Anayasa Mahkemesi'ni elektrik çarptı

YILAN hikayesine dönen kayıp–kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri adı altında elektrik faturalarına yansıtılan kalemler konusunda; Tüketici Hakem Heyetleri, Yerel Mahkemeler ve son olarak da Yargıtay 2014'te...

YILAN

hikayesine dönen kayıp–kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri adı altında elektrik faturalarına yansıtılan kalemler konusunda; Tüketici Hakem Heyetleri, Yerel Mahkemeler ve son olarak da Yargıtay 2014’te aldığı bir kararla tüketicileri haklı bulunca, hükümet tarafından yasa değişikliği yapılarak bu bedellerin tüketiciye yansıtılması mevzuatla uyumlu hale getirilmişti.
Bunun üzerine söz konusu yasanın iptali için götürülen Anayasa Mahkemesi, 28 Aralık 2017’de kayıp kaçak bedeliyle ilgili başvuruyu Anayasa’ya aykırı bulmayarak oy çokluğu ile reddetmiştir.
Asıl görevi, kişi hak ve hürriyetlerini korumak olan Anayasa Mahkemesi, sosyal hukuk devletini "Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirtilerek, sosyal devlet, sosyal adaletin, sosyal refahın ve sosyal güvenliğin gerçekleşmesini sağlayan devlettir" diye tarif etmiştir.
"Hizmetsiz bedel olamaz" ve "Sorumluluğun şahsiliği" ilkeleri gereğince dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim, kayıp ve kaçak bedelleri adı altında, bu bedellerden sorumlu olmayan, bu hizmetleri almayan tüketicilerden haksız yere tahsil edilmesinin hiçbir dayanağı yoktur.
Bir hukuk devletinin bağlı olduğu hukukun evrensel ilke ve esasları ışığında hiç kimsenin, almadığı hizmetten veya tüketmediği elektrik enerjisi bedeli nedeniyle sorumlu tutulması ve başkalarının külfetlerini yüklenmesi kabul edilemez.
Anayasa Mahkemesi, kendi tarifindeki “hukuk devleti” ilkesine uymayan, ancak “kanun devleti” anlayışıyla açıklanabilecek hatalı bir yasal düzenlemeyi Anayasa'ya uygun bularak Sosyal Hukuk Devleti ilkelerini zedelemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu konudaki açıklamasında; "Elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davacıya aittir. Bununla birlikte, tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, yani şeffaflık hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır” demektedir.
Sonuç olarak; Anayasa Mahkemesi bu uygulaması ile hukukun üstünlüğünü yok sayarak, kanunun üstünlüğünü oy çokluğu ile kabul etmiştir.
Bu kadar aleni ve hukuk dışı bir uygulamayı Anayasa'ya uygun bulan Anayasa Mahkemesi'ni, aldığı bu kararıyla elektrik çarpmıştır. Tüketicileri de, haksız ve hukuka uygun olmayan ve asıl ödemekle yükümlü oldukları bedelin yüzde kırk fazlasını ödemekle fatura çarpmıştır.
Ancak geldiğimiz noktada anlaşılan odur ki; bu konu burada bitmeyecek ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşınarak, hak aramaya devam edilecektir.