geliştirebilmektedir. O halde; gelişime ve değişime açık bir Türkiye ekonomisi için, topluma duyarlı bir işletme anlayışı diliyorum…