Bizler, Anadolu toprakları üzerinde yaşayan ilginç bir milletiz. Yurdumuzun 3 tarafı denizlerle çevrilidir, kıymetini bilmeyiz. Eşsiz doğa ve tarihi güzelliklere sahibizdir, turizme kazandırılmasını bilmeyiz.
Birbiriyle rekabet eder gibi, ülkemizdeki birçok yöre ya da kenti aynı isimleri vermişiz. Mesela, aynı isimli ilçelerden ikişer tane olan var. Örnek mi istersiniz? “Ayvacık” hem Çanakkale’nin hem Samsun’un ilçesi, “Edremit” hem Van’ın hem Balıkesir’in, “Kale” ilçesi 3 ilimizde birden var: Antalya, Denizli, Malatya. “Ovacık” Karabük ve Tunceli’nin aynı adlı ilçeleri. “Nemrut Dağı” hem Adıyaman’da hem Bitlis’te. “Akdağ” adıyla bilinen dağlar Denizli, Tunceli, Burdur, Sivas, Yozgat ve Tokat illerimizde de mevcut. “Aladağlar” ise, Kayseri, Niğde ve Adana illeri sınırları içinde yer alıyor.
Tarihi ve doğal yapılara gelince, aynı çeşitlilik devam ediyor, ancak farklı bir şekilde. Bu kez yapılar aynı, yöreleri farklı.
Aşağıda açıklayacağım benzer güzelliklere, farklı mimari kültürlere sahip her türlü kilise, çeşme, türbe, cami, medrese, kümbet, kervansaray, anfi tiyatro, saray, kale, kule, han, hamam gibi yapıları, birbirine benzediği için ayrı tutuyor ve sizlere, ayrı kentlerde aynı güzellikleri taşıyan o eşsiz doğal ve mimari güzelliklerinin listesini sunuyorum. Vaktiniz varsa buraları mutlaka görün. Buna göre:
* PAMUKKALE VE BAŞKALE TRAVERTENLERİ
Denizli ili sınırları içinde yer alan, dünyaca ünlü Pamukkale travertenlerinin bir benzerinin, Van’ın merkezine 150 km, Başkale ilçesine 35 km. uzaklıktaki Dereiçi Köyünde olduğunu biliyor muydunuz? Bölge halkı, bölgenin turizme açılmasında yetkililerden ilgi bekliyor. Ancak, bölgenin sit alanı ilan edilmesi için çalışmaların başlatıldığı, bölgenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu uzmanlarınca tescillendiği belirtilmiştir. Travertenlerdeki şifalı suyun, cilt hastalıklarına iyi geldiği tespit edilirken, çevre yollarının bir an önce yapılarak, ivedilikle turizme kazandırılması beklenmektedir.
* KIZ KULESİ VE KIZ KALESİ
İstanbul’da, Marmara Denizi girişindeki bir ada üzerinde bulunan ünlü Kız Kulesi’nin bir benzeri ve daha büyüğü olan Kız Kalesi, Mersin’e 60 km, Erdemli’ye 23 km. mesafededir. Tıpkı Kız Kulesi gibi bir ada üzerine kurulmuştur ve etrafı surlarla çevrili bir kale görünümündedir.
* KAPADOKYA VE NARMAN PERİ BACALARI
Nevşehir’in Kapadokya bölgesinde yer alan peribacalarının bir benzeri, Erzurum’un Narman ilçesine 7 km. mesafedeki Yanıktaş Köyü yakınlarındadır. Yaklaşık 6.300 Hektarlık bir alanı kaplayan bölgede, zemin ve peri bacaların rengi, demir oksitlenmesi nedeniyle koyu kırmızı renktedir ve bu nedenle bölge “Kırmızı Periler” diyarı olarak adlandırılır. Bölgenin, ulusal ve uluslararası tanıtımının ise, yeterince yapılamadığı aşikardır.
* DAMLATAŞ TİPİ MAĞARALAR
Türkiye’nin ilk resmi astım mağarası olan, Alanya’daki Damlataş Mağarası’nın benzerleri oldukça fazladır. Yüzyıllar boyu kimyasal oluşumlar nedeniyle sarkıt ve dikitlerin oluşturduğu mağaraların başlıcaları İnsuyu (Burdur), Dim (Alanya), Gürcüoluk (Bartın), Kaklık (Denizli), Karaca (Gümüşhane), Zindan (Isparta), Mencilis (Karabük), Dupnisa (Kırklareli), Ballıca (Tokat), Gökgül (Zonguldak) sayılabilir. Mağara turizminin yılda 400 bin kişiye hitap ettiği ve yeterli bir sayıya ulaşmadığı hesap edilirse, yetkililerin bu tür mağaralarının turizme kazandırılmasında yetersiz kaldığı bilinmektedir.
* ALANYA VE MARMARİS’TE KLEOPATRA VE İNCEKUM PLAJLARI
Alanya, Kale arkası bölgesindeki Kleopatra Plajı’nı bilmeyen ya da denizine girmeyen, hemen hemen yok gibidir. Ancak, Muğla’nın Marmaris ilçesine 15 km. uzaklıktaki Sedir Adası, “Kleopatra Adası” diye de anılır. Halk arasında, adanın kuzeybatısında bulunan koyda, Kleopatra ile sevgilisi Mark Antonius’un denize girdikleri anlatılmaktadır. Buradaki kumun, Antonius tarafından Kuzey Afrika’dan gemilerle getirtildiği, ve bu kum cinsinin yalnız Mısır’da bulunduğu belirtilerek, koya “Kleopatra Plajı” adı verilmiştir. Plajın karşısındaki koyun adı ise, İncekum Plajı’dır. Aynısı malum, Alanya’ya 25 km. mesafedeki İncekum Orman Kampı’na ait plajın da adı değil midir?
* YEDİ UYUYANLAR MAĞARALARI
“Yedi Uyurlar Mağarası” (Ashab-ı Kehf) olarak da adlandırılır. Bir mağaraya sığınan 7 insan ve 1 köpeğin, 300 yıl uyuduğunu anlatan hikaye, Kuran’ın, 18. “Kehf” (Mağara) suresinin 9-26 arası ayetlerinde anlatılmıştır. Mağara ile ilgili rivayetler, İslamiyet’te olduğu kadar Hıristiyanlıkta da mevcuttur. Dünya’da, mağaranın kendi sınırları içinde olduğu ileri sürülen 33 kent mevcut olduğu ve bunların 4’ünün Türkiye’de bulunduğu iddia edilir. En bilinen iki mağaradan birincisi, Mersin’in Tarsus ilçesine 14 km. uzaklıktaki Dedeler Köyü’ndedir. İkincisi, İzmir’in Selçuk (Efes) ilçesindedir. Üçüncü mağara, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde, dördüncüsü ise, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yer alır. Ancak, iddia edilen 33 mağaradan hangisinin gerçek mağara olduğu bilinmemektedir.
* SİVAS VE ERZURUM ÇİFTE MİNARELİ MEDRESELERİ
Sivas’ta bulunan medrese, İlhanlıların büyük veziri Şemsettin Mehmet Cüveyni tarafından, 1271 yılında yaptırılmıştır. Mimarı belli değildir. “Darülhadis” adıyla da tanınan Çifte Minareli Medrese’nin aynı adla anılan benzeri ise, Erzurum ilimizdedir. Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanından Padişah Hatun tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Bu nedenle “Hatuniye Medresesi” olarak da anılır. Kitabesi olmadığından, ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir.