Alanya'nın tavanına asılı kalmış sözler, deyimler ve sloganlar

Alanya'da geçmişte ve hala günümüzde söylenmiş, söylenmeye devam eden sözler, deyimler, sloganlar vardır ki; bunların yankıları halen devam ediyor. O sözler, deyimler ve sloganların peşine düştük  NE zaman, hangi sebeple, kim...

Alanya'da geçmişte ve hala günümüzde söylenmiş, söylenmeye devam eden sözler, deyimler, sloganlar vardır ki; bunların yankıları halen devam ediyor. O sözler, deyimler ve sloganların peşine düştük

NE zaman, hangi sebeple, kim tarafından söylendiğini araştırdık. Şimdi sizlerle zaman tünelinde bir yolculuğa çıkıp, bu sözler, deyimler, sloganlar nelerdir, bir göz atalım. 
FALAN ÖLDÜ, FİLAN ÖLDÜ, BİR GÜN DERLER SİNAN ÖLDÜ
Bu söz, 1800'lü yıllarda Osmanlı devrinde Alanyalı Muhtesip Sinan Ağa tarafından söylenmiştir. Muhtesipin karşılığı vergi toplayandır. Muhtesip Sinan Ağa, medrese tahsili yapmış, bilgili birisidir. Aynı zamanda cami müezzinidir. Kızılkule yakınlarındaki Bâla Medresesi'nde müezzinlik yaparken akşam ve yatsı ezanlarından sonra bu sözü söylüyor. Yani hayatın kısalığına işaret ediyor. 
BALKANDA KALDI, GELEMEDİ BULGAR'DA KALDI 
1912 yılındaki 1. Balkan Harbi'nde şehit düşen Alanyalılar için söylenmiş bir söz. Ben bunu Kargıcak'ta merhume bir bayandan çok duymuştum. Babasının Balkan Harbi'nde kaldığını söylemek için kullanırdı. Bu söz aynı zamanda Alanya'da hala söylenir. 
ANAMUR AGAH, METELİK MUHLİS 
Sözü söyleyen merhum Uzun Ahmet lakaplı Ahmet Gücüoğlu'dur. Şakirzade Ahmet Gücüoğlu Anamur'da bir evde misafir kalırken, parasının bittiğini ima etmek için bu sözü kullanmıştır. Az parası kaldığı için, o dönemde telgraftan da harf başına para alındığı için, mesajını mümkün olan en kısa şekilde karşı tarafa iletmek ve para istemek hedefindedir. Bu yüzden, Anamur'da, Agah'ın evinde olduğunu ve parasının bittiğini 'Anamur Agah, metelik muhlis' yazan telgrafı ile Alanya'ya bildirmiştir. Günümüzde parasının son noktaya geldiğini söylemek isteyenler tarafından bu deyim çok fazla kullanılır.  
AKSEKİ'DEN ÖKÜZ ALDIM ÇİFTİM KALMASIN DİYE, 
SAMANI YATARAK YER, ZAHMET OLMASIN DİYE
Söz, merhum Besim Tokuş'un babası, merhum Uzun Ahmet tarafından söylenmiştir. Öküzlerinin işe yaramadığını, tembel olduğunu ifade etmek için bu sözü kullanmıştır. 
BAKTIN KEŞİŞLEME, ENDE GÜNDE İŞ İŞLEME 
Havanın bozulacağının ifadesi için kullanılır. 
NAVALI AMELESİ GİBİ ÇALIŞIR
Alanyalılar, Ermenek, Bozkır, Hadim taraflarına Navalı der. Buranın insanları çalışkanlıkları ile meşhurdur. Özellikle bağ, bahçe işlerinde iyi çalıştıklarından Navalılar bu alanda meşhurdur. Bu söz de iyi çalışanlar için kullanılır. 
HAVALAR LODOS, YAKTIĞIMIZ YALLOS, 
TUTTUĞUMUZ HANNOS, İŞLER SALYANGOZ
Bu söz, 1950'li yıllarda balıkçılık yapan Çakırların Mustafa Çakır tarafından söylenmiştir. Yallos, kışın yüksek dalgalarla birlikte denizden çıkan odundur. Hannos ise, balıkçılar tarafından tercih edilmeyen, eti kötü bir balıktır. Bu deyim, işlerin kesat olduğunu anlatmak için kullanılmış ve kullanılmaya devam etmektedir.    
PEK AZA KANAAT EDEN AZİMLİ BAKKAL ŞÜKRÜ ARIKAN
Bu tabela aynı zamanda Mehmet Emin Dalabasmaz tarafından da geçmişte kullanılmıştır. Her ikisini de rahmetle anıyoruz. 
ÇİNİOĞLU'NUN KARISIYIM, ALANYA'NIN YARISIYIM, 
ALTINIMI DİZSEM GÖBEĞİME, PEKMEZİMİ DÖKSEM ALANYA'YA İNER
Geçmişte Çinioğlu merhum Mustafa Efendi'nin hanımı tarafından zenginlik ifadesi için kullanılan bu sözün yankıları hala devam eder. 
2 KİLOMETRE FÖTR ZAVLAK
4 KİLOMETRE TOPAL KADİR 
8 KİLOMETRE REGÜLATÖR 
Dimçayı regülatör, yani su kaynağının merkezini kısa yoldan tarif için kullanılmıştır. Bahsi geçen merhum fötr Zavlak, kafasından eksik etmediği fötr şapkasıyla bilinirdi. Merhum Topal Kadir de Dimçayı yolu üzerinde evi çok iyi bilinen bir simaydı. 
ALANYA'DA 4 DEYYUSU BİR ARAYA GETİREMEZSİN
Bu söz 1950'li yıllarda Alanya çarşısında kahvecilik yapan Köroğlu lakaplı merhum bir kahveci tarafından söylenmiştir. Sözün hikayesi şöyledir. Köroğlu'nu kızdırmak için bir anda sade, orta, şekerli, az şekerli kahveler söylenirmiş. O devirlerde kahve, kömür ateşinde, yoğun emekle pişirilirmiş. Köroğlu, cezveleri kömüre sokarken "Şu Alanya'da dört deyyusu bir araya getiremedim" sözüyle Alanya literatür dünyasına girmiştir. Bu söz günümüzde halen Alanya'da müşterek iş yapmanın zorluğunu anlatmak için kullanılmaktadır. 
SÜSLÜ MARİKO GİBİ OLMUŞ
1922 mübadelesi (değişim) ile Yunanistan'a giden Mariko isimli Rum hanımın süslü olması Alanya'da hep anlatılır ve Alanya'da çok süslenen hanımlara 'Süslü Mariko gibi olmuşsun' deyimi kullanılır. Bu söz, Alanyalı Rumlardan kalmadır. 
SALAHOR GİBİ SALAKLIK ETME 
1922 mübadelesinden önce kale surlarından frenk inciri (mantiriç) koparmak isteyen Salahor adlı Alanyalı Rum, dengesini kaybedip surlardan düşerek ölmüştür. Bu olay sonrası, salaklık yapanlara 'Salahor gibi salaklık etme' deyimi kullanılagelmiştir. 
ÜSTÜMÜZDEKİ HABAYA DEĞİL 
HABANIN İÇİNDEKİ BABAYA BAK 
Bu söz, 1950'li yıllarda Alanya'dan Aydın'a satmak için koyun götüren Alanya'nın Payallar Mahallesi'nden Yörük Aşireti mensubu Hapıl Dede'ye aittir. Hapıl Dede, Aydın'da koyunları satmış, üzerinde çobanların giydiği haba ile birlikte kumaş almak için bir mağazaya girmiş. Çok sayıda kumaş topunu indirttirince tezgahtar "Bey amca, sen çok kumaş topu indirttin. Bu kadar kumaşı nasıl alacaksın? Paran var mı?" diye sormuş. Hapıl Dede ise "Oğlum, sen benim üstümdeki habaya değil, habanın içindeki babaya bak" diyerek cüzdanını tezgahtarın önüne atmış. Parasının olduğunu bu sözle ifade etmiştir. Şimdilerde bazen hor görülen insanlar, bu sözü kullanmaktadır. 
BU YAPTIĞIMIZ TURİZM, KURU ÜZÜM DEĞİL
Bu söz 1960'lı yıllarda Damlataş Mağarası'nın kaşifi Galip Dere tarafından, turizmin önemini ortaya koymak için söylenmiştir. 
APİKOĞLU YAPAR DA SİNANOĞLU YAPAMAZ MI?
Bu söz 1960'lı yıllarda Alanya'nın kasaplarından merhum Sinanoğlu Mustafa Efendi tarafından söylenmiştir. O yıllarda Türkiye'de Apikoğlu sucukları revaçtadır. Sinanoğlu Mustafa Efendi de "Apikoğlu yapar da Sinanoğlu yapamaz mı?" diyerek kasap dükkanında sucuk yapmaya başlar. Bu sucukların adı da "Sinanoğlu Sucukları" olur.
DURBANNAS ÇALIM YAYLASI, TÜRKTAŞ GELİM YAYLASI 
Bu söz Türbelinas'ın Türktaş Yaylası'na göre ekim-dikimde biraz daha geri olduğunu, Türktaş'ta özellikle sebze ve meyve üretiminin daha yoğun olduğunu ifade etmek için kullanılmıştır. 
- DEVAM EDECEK -

Bir zamanlar tüm dinginliğiyle Alanya.
 

Soldan sağa: Galip Dere, Sait Baba, Hasan Karacan,  Ali Rıza Helvacı, Nazmi Akbaş.

Uzun Ahmet ve Oğuz Korum.