ALANYA’DA gündem bitmiyor, konular tükenmiyor. Her gün, hatta her an yazılabilecek o kadar çok şey var ki, bir köşe yazısı değil, 10 tanesi bile yetersiz kalıyor.
Ama tüm bu konuların arasında, yıllardır süregelen ve artık bir krize dönüşen bir sorun var: Trafik ve otopark meselesi.
Bundan 20 yıl önce yazdığım bir makalenin bugün bile geçerliliğini koruması, benim öngörümden değil, maalesef memleketin sorun çözme konusundaki ataletinden kaynaklanıyor.
Alanya da bu durumdan nasibini almış durumda. Yıllar önce 'yeterli' görülen yollar, şehrin hızla büyümesiyle yetersiz kaldı.
Yeni açılan yollar ise, etrafının anında yeni yapılarla dolmasıyla birlikte, kısa sürede birer tıkanıklık noktasına dönüştü.
Bu sorun, artık kişisel bir rahatsızlık olmaktan çıktı. İnsanlar evlerinin önüne araçlarını park edemiyor, çarşıda 500 metre ötede park yeri bulamıyor.
Tünelde bir kaza, tüm şehri saatlerce felç edebiliyor. Bu durum, günlük hayatımızı zehirleyen bir kısır döngüye dönüştü.
Peki bu döngü nasıl kırılır? Mevcut yöntemlerle çıkış yolu aramak, denize bir avuç su atmaktan farksız. Radikal bir dönüşüme ihtiyacımız var.
Toplu taşıma sisteminde devrim niteliğinde bir değişim kaçınılmaz. Bireysel araç kullanımını azaltacak çözümler bulmalı, modern ulaşım tekniklerini Alanya'ya entegre etmeliyiz.
Otoyol projeleri elbette önemli, ancak Antalya-Gazipaşa hızlı tren projesi, Alanya'nın geleceği için çok daha kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümdür.
Ayrıca, yeni açılacak çevre yollarının, etrafının yine kontrolsüz yapılarla dolmasına engel olacak adımlar atılmadığı sürece, sadece günü kurtaran çözümler olacağını unutmamalıyız.
Her yeni araç, bu sorunun üzerine eklenen bir damla olmaya devam ediyor. Alanya'nın en önemli sorunu olan trafik ve otopark meselesi, bir an önce, kalıcı ve cesur adımlarla çözülmezse, şehrimizin geleceği daha da yaşanmaz hale gelebilir.
Esen kalın…