Dünyada ilk uygulayan ülke 1894’te Yeni Zelanda oldu. Ardından Avustralya, İngiltere ve ABD'de de uygulanmaya başladı. Türkiye asgari ücret uygulamasını 1936 İş Kanunu ile kabul etti ama kanun 1951 yılında uygulanmaya başladı. Gelişmiş ülkelerde toplam çalışanların ancak yüzde 10'u asgari ücretliyken, az gelişmiş ülkelerde bu rakam yüzde 50-60 gibi seviyelere ulaştı. Almanya'da asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 6-5, Türkiye'de ise bu oran yüzde 46 seviyelerinde. Asgari ücretle hatta daha altında çalışan öğretmenler var. Üniversite bitirmiş yüz binlerce gencimiz yine ırgat maaşına talim ediyor. Sendikaların etkisizleştirildiği "Sarı Sendika" sömürüsü ile "Emek Sömürüsü" at başı ilerliyor. Asgari ücretle çalıştırılan emekçilerin bir sendikaya üye olması çok güç. Grev hakları, üretimden gelen güçlerini kullanma durumları asla söz konusu değil. Bazı işverenler, kalifiye elemanlarını ellerinde tutmak için resmi ücreti asgariden ve kalanı elden ödüyor şikayetlerini zaman zaman duyuyoruz. Bu sayede çalışan emekli olduğunda bile en alt limitten emekli maaşı alıyor ve sömürü emekli olunca da devam ediyor. Cüzdanı kalın işverenlerin üç beş arkadaşıyla bir akşam yemeğinde ezdiği ücretle bir aile 30 gün geçinmek zorunda. Alanya’da kiralık ev ilanlarına göz attım. Ortalama 15 bin lira civarında. Başka söze gerek var mı? Bu rakamların küçük işletmelere maliyeti ise başka bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Küçükken asgari ücreti askere gidenlere verilen maaş diye düşünürdüm. Asker olmadıkları halde, askeri talime mecbur bırakılan emekçiler adına üzgünüm. Esen kalın…