Daha önce bu köşede yazmıştım Brezilya’nın, dünyanın üçüncü büyük barajını inşa etmek için doğayı katledeceğini…
Anımsatayım: Brezilya’da, Amazon bölgesinde hükümetin inşa etmeye giriştiği dev Belo Monte barajı konusunda ciddi bir direnme başlamıştı. Büyüklük bakımından dünyanın üçüncü barajı olacaktı. Bu direnmeyi Kızılderili şef Raoni yürütüyordu. Direnmeye dünyanın değişik köşelerinden 100 bin kişi de katılmıştı.
Brezilya adalet sistemi, hükümetin bu girişimine 28 Eylül’de müdahale etti ve barajın yapımını yüklenmiş olan Norte Energia şirketinin (dinamit patlatma, kanallar açma, setler oluşturma, ve benzeri girişimlerle) ırmağın yatağını değiştirmesini, bitki örtüsüne zarar verici girişimlerde bulunmasını yasakladı. Yargıç “ırmaktan değişik biçimlerde ekonomik olarak yararlanan binlerce ailenin zarar görmesine izin verilemez” dedi.
Evet, dünyanın en büyük doğa kıyımlarından biri önlendi.
Belki de daha büyük bir kıyım Bolivya’da start bekliyor. Bir bakan olayı protesto için istifa etti, ikincisi istifa etmek zorunda kaldı. Dizi film gibi sevgili okurlarım. Başkan Evo Morales bu konuyu referandumla halkın onayına sunacakmış. Bu ise pek çok kişi tarafından yasal olmayan bir rıza oluşturma çabası olarak görülüyor.
Referandumlar hep öyledir zaten. İnsanlar, neye oy verdiklerini bilmeden güvendikleri partinin goygoyladığı yere oylarını basıverirler hemen. Çoban Ahmet ne bilsin, bakkal Mehmet ne bilsin, Selim, Hüsamettin, Mert ne bilsin referandumun neyin oylaması olduğunu. Onların çoğunun aklı geçim derdinde. Epeycesi ise futbolla yatıp futbolla kalkıyor, “Bizim takım”dan başka bir şeyle ilgilenmiyor. Hangi “bizim takım”?
Sunum yapmaya, öğrencilerle çocuk kitaplarım üstüne söyleşmeye gittiğim okulların hemen hepsinde, sorulan sorulardan biri, “Hangi takımı tutuyorsunuz,” oluyor. Ben kırk küsur kitabın yazarı olarak karşılarındayım, çocuklarımızın merak ettiği konu bu. Salondan, hangi kentte olursam olayım, “Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş!” çığlıkları yükseliyor.
“Milli Takım,” diye yanıtladığımda onları, düş kırıklığına uğruyorlar gerçekten.
Referandum, her zaman kolaya kaçmaktır.
İmdiiiiii… Brezilya kendi topraklarındaki kıyımını, adalet sayesinde engelledi ya (nasıl olsa bir kılıfına uyduracaklardır yine de, beklersek göreceğiz), Bolivya’da Başkan Evo Morales’in referanduma sunacağı, yağmur ormanlarını ortadan ikiye bölecek ve bu el değmemiş araziyi kerestecilik, petrol, maden arama ve büyük ölçekli işletmelere açacak bu proje Brezilya tarafından finanse ediliyor. Brezilya, kendi topraklarındaki kıyıma izin vermezken, Bolivya’dan geçerek kendisini Pasifik Okyanusu limanlarına bağlayacak dev bir otoyol projesini finanse ediyor.
Avare mu nııııı nınınım işte burada devreye giriyor.
Benim bu işe pek aklım ermiyor…
Haaa, bizde mi? Üç beş baraj, sekiz on siyanürle altın çıkarma ruhsatı verildi a canım. Yöre halkına hiç danışılmadan. Yöre halkının çığlıkları da hasıraltı ediliyor basında. Tartıya vurduğunuzda, birkaç baraj”cık”, birkaç altın arama ruhsat”çığı”, ciddi bir toplama ulaşıyor ama ülke boyutunda.
Avare mu nııııı nınınım!