Yerel seçimlere gidemez.
Ve de oldu bitti ile yönetilemez.
Zaten tüm ülkede bilinçli bir şekilde oy kullanan üç il var.
İzmir, Antalya, Eskişehir.
İstanbul ve Ankara ise hizmet yanlısı iktidar kulu.
Haksız da değiller.
Yerel yönetimlere ayrılan paylar buraya akıyor.
Gelelim şişirilmiş sözde dünya kenti Antalya’ya.
Yeni yasa ile Özel İdare payı bile elinden alınan,
yeni yasa ile 5 ilçe + yüzde 5 payın üzerine eklenecek 12 ilçe + yüzde 1 pay ile buraya nasıl hizmet üretecek Büyükşehir Belediyesi?
Bu sorum tabii ki muhalefet partilerinden biri kazanırsa olur.
İktidar partisi olursa kitabına uydurur.
Bugün Ankara ve oy deposu İstanbul’a nasıl akıtıyorsa.
Açar muslukların ağzını, pardon hazine vanalarını,
Boğaz’dan verir Haliç'e suyu!
Hiç yapamaz ise cami üstüne cami yapar.
Taksim altgeçidi kazar, fantezi yapar.
Kim karışır ki onlara.
Şimdi geldi bir yerel seçim daha.
Değişen bir şey olacak mı?
Hiç zannetmiyor kimse.
O halde kazanan yine taraf olacak, kaybeden ise bitaraf.
Bu mu sunulan adalet düzeni?
Kimse sakın söz etmesin.
Vaat etmesin seçim öncesi
Vatandaşın ayağına gitmeyen hizmetten.
Bu belediyeciliğin günahı, vebali çoktur.
Hele de şimdi il sınırlarına yayılınca hizmet zinciri.
Daha da büyük hizmet ağı.
Antalya, yıllardır seçer hizmet verecek şehreminini.
Nadir olarak kaybeder hizmet seçimini.
Bir sonraki seçimde kaybeder o kişi ve partisi.
Ama yine Antalya kazanır bir sonraki gelecekte.
Bu da kulaklara küpe kalır.
Kandıran siyasilere.