Ankara'nın taşına bak!

KURTULUŞ Savaşımızdan kalma bir türkü.

KURTULUŞ

Savaşımızdan kalma bir türkü.
"Ankara'nın taşına bak,
Gözlerimin yaşına bak."
diye başlıyor.

****
Dönem işgal yılları.
Ülke parsel parsel paylaşılmış.
Yurdumuz, İngiliz, Fransız ve İtalyan...
Yetmedi bir de Yunan askerleriyle dolu.
Ateş, kan, ölüm ve esaret diz boyu.
1900’lerin başından beri savaşan...
Evlatlarını şehit veren halk bıkmış.
Asker yok, ordu da yok.
Moral ve istek hiç yok.
Bu türkünün kaynağı bu ortam.
Ve de bu ülkenin adı "eski Türkiye".

****
Bir de yüzyıl sonrasına bakalım.
Yani iktidarın "Yeni Türkiye’sine".
Ülkenin Güneydoğusu yangın yeri.
İnsanlar canhıraş batıya kaçıyor.
Her gün 3-5 şehit veriyoruz.
Analar saç-baş yolarak evlatlarına ağlıyor.
Sokaklar perişan, evler harabe.

****
Bizim sorunumuz yetmezmiş gibi...
Ülkesinden kaçanlar Türkiye'de.
Yurdun her bir yanına dağılmış haldeler.
Sokaklarda yatıp, dileniyorlar.
Avrupalı, bu insanlar için rüşvet veriyor.
Diyor ki, onları sakın bize gönderme.
6 milyar Euro gözlerimizi kamaştırıyor.
Sevinçten eteklerimiz zil çalmakta.

****
Son dört ay içinde yeni bir sorunumuz oldu.
Sorun Diyarbakır'da başladı.
Yoluna iki defa her yeri kana buladı, canlar aldı.
Doymadı Ankara'ya geçti, canlar aldı.
Yetmedi İstanbul'a gitti, yine canlar aldı.
Bu üç şehirde halk sokağa çıkamaz oldu.
Üç kişi kol kola girip gezemez oldu.
Korku, panik ve endişe had safhada.
Acaba ne zaman ve nerede ortaya çıkacaklar...
Bu defa kaç can gidecek paniği yaşanıyor.

****
Ve türkü, yeni Türkiye'de de devam ediyor:
"Ankara'nın taştır yolu.
Her tarafı asker dolu.
Artık yetiş Kemal Paşa.
Kan ağlıyor Anadolu."