Aslında…

Kimilerine bir defter kapanır ama bir yandan da yeni bir sayfa açılır... Ya da hiç olmayan ama birden yeni bir şeylere adım atılan güzel kapılar ardına kadar açılmıştır... Karlı düşünceleri beynimizin bir tarafından kaldırma vakti gelmiştir,...

Kimilerine bir defter kapanır ama bir yandan da yeni bir sayfa açılır... Ya da hiç olmayan ama birden yeni bir şeylere adım atılan güzel kapılar ardına kadar açılmıştır... Karlı düşünceleri beynimizin bir tarafından kaldırma vakti gelmiştir, hatta geçiyordur bile.
Bazen sadece başkalarına göre yaşıyoruz. Onların, söylediği tek bir söz bütün hayatımızı etkileyebiliyor. Bize gelen bu fırsatları yanı başımızda olan, o sonuna kadar açılan kapıları bir çırpıda kapatabiliyoruz. Sadece kendi damağımızla, kendi hislerimizle, kendi gözlerimizle, kendi düşüncelerimizle, tenimizle, kulaklarımızla, kalbimizle bir şeyi, bir lezzeti, bir filmi, bir şarkıyı, bir yeri ya da birini beğene bilmemiz ne kadar zor. Hep sözlü, hep doldurulmuş... Hep uyumlandırılmış ve ortak kararlı... İnsanın kendi olabilmesi, en zor eylemi olmuş su hayatta. Çünkü Biriktirmek gerekiyor bazen, hayatın sahnesinden geri çekilmek gerekiyor, uzaktan bakmak, sadece kendi benliğinle konuşmak, canının çektiği kadar olmak, çabasızlaşmak...
Galiba o zaman başlıyor hayat... Yarınlarımıza hep ‘umudumuzu’ sakladık... En iyi planlarımız önümüzde ki seneye. Hele şu iş bir yoluna girsin de, hele bilmem ne olsun geçsin, gitsin, bitsin de, hele çocuklar büyüsün de, ne çok planlarımız oluyor da 5 sene sonrasına iteliyoruz. Ne istiyoruz acaba su hayata? Beklentilerimiz neler? Neden erteliyoruz ki yarına? Ben istemiyorum... Umudum var hala. Güzel bir sayfam var biliyorum. Sevmeye, sevilmeye, yeni dostlar edinmeye güzel adımların atılacağına inanıyorum. Hani olur ya; O içinde büyüttüğün, geceleri içine atıp daraldığın, ’Keşkelerle’ sürekli içini kanattığın, beklerken köleye döndüğün, kendinden kaçtığın, ortada kaldığın, düşündüklerin gerçek olmayabilir aslında... Bazen birden karşılaşmak bütün büyüğü bozabilir, tependeki bulutları dağıtabilir, bir bakmışsın ki tüm soru işaretleri cevaplarını bulmuş olabilir ve işte dün gece çektiğimiz o sıktı var ya birden bire kaybolabilir aslında... Bittiğine üzüle bilirsin ya da yaşanılan anılara sevine bilirsin, yağmur yağdığına asabileşebilirsin ya da bereketine şükredebilirsin, sıcaklardan bunalıp söylenebilirsin ya da havanın güzelliğinin tadını çıkarabilirsin, diyet yapmaktan sıkılabilirsin ya da sağlıklı yaşadığına mutlu olabilirsin, yanındakileri anlamayabilirsin ya da elindekilerin kıymetini bilirsin. Anladım ki hayatta eşittir bakış acılarımız. Nereden bakar nereden görmek istersen, orada yaşarsın. Hangi notada durursan, oradan ses çıkarır... İstersen kış günü en güzel bahar çiçeğisin, istersen yaz günü güneşin rengi siyahtır.
Sorun aramayı bırakalım. Her şey bizim bakış açımızdadır. Benim umudum var... Başlıyorum yeni bir sayfaya, kendi isteğimle açtığım o temiz sayfama. Yaşayalım bir daha, bir daha, bir daha ve yine bir daha... Mutlu günler sizinle olsun.