Anksiyete

Amerikan Psikoloji Derneği (APA), anksiyeteyi "Gerginlik duygusu, endişeli düşünceler ve artan kan basıncı gibi fiziksel değişiklikler ile karakterize edilen bir duygu" olarak tanımlar.
Anksiyete zaman zaman birçok insanın hayatında var olan duygular bütünüdür.
Önemli olan bunun sürekli ve şiddetli olarak kişinin hayatını gerçekten olumsuz etkilemesi ve gündelik yaşamlarını aksatmaya başlamasıdır.
Ruh sağlığı bozuklukları tanısal kitabında anksiyete türlerini 6'ya ayırır.
Yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, özgül fobiler, agorafobi, sosyal anksiyete bozukluğu ve ayrılma anksiyete bozukluğu olarak karşımıza çıkar.
Hepsi kendi içinde belirtileri ve tedavi yolları olan ayrı bir rahatsızlıktır.
Peki, neden bazı insanlar anksiyete yaşarken bazıları yaşamaz?
Bunun birçok nedeni olabilir. Aile içerisinde aile bireylerinden birisinde olup kişiye deneyim ve gözlem yoluyla geçmiş olabilir. (Genetik)
Beynimizde yer alan bazı hormonların eksikliği de bu duruma sebep olabilir.
Sosyal yaşamdaki (iş, okul, aile, özel duygusal ilişkiler) zorluklar tetikleyici olabilir.

NELER YAPABİLİRİZ?


Öncelikle kendimizde ve ya çevremizde bu şekilde sıkıntı yaşayan bireylere mutlaka profesyonel destek alması konusunda destek olmalıyız.
Anksiyete ölümcül bir rahatsızlık değildir. Dünyada en sık görülen ruh sağlığı bozuklukları arasında yer alır.
Profesyonel destek alarak bu durumla baş etme becerimizi güçlendirir ve yaşamımıza daha sağlıklı devam edebiliriz. Onun dışında yapabileceğimiz şeyler meditasyon yaparak rahatlayabiliriz, kafein vb. içeceklerde anksiyeteyi tetikleyebilir daha az ve kontrollü tüketmek, spor yapmak, duygularımızı aktarabilecek hobiler edinmek hayatımızı iyileştirme yönünde destek mekanizmalarıdır.
Son zamanlarda gündemde olan Mindfulness içeriğini araştırarak da kendi hayatımızı daha da güzelleştirebiliriz.