BEDELİ ödenen hakikatler vardır.
Hayat, çoğu zaman gri tonlardan ibaretmiş gibi görünür.
Ancak bazı anlar vardır ki, birileri çıkar ve net bir çizgi çeker: İşte doğru bu!
O an, o kişi çoğu zaman yalnız kalır. Etrafındaki fısıltılar, kuşku dolu bakışlar, hatta açıkça yöneltilen suçlamalarla baş başa kalır. Çünkü kurulu düzen bozulmak istenmez, konfor alanları sarsılır... Doğruları haykıranın sesi, bu uğultuda kaybolmaya yüz tutar.
O kişi, inandığı değerlerin bedelini ödemeye başlar.
Belki işinden olur, belki dostlarından, belki de itibar giyotinleri kurulur.
Yıllar geçer... Zaman, o ilk anın üzerindeki toz bulutunu yavaş yavaş dağıtır.
O gün alay edilen fikirler, görmezden gelinen gerçekler, bir gün yüzüne çıkmaya başlar. O yalnız sesin yankısı, dalga dalga yayılır ve nihayetinde herkes o hakikatin farkına varır.
İşte o zaman, bedel ödeyen o kişi, buruk bir tebessümle hatırlar o zorlu günleri.
O artık haklıdır. Ama bu haklılık, kaybettiği zamanı, çektiği sıkıntıları geri getirmez.
Tarih, bu tür insanlarla doludur. Galileo Galilei, dünyanın döndüğünü söylediğinde engizisyonun karanlık dehlizlerinde bedel ödedi. Yıllar sonra bilimin ışığı, onun haklılığını tüm dünyaya ilan etti.
O ve niceleri, kendi zamanlarının ötesine bakabilen, cesur yürekli insanlardı.
Peki, bu hikâyeler bize ne anlatıyor? Belki de en önemlisi, hakikatin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu olduğunu hatırlatıyorlar.
Alanya'da Ezici'nin "Kral Çıplak" deyişiyle başlayan pestisit kabusu, Türk üreticisinin bilinçlenmesi, denetimlerin sıkılaşması ile yavaş yavaş da olsa mutlaka aşılacaktır.
Bilinçli üreticilerin çoğalması, devletin bu işe daha ciddi denetimler getirmesi, Türk çiftçisinin alın terini daha değerli kılacaktır.
Her hafta gümrük kapılarından dönen sebze ve meyvede de çiftçinin alın teri var ve boş yere heba olup gidiyor.
Oysa bilinçli yapılan tarım hem sağlık hem de kazanç açısından herkes için çok daha avantajlı.
Ezici bu olayın fitilini ateşledi.
Türkiye'de sağlıklı üretimde bilinç uyandırdı.
Çiftçinin kötü niyetli olmadığını, bilgi eksikliğinden kaynaklanan modelin çiftçiyi de mağdur ettiğini dile getirdi.
Alanya'nın bu anlamda diğer bölgelere göre daha temiz tarım yaptığını, testten geçen ürünlerin Avrupa pazarında çok daha yüksek fiyatlara satıldığını belirterek bir anlamda yol gösterdi.
Birçok gıda maddesinin tehlike saçtığına dikkat çekerek "Çocuklar zehirleniyor, kanser vakaları artıyor" diyen tıp insanlarının feryatlarına dikkat çekti.
Tarım Bakanlığı tarafından her ay yayınlanan tağşişli gıda listeleri durumun vahametini ortaya koyuyor.
Çiftçiler bu ülkenin baş tacıdır.
Emeğini topraktan kazanan o nasırlı ellerin daha çok kazanması en büyük arzumuzdur.
Bilinçli tarım ve bilinçli tüketici aynı mutluluğu paylaşsın dileğiyle.
Esen kalın...