Ana başlıklarla 2024 Alanya gündemi

2024 yerel seçim yılıydı. Dolayısıyla Alanya gündemi, öncesi ve sonrasıyla seçime ve onun sonuçlarına göre şekillendi. Sıradan, belli bir takvime göre işleyen Alanya siyasi ve sosyal yaşamı, CHP’nin çok uzun yıllar sonra yerel seçimleri kazanmasıyla 2024’te biraz farklı ilerledi. Dolayısıyla bu değişiklik almanağın sunuş şeklinde de yansıdı. Belki biraz daha siyasi yorumla kaleme alınan yazıyı keyifli okuma dileğiyle…

2023 yılı mayıs ayındaki genel seçimlerde az farkla zafer elde eden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bir sonraki hedefini, muhalefeti bir daha başını kaldıramayacak şekilde ‘gömmek’ olarak belirlemişti. Öte yandan sürdürülmekte olan ekonomik politika gereği ülkedeki resmi enflasyon yüzde 70’lere tırmanmış, bunun faturası da dar gelirli halka yüklenmişti. Halkın da buna karşılık olarak bir başka fatura kesmek için 2024 yılı yerel seçimlerini beklemekte olduğu sonradan anlaşılacaktı.

Ülkenin her köşesine olduğu gibi yeni yılın ilk günlerinden başlayarak Alanya’da da gündem yerel seçimlere odaklanmıştı. AKP İlçe Başkanı Tavlı’nın ALKÜ ÜNİAK’lı gençlerle pedal çevirmesi yılın ilk ilginç görseliydi. ÜNİAK’ın açılımının ‘Üniversiteli Akil Öğrenciler’ olduğunu anlıyorduk. AKP’nin üniversitelerdeki yapılanmasında yer alan akil yani ‘akıllı’ gençlerle Dim Çayı’na bisiklet gezisi düzenleyerek seçim kampanyası açılmıştı. Gençlerle buluşmaya, geçmiş dönem Alanya Belediye Başkanı Yücel de önem veriyordu. Onun buluşmasının görselinde ise ortaokul lise çağındaki, parmaklarıyla kurt işareti yapan daha genç öğrenciler yer alıyordu. Yücel’in, daha oturma ruhsatı alınmamış, yapımı sürmekte olan çok sayıdaki apartman inşaatı üstünde yer alan seçim afişlerinde ise, parmaklar sonradan Rabia işareti şeklini alacaktı.

17 Şubat tarihinde Cumhur İttifakı’nın seçim bürosunun açılışı vardı. Burada konuşan eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Büyük Şehir Belediyesi’nin Alanya’ya hizmet vermediğini, CHP tarafından yönetilmekte olan Manavgat’ın da Alanya’ya doğal gaz getirilmesinde engel olduğunu söyleyerek sözlerine başlıyordu. Akseki İbradılı Turizm Bakanı Ersoy ise dikkatlerden kaçan bir cümle kullanmıştı; Ersoy ‘her türlü ideolojiden arındırılmış bir belediyecilik’ talep ediyordu! Ersoy bu sözleri, siyasi ortağı MHP için sarf ediyor olmalıydı. Oysa 14 Mart’ta yapılan, az sayıda katılımın olduğu, tütsülerin yakıldığı(!) proje tanıtım toplantısında bir önceki dönemin Tokat, şimdinin ise Antalya MHP Milletvekili Abdurrahman Başkan’ın “Üç hilali Alanya burçlarından indirmeyeceğiz” ve “Gök girsin kızıl çıksın” sözleri AKP’lilerin de bulunduğu konferans salonunda buz etkisi yaratmıştı. Sonuçta siyasi bir ortaklık söz konusu idi ve AKP’nin şehirdeki varlığı bu sloganlarla yadsınıyordu…

Ülke genelindeki seçim propagandaları ile Alanya’dakiler bazı uygulamalarda benzerlik taşıyordu. Örneğin, Erdoğan ya da Murat Kurum nasıl “İmamoğlu Kandil uzlaşısının adayıdır” diyorsa, Alanya yerel basınında da CHP adayı Osman Özçelik’in Alanya şehir kulübü seçkinlerinin, otelcilerin ve sermaye sahiplerinin adayı olduğu dillendiriliyordu. CHP’nin rakipleri olan siyasi partilerin meclis aday adaylarının ‘halkı temsil ettiği!’ yazılıyordu. CHP’nin adayları konusunda ise yorum yoktu… Yine başka bir örnekte nasıl Erdoğan, İmamoğlu için “Bu şahıs nasıl olduysa yanlışlıkla bu görevi aldı” diyorsa, Alanya MHP İlçe Başkanı da seçim sonrasındaki bir yorumunda “Piyangodan seçim alan CHP” sözlerini kullanacaktı…

Kandil demişken; CHP’nin rakipleri 18 Mart günü gerçekleştirilen Genel Başkan Özgür Özel’in Alanya mitinginde büyük bir hata yapıyordu. Miting alanında açılan Demirtaş’a özgürlük pankartları ve atılan slogan sonrasında, olayın bir provokasyon olduğunu anlayan CHP’liler pankart açanları meydandan uzaklaştırmışlardı. Bu olayı kullanmakta gecikmeyen siyasi karşıtların çabaları sonuçsuz kalacak, gerçeği kısa sürede fark eden halk sandıkta cezayı kesecekti. Cumhur İttifakı’nın Alanya’daki ikinci kırılması burada yaşanmıştı.

Seçim sürecinde öne çıkan kurum ve örgütlenmeler vardı. MÜSİAD, ALSİAD, MÜTBİR, Alanya Sevdalıları gibi dernekler, Alanya gençlik gibi oluşumlar aday adaylarının, deyim uygunsa ‘önlerinden geçmelerini’ istiyorlardı. Ülkeyi yöneten siyasi rejime yıllardan beri dillendiremedikleri taleplerini aday adaylarına iletmek, onların çözüm önerilerini dinlemek istiyorlardı! Öne çıkan derneklerden ALSİAD’ın Başkanı Emrah Cezirioğlu 20 Mart’ta, seçimlere yalnızca 10 gün kala geçmiş dönem Alanya belediye başkanına ALSİAD’ın şeref üyeliğini sunuyordu. Bir başka oluşum, Alanya Kent Konseyi 74 sayfadan oluşan (ama güncellenirken aynı metinlerin art arda tekrar yazılmasıyla 84 sayfaya ulaşan!) bir yerel bilgilendirme raporunu her başkan adayına ulaştırdı. Bunu 2024 Mahalli İdareler Seçimi Kentsel Sorunlar ve İş Birliği İyi Niyet Sözleşmesi olarak adlandırmışlardı… 21 Mart’ta, ALTSO’ya yeni hizmet binası için bir araya gelen belediye başkanı ile Ticaret Odası Başkanı’nın fotoğrafı basında yer alıyordu.

CHP açısından ise işlerin iyi gitmekteydi. “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek seçim açılışı yapan Osman Özçelik şehirdeki her türlü karşıtını ters köşe yapmıştı. Seçim sloganı olan ‘CHP Alanya ile Buluşuyor’ da çok uygundu. CHP seçimi kazanmaktan bağımsız olarak, örgütlülüğün tadına varmıştı. Kentlisi, kırsalı ve kente göç edeniyle bu hedef altında buluşmuştu. İlk kez olarak çok profesyonelce uygulanan seçim öncesi anketleri CHP’yi açık ara önde gösterirken, bunu bir seçim oyunu olarak algılayan (öyle görmek isteyen!) yerel basının bir kısmı, seçim sonrası düş kırıklığına uğrayacak olan CHP’lileri önceden uyarıyordu!

Seçim sonrası Seçim sonuçlarını Alanya yerel basını, ‘49 bin seçmen sandığa gitmedi’ yorumuyla vermeyi uygun buldu. Bir önceki seçimlerde yüzde 82-83 olan oy kullanma oranı bu seçimde yüzde 79’a düşmüştü. CHP adayı, rakiplerinin neredeyse toplamı kadar oy almasına rağmen, seçim başarısı karşıtları tarafından tesadüf olarak algılandı. Elde edilen sonuçta Süleymanlı tarikatının desteğinin büyük rol oynadığı dillendirildi. Geçmiş dönem belediye uygulamalarının halkta oluşturduğu tepki, yolsuzluklara ilişkin söylentilerin verdiği rahatsızlık ve her şeyden önemlisi artan kentli yoksulluğunun böyle bir sonuca yol açmayacağı sanılmıştı.

Çok ilginçtir, yerel seçim sonucu büyük ‘ferahlama’ duygusu ile karşılandı. Halk seslendirmediği, açıklamaktan türlü nedenlerle sakındığı baskıdan kurutuluşunu bu sözle dillendirmekteydi. Sonuçlar açıklandıktan hemen sonra, her türlü siyasi ya da futbol galibiyeti sonrası şehrin alışık olduğu örgütlü gürültülü kutlamalara CHP yönetimi izin vermemişti. Fark buradan başlıyordu.

Osman Özçelik halkın beklentisinin aksine, devri sabık yaratmayacağını söyleyerek işe koyuldu. Oysa sabık kelimesi Arapça ‘dün’ demekti. Devri sabık bir önceki yönetimi suçlamaktan ziyade dünün sorgulanması, varsa bir düzensizliğin ortaya çıkarılması demekti. Buna mukabil 16 Nisan’da, seçimden iki hafta sonra Alanya belediyesi hizmet binasının üstüne borç alacak tablosu asıldı. Yeni belediye yönetimi yüklü bir borç devralmıştı. Geçmiş dönem başkanının bağlı bulunduğu siyasi oluşum buna büyük tepki verdi. Borçsuz belediyenin olmayacağı, tablonun olası gelirleri oluşturmadığı suçlamasıyla birlikte, geçmiş dönem başkanının bütçeyi misliyle artırmasının büyük başarı olduğu söylendi. Bu sözler yerel basının bir bölümü tarafından destek buldu.

Yerel seçimlerinin ülke ölçeğinde değerlendirilmesinde ilk bomba MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geliyordu. Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmamıştır. Herkes aklını başına almalı, rüzgâr ektiği müddetçe fırtına biçeceği unutulmamalıdır!” sözleriyle bir anlamda seçim sonucunu önemsizleştiriyordu. AKP Genel Başkanı Erdoğan da, “Bunun bir genel seçim olduğunu unutup şımaranlar,

pervasızlaşanlar…” sözleriyle Bahçeli’ye katılacaktı. Bunun yansıması Alanya ölçeğinde de görülecek, seçim sonucunu bir türlü kabullenemeyenler, çok ahlaklı olmayan yöntemlerle daha ilk günlerden yeni belediye yönetimini yıpratma uğraşısına başlayacaklardı.

Yeni yönetim gereksiz araç kullanımına dikkat ederek ilk bir ay içinde 1 milyon üç yüz bin liralık tasarruf ettiğini bildirmişti. Kurumun araç parkının söylendiği kadar zengin olmadığı, Antalya’ya bakım için gönderilenlerin ödemeleri yapılmadığı için rehin tutulduğu açıklanıyordu. Özellikle temizlik için kullanılanların eksikliğinin hizmetlerin aksamasına yol açmaması için gayret gösterildiği belirtildi. Belediye yönetiminin en büyük yakınması kurumun işleyişindeki envanter eksikliği yani mal varlıklarının, alacaklarının, borçlarının, parasının kaydının tutulmamış olmasıydı. Aynı insan havuzu ile çalışarak daha fazla verim almayı planlamak da işin başka bir zor tarafıydı… AKP siyasi iktidarın ‘tasarruf tedbirleri’ adı altında belediye yönetimini zora sokacağı, iş yapamaz hale getirileceği daha ilk günlerden belli olmuştu. Nitekim Erdoğan belediye borçlarının ödenmesi konusunda devletin kurumlarına talimatlar yağdıracak, yılın sonuna doğru da o meşhur ‘silkeleme’ emrini verecekti.

29 Mayıs günü, geçmiş dönem belediye yönetiminin sıkı ilişkide bulunduğu Alanya Turizm Tanıtma Vakfı’nın (ALTAV) seçimli genel kurulu yapıldı. Eski başkan yardımcısı ve bazı üyeler, veda konuşmalarında geçmiş dönem ALTAV Başkanı Adem Murat Yücel’e ikişer kez teşekkür ederek görevlerini yeni seçilenlere bıraktılar. 30 Mayıs’ta MHP İlçe Başkanı Sünbül, Alanya girişine bir yıl önce yerleştirilen direğe tırmanan bozkurt heykelini kaldıranların elini kıracağını açıkladı. 1 Aralık’ta heykel kaldırılacak, sonrasında MHP ilçe teşkilatınca tekrar yerleştirilecekti…

Eski adı Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi olan, sonradan Alanya Üniversitesi adını alan kurumun, daha önceden yapılan anlaşma gereği Özel Hamdullah Paşa Lisesi dersliklerine yerleşme süreci sancılı oldu. Göçmenlere vize veren bir kurumun yönetimine geçen üniversitenin isteğini, şifahi olarak aldığı maddi destek sözlerinin yerine getirilmediğini söyleyerek geciktiren Cumhuriyet Eğitim Vakfı, zorlu bir süreçten sonra yeni yerine okulu taşıdı. Kimlerin kimlere nasıl baskı yaptığını, yalnızca işin içindekiler biliyordu! Belediye yönetimi ilk icraat olarak Damlataş Plajı’ndaki kaçak büfeleri kaldırmıştı. Geçmiş dönemlerde ticari faaliyetine izin verilen büfeler hem ikinci, üçüncü şahıslara yani alt kiracılara devredilerek büyük bir haksız ticari kazanç kapısı yaratıyor hem de bu tür büyük rantın yol açabileceği kriminal tehlikeyi barındırıyordu. Ardından belediye, özelikle şehir merkezindeki ruhsatsız iş yeri denetimlerine başladı. Öte yandan başta, turizmin temel direği olan sahile sıfır otellerde olmak üzere, her alanda doğa kıyımı sürüyordu. Bir büyük otel, hemen önündeki denizin içine taş toprak doldurarak oluşturduğu alana pompa ile kum depolamayı, ceza almasına karşın devam ettiriyordu. Bir Alanya doğu mahallesi muhtarı ise, beldesindeki otelin denizin içine mendirek yapmasını örnek vererek, mahallenin hemen önündeki deniz kıyısı uçurumunu toprakla doldurmayı kendinde hak görüyordu.

Ülke siyasetinde CHP Genel Başkanı Özel’in başını çektiği bir ‘normalleşme’ süreci hemen seçim sonrasında konuşulur olmuş, Erdoğan 17 Nisan’da “Sayın Özel’e kapımız açık” demişti. Ama çok sürmeden Erdoğan dilini değiştirecek, 26 Haziran’da, “Siyasette normalleşme ve yumuşama çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Normalleşmesi ve yumuşaması gereken muhalefettir” diyerek ayarlarına dönecekti. Buradan emir çıkaran Alanya AKP teşkilatı da belediye yönetimi ve CHP’ye eleştirilerini yoğunlaştıracaktı. Yıllardan beri Alanya’da kent disiplinin yok olduğunu dillendirenler bu konuda önlem almaya başlayan belediye yönetimini eleştirerek halkı ve esnafı rahat bırakmasını isteyeceklerdi. AKP İlçe Başkanı Tavlı eleştirinin dozunu artırarak 27 Ağustos’ta, “Alanya turizmini belediye yönetiminin baltaladığını” söyleyecekti!

Oda başkanları geçmiş yıllardan farklı olarak eleştirilerini daha sesli yöneltir olmuşlardı. Bir taraftan enflasyondan yakınırken diğer taraftan da şehir içine turistin gelmemesinin suçlusunu arıyorlardı. Cuma Pazarı 12 Temmuz’da kapalı otoparktan dışarı alınırken üretici ve Pazar esnafının yeri kurayla belirlenmişti. Bu konuda haksızlık oluştuğunu söyleyen Ziraat Odası Başkanı Göktepe, “75 yaşındaki teyzemiz…” diye söze başlayıp üreticinin hakkını arıyor, köylünün milletin efendisi olduğunu söylüyordu… 17 Temmuz’daki geleneksel Gökbel Yağlı Güreşleri’nin her zamankinden çok daha düzenli yapıldığı belirtiliyordu. 2 Ağustos’taki Aşure Günü etkinliği partilerin şovu şeklinde geçti. Devletin Alanya’ya yatırımlarının somut kanıtı olarak işlev gören Karayolları 13. Bölge Müdürü her fırsatta yine geldi. Bir türlü bitirilemeyen Antalya-Gazipaşa Bölge Hududu Yolu’nda AKP ilçe başkanı ile incelemelerde bulundu. 20 Ağustos tarihinde ise arıtmanın denize boşaltıldığını gösterir video dolaşıma sokuldu. Daha sonra bu videonun bir montaj olduğu, Antalya ve Alanya belediyelerini yıpratmak amacıyla yayınladığı anlaşılacaktı. Alanya Belediye Başkanı Özçelik arıtmanın büyük bir sorun olduğunu belirterek, bu konuda kısa ve uzun erimli önlemlerin devreye sokulduğunu açıklayacaktı.

Geçmiş dönem Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu 17 Eylül’de ‘Alanya’nın Sorunları ve Çözüm Önerileri’ başlıklı bir toplantıyı ALTSO’da gerçekleştirdi. Geçmiş dönemden farklı olarak Alanya’da bu tür toplantılar, özellikle ALTSO liderliğinde hız kazandı. Şehirdeki bu liderlik arayışının, ALTSO’nun yaklaşmakta olan seçim dönemiyle ilişkili olabileceği belirtiliyordu. Öte yandan şehirde doğal gaz hattı yapımı sürüyordu. AKP ilçe başkanı yıl sonunda 3.800 haneye bağlantı yapılacağını söylemişti. Yıl sonu geldiğinde 12-13 km hat döşenmiş ama 15 Kasım’da Alanya’ya gaz verildiğini ilan eden Enerya şirketinin, hanelerle sözleşme yapma isteğine karşın hala bağlantı yapılmamıştı. Alanya’dan Anamur’a kadar hat döşemekte olan iktidara yakın diğer şirket Ziver ise kıra döke ilerliyordu.

AKP’nin tek adaylı demokrasi şöleni kongreleri yerel basında büyük ilgi gördü. 15 Kasım’da Belediye Çay Bahçesi yeni şekliyle hizmete açıldı. 2024 yılının gözde derneği MÜSİAD’ın yaptırdığı okulu Antalya valisi gezmeye geldi. Diyanet ve MÜSİAD’ın iş birliğinde kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda konuşan Alanya Kaymakamı Ürkmezer, “Cumhuriyetin Anadolu’ya bilgi yayma çabaları milli eğitim ve din görevlileri tarafından başlamıştır” diyecekti.

Alanya hareketli ama belirlenmiş bir gündem içeren 2024 yılını geride bırakırken, daha normal(!) bir yaşama dair umudunu 2025 yılına taşıyordu