CHP'li belediyeler "Her şey güzel olacak" diyerek seçim çalışması yaptılar ve çok yerde kazandılar.
Şimdi bir bakalım; kış boyu Alanya’da sık sık bulanık içirdikleri suya yüzde 200 zam yaptılar. Ulaşım ücretleri tavan yaptı. Altyapı çalışmaları diyerek pek çok bölgeyi uzun süre delik deşik bıraktılar. İlçe belediyeleri de "Kentteki yollar bozuk" denildiğinde ASAT'ın çalışmalarını bahane ettiler. Sonuç, her taraftan vatandaşa işkenceye dönüştü.
Türkiye’de 7 milyon çocuk açlık çekiyor. 5.5 milyon genç ve çocuğun hayalleri bile yok. AK Parti yöneticileri "Ekonomik kriz yok" diyerek müşteri dolu kafe ve restoranları örnek veriyorlar. Peki vatandaşın haklarını savunması gereken Ana Muhalefet ne yapıyor? Hiç 7 milyon çocuktan bahsediyor mu? Bu ülkeyi ekonomik yönden bu kadar yaşanmaz hale getiren sebeplerden bahsedip çare öneriyorlar mı? Elbette hayır. Çünkü bir il başkanlığı ya da ilçe başkanlığı koltuğuna oturmak onlar için her şeyden önemli... Medya gündeminde hala CHP İstanbul İl Başkanlığı, Gürsel Tekin ve kayyuma tepkiler var. Sürekli Türkiye gündemini kendi koltukları için meşgul etmeye devam ediyorlar.
Genel Başkan Özgür Özel ise politikasını Sayın Cumhurbaşkanına ve yargıya hakaret üzerine kurmuş. Varsa yoksa Gürsel Tekin, kayyum. Hiç bir konuşmalarında halkın gündemi ile ilgili bir çözüm önerileri, bir projeleri yok. Halkın gündemi CHP, Gürsel Tekin ya da sizin yaptığınız yürüyüş ve miting değil. Bir de iktidara gelince vizesiz Avrupa sözü veriyorlar. Bunda da halkın gözü yok. Çünkü Avrupa’ya bırakın vizesiz gitmeyi, Avrupa’dan gelip alsalar bile vatandaşın gidecek mecali yok. Yine oraya gidecek kesim belli zaten. Yüzde on. Yani verdiğiniz vaat yüzde 10'luk şanslı kesime hitap ediyor.
Genel merkezde durum böyleyken, tek başına kongreye girip kazanınca havalara uçan ilçe başkanları ise daha şimdiden gözlerini milletvekilliğine dikmişler. Yani demek istiyorlar ki; “Bizim derdimiz biziz kardeşim, halk değil.”