Antep Sen Jermen

MİZAH yazarı Gani Müjde'nin yönettiği, komedyen Ata Demirer'in başrolünde oynadığı

MİZAH

yazarı Gani Müjde'nin yönettiği, komedyen Ata Demirer'in başrolünde oynadığı "Osmanlı Cumhuriyeti" adlı filmin bir sahnesinde, memleketim Gaziantep'in Kurtuluş Savaşı'nda Fransızlar tarafından işgal edilmesine atıfta bulunularak, "Şampiyonlar Ligi'nde bu sene Fenerbahçe'nin rakibi Antep Sen Jermen oldu" ifadesi yer almaktadır.

Bir Gaziantepli olarak, Paris Sen Jermen'den esinlenerek filmde yapılan bu kelime oyunu hep ilgimi çekmiştir.

Tıpkı, yıllardır "Doğu'nun Paris'i" olarak bilinen Antep'in, son dönemde Alanya'daki turizmciler tarafından yakın markaj altına alınmasına duyduğum ilgi gibi.

Malum, uçak krizi yüzünden Ruslarla aramız limoni, terör saldırıları ve muhtemel patlamalar yüzünden Avrupalı turist de gelmeye korkuyor.

Hal böyle olunca, başkanlığını Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in üstlendiği Alanya Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) yöneticileri, doğup büyüdüğüm Antep Sen Jermen'i, yani Gaziantep'i yakın markaj altına almaya başladı.

ALTAV Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Elvan Güneş ve Kerim Yılmaz önceki gün Gaziantep'e giderek Alanya'yı tanıtmaya başladı bile.

Peki, neden Antep?

Neden Mersin, Urfa, veya Malatya değil de, Antep?

Elbette bu soruya ALTAV adına yanıt veremem ama bir Gaziantepli olarak dilimin döndüğünce bildiklerimi ve hissettiklerimi anlatabilirim.

Birincisi, Antep'in yerlisi tatil yapmaya bayılır.

En garibanından en zenginine, keyfine, zevkine ve rahatına düşkündür.

Misal, trilyon borcu olsun, Pazar günü çalıştıramazsın.

Pazar günleri mangal ayini vardır çünkü her Antep'linin.

Mangalı, eti şişi, bir de 70'liği kapan, ailesiyle beraber soluğu ya Kavaklık'ta, ya Burç'ta, ya da Dülük Baba'da alır, ki bu saydığım yerlerin metrekaresi, bizim Ulaş Emirgan'ın, İncekum Orman Kampı'nın falan yüz bin ile çarpımı kadardır.

Rivayet odur ki, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde merhum Kenan Evren bir Pazar günü helikopterle Dülük Baba'nın üzerinden geçmektedir, yoğun mangal dumanını orman yangını zannederek hemen itfaiyeye haber verilmesini emreder, sonradan durum izah edilince, kebap yemeye sık sık Antep'e gitmeye başlar.

Durum o kadar vahimdir, sizin anlayacağınız.

Her ne kadar son yıllarda kapı komşusu Suriye'den gelen binlerce kaçak mülteciden dolayı yarı açık mülteci kampına dönüşmüş olsa da, Antep'in yerlisi keyfi yerindeyse para harcamasını sever, yeter ki aradığını bulsun, aradığı verilsin.

Alanya, Bodrum veya Marmaris gibi tatil yörelerinin 30-40 yıldır yabancı turiste meyletmesinden ve biraz da yerli turisti ikinci plana itmesinden dolayı, yıllardır hemen yanı başındaki Adana ve Mersin'in lağım kokulu sahil kesimlerinde kumdan imal edilen apartmanlara para gömen Antepliler Alanya'nın tadını bir alırsa, siz asıl filmi o zaman görün.

Alanya Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven'in göreve başladığı ilk dönemde "Alanya Türkiye'nin Miami'sidir" dediği gibi, Antepliler Alanya'nın farkına bir varırsa, adım gibi eminim, o zaman Alanya Miami olmaktan çıkar, Antep Sen Jermen olur, şimdiden uyarayım.

Son yıllarda her köşe başına açılan çiğköfteciler, dönerciler ve kokoreççilerden dolayı Alanya'ya geldiklerinde damak lezzeti konusunda yabancılık çekmeyeceklerine inandığım Anteplilerin Alanya halkı ve esnafıyla buluşması yumuşak olursa, "Avrupalı turist gelmiyor, dükkan kirasını yerli turistten çıkaralım" deyip başta Antepliler olmak üzere diğer güzide memleketlerden gelecek yerli turistler ürkütülmezse, sizi temin ederim, önümüzdeki senelerde Alanya turizminin büyük bölümü sadece yerli turistten elde edeceği yüksek kazançla sezonu mutlu kapatabilir.

Ancak şu da bir gerçek ki...

Turizmci bir dostumun da dediği gibi, yerli turistle uğraşmak, memnun etmek hayli zor, hatta imkansızın ufak biraderidir.

Amacım elbette "yerli turist yersiz endişe" yapmak değil ama Alanya'daki özellikle en yukarıdaki genel müdüründen en alttaki komisine kadar tüm otel çalışanlarının "hizmet verirken yerli turistle mücadele" konusunda özel bir eğitim almaları gerektiğini düşünüyorum.

Tamam, Rusya ve Avrupa'dan istenilen düzeyde turist gelmeyecek ama sırf sezonu kurtaralım derken yerli turistin yaratacağı olası kaoslara da şimdiden hazırlıklı olmakta yarar görüyorum.

Uzun lafın kısası...

Tanıtım ve yerel destinasyon bağlamında Antep güzel bir tercih olmuştur.

Eğlenmesini, yemesini içmesini, gezip tozmasını ve para harcamasını seven Anteplilerin ayağını Alanya'ya bir kere alıştırdınız mı, inanın gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

Ancak...

Az önce de değindiğim gibi, bazı esnaf kesimlerinin yıllardır yabancı turiste uyguladığı kazıklama, kötü muamele gibi davranışların yerli turist üzerinde denenmesi, "krizin ilacı iç pazar olacak" kampanyasını da doğmadan öldürecektir, benden söylemesi...