Amiral battı - General battı

Türk ordusunun, şu sırada düşürüldüğü durumlardan, 'Genç subaylar” rahatsız değillerse, ben bir Türk olarak çok rahatsızım! 'Rahatsızlığım”, geceleri uykumu kaçıracak kadar acı çekmem, 'militarist” yani 'askerci”,...

Türk ordusunun, şu sırada düşürüldüğü durumlardan, “Genç subaylar” rahatsız değillerse, ben bir Türk olarak çok rahatsızım! “Rahatsızlığım”, geceleri uykumu kaçıracak kadar acı çekmem, “militarist” yani “askerci”, savaş seven olduğumdan değil… Asker bir aileden gelmiş olmamın. “millet-ordu” geleneğine bağlı olmamın, şüphesiz bu acımda büyük payı var. 27 Mayıs darbesinden sonra askerlerden gördüğüm nahoş muameleler, beni ordu düşmanı etmedi... Yassıada’dan tahliye edildiğim akşam Dolmabahçe'de önlerinde alay sancağı geçen bir askeri birlik görünce göz yaşlarımı tutamadım ve anladım ki beni kimse, hiçbir şey, orduma düşman edemez. Bunun duygusallığı bir yana, ben, gelenekleri, Atatürk ilkelerine bağlılığı ve disiplini ile hiçbir başka orduya benzemeyen Türk ordusunun, Türk milletinin ve Cumhuriyetin en baş ve en son kalesi olduğuma inanırım. Ve şu sırada ülkemiz içeriden ve dışarıdan bir varoluş savaşı verirken, iç savaş fiilen ilan edilmişken, ordumuzun mecalsiz bırakılmasına, komutanlarının düzmece iddialarla “Amiral battı” oynarcasına içerde tutulmasına, duygusallıktan öte, gerçekçi sebeplerle karşıyım ve isyan ediyorum. Yüksek komutanların, kendi hükümetleri tarafından esir alınıp esir kampına konulmaları garabetten öte bir trajedi... Geç kalan adalet, daha mahkum olmadan hapis yattıkları yılları, ailelerinin ıstırabını onlara kim, nasıl geri verecek? Bu çağımızın en büyük insanlık trajedisidir ve tarihe öyle geçecek!
***
Ordu düşmanlarının, bu trajediye uydurdukları kılıf, “Ordunun vesayetinden” kurtulmak, askerlerin “sivil otoriteye” tabi olmaları ve TSK'nın yabancı ordular modellerine uydurulması...
Önce “modeller”, Hollanda, Danimarka, hatta İngiliz, ABD ordu modelleri bizim koşullarımıza uyar mı? Ve sonra hangi “sivil otorite”? Seçilmiş olsalar bile acaba bu hassasiyetleri ve Türk ordusunu kıymetini anlamışlar mı? Türk ordusunu, kendi emel ve inançları önünde en büyük engel telakki ediyorlarsa!..
Bu süreçte, TSK her alanda harcanırken, uydurma CD'lerle amiraller, generaller pespaye dedikodulara dayanan iddialarla “yakalanırken" bir milletin ordusuna güvenini kaybetmesi ne acı! Ve tam orduya en fazla ihtiyaç olduğu sırada… İktidarlar gelir geçer ama o “güven” bir daha kolay geri gelmez.
***
Türk ordusunun kimyası bozuldu. Komutanlar arasına nifak sokuldu. Acaba genç subayların rahatsız olmamalarının bir sebebi, her general, amiral, albay tasfiye edildiğinde terfi yolların açılması mı?
Bu duruma asıl karşı çıkmaları gerekenler, ordu ve komutanlar. Kimse darbe yapmalarını istemez ve tavsiye etmez. Ama susmaları başka şey! İlk komutan tutuklandığında, tavır koymaları, tabir caizse, “sarı öküzü” vermemeleri gerekirdi.
***
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programında Başbakanla ilişkilerinin “saygılı” olduğunu söyledi. Tabi “saygılı” olması gerekirdi ama merak ediyorum; Acaba sevdiğim, saydığım Başbuğ Paşa acaba, tabii saygı dairesinde, Başbakana yapılanlardan şikayetini üzüntüsünü hiç ifade etmedi mi? Bunlar da, onunla mezara mı gidecek?
***
Başbuğ Paşa'nın selefi Işık Koşaner Paşa, beklediği neticeyi alamayınca şerefiyle emekliliğini istedi… Emekli olmak istemesinin gerekçeleri açık-seçik dilekçesinde…
Şimdi yeni Genelkurmay Başkanı Yücel Paşa, Ordusuna yapılan ve yapılmakta olan hareketleri sineye mi çekecek? Hasıraltı “sümen” altı mı edecek? Kısacası, silah arkadaşlarına yapılan haksızlıklara, yakalamalara karşı hiç tavır almayacak mı?
Suskun kalırsa, tarih ve Türk milleti Hilmi Özkök'ü bağışlamadığı gibi, onu da bağışlamaz.
***
“Genç Subaylar” belki terfi yolları açıldı diye rahatsız olmazlar ama biliyorum ki emekli komutanlar çok rahatsızlar. Bu komutanlardan biri acısını belirtiyor, muvazzaf komutanlara soruyor: “Ordunuza yapılan komplodan, hain tuzaklardan hiç mi rahatsız değilsiniz" diye...
Genelkurmay Başkanı, komutanlar, bugün bu olup bitenlere seyirci kalanlar da, belki emekli olduklarında veya tasfiye edildiklerinde rahatsızlıklarını ifade edecekler ama neye yarar!
Şu sıra Türk ordusuna karşı misli görülmemiş bir alçakça yığınak var… Savaş yığınakta kazanılır veya kaybedilir. Bunu en iyi askerlerin bilmesi gerek.