31 Mart Alanya yerel seçim sonuçları ülke genelinin tercihleriyle de örtüşmüştü. Kimilerince “beklenmeyen” olarak isimlendirilen CHP’nin Alanya seçim başarısı, aslında ciddi anketlerde apaçık öngörülüyordu. Anketlere inanmamaktan ziyade, “inanmak istemeyenlerin ve verileri farklı yansıtmak amacında olanların!” çabaları sonucu değiştirmedi…
Sonucun sürpriz olarak karşılanması halkın, üstüne sinmiş olan korkuyla siyasi tercihini daha önce açıkça belirtememesinden kaynaklanıyordu. Türkiye’den bağımsız bir ekonomisi ve sosyal yaşamı olduğu zannedilen, ülkedeki baskıcı rejimden etkilenmediği varsayılan Alanya insanı tepkisini ancak, özgür iradesiyle baş başa kaldığı sandıkta gösterebildi.
Sokaktaki, yerel otorite ile hiçbir anlamda karşılaşmamış, yalnızca yasal işlemleri için kurumla ilişki sürdüren insanlar bile duydukları ile tedirgin durumdaydı. Bir anlamda yasallaşmış rüşvet ve buna bağlı tehditten doğan yılgınlık şehrin bütününde sessizce dile getiriliyordu. Seçimden alınan sonuç bunun faturası oldu.
Yine ülke bütününde olduğu gibi, Alanya’da da AKP seçmeninin oy kullanmaya gitmediği görüldü. Nasıl gitsindi ki; ne ümmetçi ne de Turancı olan, yalnızca yapay bir başarı öyküsünün ardına takılıp gitmiş, güçlü ve otoriter bir liderlik ile kendini tanımlayan halk, hiçbir zaman barışık olmadıkları bir diğer anlayışın arkasında durmak istemedi. Aynı karede poz vererek, söylenenlerin utancını paylaşmadı…
On yıl önce “herkesin başkanı olacağı” sloganıyla başa geçen yönetim, Alanya dışından gelen kadrosuz parti teşkilatı danışmanlarının liderliğinde şehri yönetmeyi seçti. Alanya belediyesi kurumu, tarihinde ilk kez bir parti ideolojisinin yayılmasına kaynaklık ediyordu. On yıl önce halkı içtenlikle selamlayan açık parmaklı eller ikinci dönemin sonunda, belki de genel merkezin talimatıyla, son çare olarak ideolojik parti selamına evrildi. Böylece işaretin ulaştığı, kapsadığı seçmen sayısı seçilmeye yetmedi…
Kazanan tarafa gelirsek… Zafer sarhoşluğunun yaşanmadığını ve parti teşkilatınca buna izin de verilmediğini duyuyorum. Çok uzun yıllardır bir CHP seçim başarısı bekleyen insanların dedelerinin, babalarının mezarını ziyaret ettiklerini de biliyorum. İlginç bir şekilde insanlar duygularını yalnızca “ferahlama” ile ifade ediyorlar. Kimsede herhangi bir kin ya da ilkel öç alma duygusu görülmüyor.
Doğal olarak ve beklendiği gibi, insanımızın fıtratından gelen bir özellikle seçim sonrasında hemen CHP’li olanlar var! Seçim kampanyası boyunca CHP’nin rakiplerinin yanında yer alıp onlarla poz verenlerin, başkanı tebrik etmeye gelişleri gülümsemeyle karşılanıyor. En çok dikkat çekenler ise, mal varlıklarını korumak için her koşulda kazananın yanında olma çabasında olanlar!
Başkan Osman Özçelik’in mütevazı tavrını yanlış değerlendirip, böyle bir şey talep etmediği halde onu dışardan yönlendirmeye, akıl vermeye çalışanların olacağı aşikârdır. Seçim kampanyası sürecinde de sergilediği gibi, son derece dürüst, ahlaklı ve şeffaf bir insan olan Özçelik zamanla; üstenci, kibirli, kaba, kendinden olmadığını var saydığı sosyal sınıflara karşı intikam duyguları güden, onları mülksüzleştirmeye çalışan şımarık bir başkan da asla olmayacak. Bu özellikleri Alanya halkının en büyük şansı olarak değerlendirilmelidir. Ancak…
Özçelik’e oy veren, vermeyen Alanya halkı kendilerini dolaylı ilgilendiren bir yaftalamadan kurtulmak istiyor. Alanya, sıradan yaşayanının aklının alamayacağı ölçekteki inşaat ve emlak geliri üretimiyle, ülke gayrı safi milli hasılasında önemli bir yer tutuyor. Alanya Belediyesi bütçesinin büyük bir bölümü de bu sektördeki imar ve iskân izinlerinden oluşuyor. Dürüst belediyecilik kavramını öne alarak seçilen yeni yönetimin, kamuoyunda yaygın olarak paylaşılan, inşaat gelirlerinin kayıt altına alınmayan bölümlerine ait suçlamaları ele alarak işe başlaması bekleniyor. Aksi halde, devraldığı suçlamalarla yola devam edecek yeni yönetimin eskisinden bir farkı kalmayacağı söyleniyor.
Son olarak da, Alanya Belediyesi kurumunun en büyük yardımcısının, bir önceki başkana 10 yıl süresince açık çek veren Alanya yerel basını olması gerekiyor. Meslek örgütlerinin ve gazeteciliğin saygınlığına halel getirmeyecek ölçekte değerlendirme yaparak, gerektiğinde de eleştirerek, aslında Alanya’ya en büyük hizmeti yapacaklarını onlar biliyor…