Alanya’nın gururu O

Başarı üzerine başarı.

O başarılara doymayan bir fenomen…

Her ortamda dillendiririm; iyi bir ağabey, iyi bir dost o.

Dişiyle, tırnağıyla kazıya kazıya geldi bu günlere.
Sadece kendini değil, kardeşlerini de sırtlayarak geldi bu günlere.
Alanya’nın gururuydu, yine gururu oldu.

O başarılarını yurt dışına taşıyan ama bütün bu başarılarına karşın; alçak gönüllüğünü, beyefendiliğini bırakmayan bir Alanya sevdalısı…
Yıllarca Bisiklet Federasyonu Başkanlığı yaptı, yetmedi başarılarını yurt dışına taşıdı.

Evet, o yine kanıtladı fenomenliğini, yine Balkan Bisiklet Federasyonu Başkanı oldu.
Hayırlı olsun demiyorum çünkü hayırlı olacak.
Yine dolduracak oturacağı o koltuğu.
Yakışıyordu o makama yine yaşayacak.
Çünkü “Rol model” bir insan O…
Artık O’na bu gözle bakmak; O’nu, bu açıdan değerlendirmek gerekiyor.
Alanya’nın ve de her Alanyalının, ondan öğreneği çok şey var.
Yani?
Yani Alanya, “Müftüoğlu fenomenini”, masaya yatırmak ve tartışmak zorunda.
Niye?
Çünkü Alanya’nın daha fazla “Eminlere” gereksinimi var ama Alanya, kendi içerisinden başka “Eminler” çıkarmasını beceremiyor.
Beceremediği için de Ankara’ya sesini duyuramıyor, meramını anlatamıyor.
Daha önce de yazdım.

Alanya, Ankara’ya sesini ulaştırmak için, “Emin’den gayrı Emin’ler” yetiştirmek zorunda.
“Nasıl yetişecek ya da kim yetiştirecek o Emin’leri?” bunu tartışarak bulmak zorundayız.
Bana göre Eminleri, Emin Müftüoğlu ve onun gibiler bulup çıkarmalı, onlar yetiştirmeli. Onlar yön vermeli, onlar yol yordam öğretmeli…
Eminlerin devamı gelmeli kısacası…

 

*    *    *


Emin Müftüoğlu’nun ülke çapında akıllara durgunluk veren bir çevresi vardır.
Bu çevre, kendiliğinden oluşmuş bir çevre değildir. Bu çevreyi, Emin Müftüoğlu’nun kendisi yaratmıştır.
Tüm spor çevreleriyle, gelecek vadeden tüm etkili ve yetkili kişilerle, uzun yıllar öncesinden iyi ilişkiler kurmuştur.
Üşenmemiş, yüksünmemiş, bu kişilerin ardına düşmüş; onlara genel, yerel ya da kurum yöneticiliği seçimlerinde (parti ayrımı yapmadan) yardımcı olmuştur.
Sakınmamış, kendi cebinden para harcayarak, kendi arabasıyla; onlarla birlikte şehir şehir, köy köy dolaşmış, olanaklarını bu tür kişilere seferber etmiştir.  


*    *    *

Şunu demek, sözü şuraya getirmek istiyorum.
Hiçbir şey durduk yerde, kendiliğinden olmuyor. Kimse kimseye, durduk yere, pay paye vermiyor.
Bir yerlere gelmek için çaba gerekiyor, özveri gerekiyor, akıl gerekiyor, öngörü, önsezi gerekiyor. Doğru zamanda, doğru insanlarla birlikte olmak, doğru insanları seçmek gerekiyor.
Bütün bunlar için de uzun erimli düşünmek, uzun erimli çalışmak gerekiyor.
Emin Müftüoğlu, bütün bunları başarmış bir insan. Dişiyle, tırnağıyla kazıya kazıya bu günlere geldi. Sadece kendisini değil, daha başka birilerini de sırtlayıp, taşıyarak, bir yerlere getirdi.

 

*    *    *

Ve…
Ve tartışmasız, çok şey verdi, çok şey kazandırdı Alanya’ya…
Her ortamda dillendiriyorum, Emin Müftüoğlu artık Alanya’ya borçlu değil, tam tersine Alanya’dan alacaklı artık.
Keşke daha çok Eminlerimiz olsa…
Keşke daha çok Eminler çıkarabilsek…
Tekrar oturduğu o koltuk için kendisini kutluyorum.
Yakışıyordu o makama yine yakışacak.

Kutluyorum seni kardeşim…