Alanya medyası dikkatli ve hassas olmalı…

Her ne kadar fırsat buldukça “evde kalın, sokağa çıkmayın” mesajları veriyor olsak da işimiz gereği “mecburen” sokaklardayız…
Haber sokaklarda…
Yazı sokaklarda…
Fotoğraf sokaklarda…
Hatta “siyaset” bile sokaklarda…
Dünyanın başına bela olan koronavirüs nedeniyle “hijyen ve mesafeli durma” kurallarına harfiyen uymak şartı ile gazeteci olarak insanlarla görüşmelerimiz sürüyor…
İşimiz gereği ziyaretlerimiz, sohbetlerimiz devam ediyor…
Dün de öyle oldu…
Alanya’da kısa sürede “marka haline gelen”, nezih insanların tercih ettiği, gerek lezzeti, gerek kalitesi, gerekse güler yüzlü personeli ile vazgeçilmez bir mekan olan Sardunya Ev Yemekleri Lokantasını ziyaret ettim…
Değerli eşi Başak Hanımla birlikte oluşturduğu harika konsept ile fark yaratan, harika yürekli insan, dostum, arkadaşım sevgili Gökalp Canko ile keyifli bir sohbetimiz oldu…
Koronavirüs belası nedeniyle tüm mekanların yaptığı gibi telefonla sipariş alarak hizmet vermeye devam ediyor, ya da mekana gelen müşteriler, oturmadan istedikleri yemekleri paket olarak alıp gidiyorlar…
İş yoğunluğu eskisi kadar olmasa da “idare eder” kıvamında…
Şunu da söyleyeyim, sevgili Gökalp Canko, “otel sahibi” olarak çok uzun yıllar turizm sektöründe hizmet vermiş, en az iki yabancı dil bilen, eğitimli de bir insan…
Turizm sektörünün, turist psikolojisinin “ciğerini bilir” yani…
Esnafın içinde bulunduğu tüm olumsuzluklara rağmen enerji ve neşesinden zerre bir şey kaybetmeyen sevgili Gökalp Canko, sohbet esnasında Alanya turizminin geleceği adına çok önemli bir tespit yaptı…
Sözlerine “bu zor günler elbette geçecek abi” diyerek başladı…
Ve özellikle “Alanya medyasının çok dikkatli olması gerektiğini” vurguladı…
“Nasıl yani” diye sordum…
“Bu virüs belası yok olduktan sonra, eninde sonunda bu memlekette turizm yapılacak mı”  sorusuyla yanıt verdi…
“Elbette yapılacak” dedim…
“Peki siz Alanya medyası olarak bu kentte koronavirüs vakası var şeklinde haber yaparsanız, bu haberler internet ortamına gerecek mi, mutlaka 
girecek” dedi…
“Yani” dedim, “yanisi şu” dedi ve devam etti…
“Atıyorum bir ay sona, iki ay sonra ya da gelecek sene internet ortamında Alanya’yı sorgulayacak insanların karşısına bu haberler mutlaka çıkacak. Türkiye’de özellikle Alanya’nın vurgulandığını görsen tercih eder misin”…
“Etmem, en azından gıcık kaparım” dedim…
Olay tam da bu işte…
Başta sağlık bakanımız olmak üzere hiçbir yetkili, “şu memlekette pozitif vaka var ya da yok” diye açıklama yapmıyor, yapmamalı da zaten…
Sonuç olarak, “Alanya markasına zarar vermemek” adına hepimiz çok dikkatli olmalıyız…
Küresel Gazeteciler Konseyi Genel Başkanı ve Dim Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, duayen gazeteci Mehmet Ali Dim’in hassasiyeti de bu işte…
Nokta…