Önce şunu söyleyeyim…
Hiç kimse bize “gazetecilik dersi” vermeye filan kalkışmasın…
En alasını biz veririz…
Yazıya kafadan böyle ”kızgın, gergin” bir hava yaratarak girdiğime bakmayın siz, kazın ayağı öyle değil aslında…
Akdeniz Bölgesi’nin Amiral Gemisi Yeni Alanya’nın, önceki gün Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in kullanmaya başladığı son model makam aracıyla ilgili yaptığı haberden sonra gelen tepkilere bıyık altından güldüm aslında akşama kadar…
Gerçekler karşısında “çaresiz kalan” insanların, “Günü kurtarmak” adına son çırpınışlarını gördükçe gülümsemelerim daha da çoğaldı…
Anlatayım, siz de gülün biraz…
Güya savunma yapmak adına yaptığı açıklamada ne demiş, MHP İlçe Başkanı Mustafa Türkdoğan…
“Tamamen hayal ürünü, mesnetsiz bir haber”…
Sayın başkan bizi gördüğü rüya ya da hayalleri anlatan gazetecilerle karıştırmış sanırım…
Dün Alanya gündemine damga vuran bu haberin “hayal ürünü” olması için, böyle lüks bir aracın ortada olmaması lazım…
Araç var mı, Adem Başkan bu araca “paşalar gibi” binmeye başladı…
Evet var…
Alanya caddelerinde belediye personeli olan bir şoför tarafından kullanılıyor ve Adem Murat Yücel de makam aracı olarak içine kuruluyor…
O halde “hayal ürünü” filan değil bu haber…
Neymiş efendim, araç son model değilmiş de 2016 modelmiş…
Eeee…
2016 model olunca çocukluğumun en lüks aracı olan “Hacı Murat” statüsüne mi girmiş oluyor…
Güldürmeyin adamı…
Neymiş efendim, araç 1.7 milyon liraya değil de yarısı kadar bir bedele satın alınmış…
Eeee…
Yaklaşık 850 bin liraya alınmış olunca “ultra lüks” olmamış mı oluyor…
850 bin lira dediğiniz rakam, kaç tane asgari ücret ya da ne bileyim, kaç tane belediye başkanı maaşı yapar, hesap ettiniz mi hiç…
Bu nasıl anlayış, bu nasıl bakış açısı, bu nasıl “savunma içgüdüsü” anlayabilmek gerçekten imkansız…
Hanımlar, beyler bakın…
Kimse ne kendini ne de başkasını ”kandırmaya”, olayları çarpıtıp işin içinden sıyrılmaya kalkmasın…
Gerçekten “gülünç duruma” düşüyorsunuz…
Kimse merak etmesin…
Vatandaş, kimin ne dediğini, kimin ne yapmaya çalıştığını, kimin neyin peşinden koştuğunu gayet iyi biliyor…
En başta söylediğimi tekrar edeyim…
Kimse bize “gazetecilik dersi” vermeye filan kalkışmasın…
En alasını biz veririz…
Nokta…
Bu arada laf aramızda, hala gülüyorum kendi kendime…