BİLADER
bizim Gocaasanlı Beleni'nden Husni Goca'yı bilisiniz. Arada bi burda yazıveririm. Husni okudu, dokudu, Alamanca örtmeni oldu. Emme bi cavır garısıla kafayı billedi, vardı geddi Alamanya'ya. Husni'nin bana yolladıı megdubları her okuduumda "Ulan bilader Alanyalı, Alamanya'da da ayni, Fıransa'da da ayni" derim gendi gendime. Adamın aslı neyise o, deeşmeyoru bilader. Husni, 25 senedir Alamanya'da emme orayı da Alanya'ya çevirmiş. Çekoslovagya'dan bi gara cava getirdmiş, regdefe yabdırmış, ıldır ıldır edmiş, binerimiş. Şalvarı, cebgeni, guşaa, sekiz köşe kasgedi var. Alamanya'la Fıransa yakınımış biribirine, bizim Alanya'la Antalya arası gibi deyollar. Husni bi gün Fıransa'ya balıg dudmaya gederkene gara şalvarı geymiş, büsürü sovulcan toplamış da gedmiş sanki Dimçayı'na balıg duta geder gibi. Fıransızlar orda ufag ufag havızlar yapmış. Parayı veririmişsin, içine balıgları dökellerimiş. Yarım saad, bi saadda duddun duddun, dutamassan para da yolemen olurumuş. Husni'nin bu işi aglıma esgi isgeleyi getirdi. Esgiden isgelede biz böcü bokuulan dutardıg engi balıgları, hindi engirde böcü boku da galmadı, isgele de galmadı. Gemiler cavır getiriceg, isgeleyi kiralayanlar da para gazanıcag deyi isgeleye de hasired galdıg.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.