Alanya için bir fırsat kapısı

TÜM dünyayı saran Koronavirüs salgını hepimizi derinden sarstı, evlerimize kapandık, ticaret durdu, kayıplar yaşadık. Ancak, her kriz kendi içinde dersler barındırır ve yeni kapılar aralar. Salgın, kişisel hijyenin ve çevresel temizliğin ne kadar hayati olduğunu, el yıkamanın artık bir alışkanlık haline geldiğini bize acı bir şekilde öğretti.

Zor zamanlarda dayanışma ruhu güçlendi. Komşuluk, yardımlaşma ve empati yeniden ön plana çıktı. Toplum olarak ne kadar güçlü bağlara sahip olduğumuzu, birbirimize tutunarak ayakta kalabileceğimizi gördük. Salgın, uzaktan çalışma ve online eğitimin önemini hızla kavratarak, dijitalleşmenin iş yapış biçimlerimize ve eğitim sistemimize yeni yollar açtığını kanıtladı. Evde geçirilen zaman, bilinçli tüketimi ve gıda israfının azaltılmasını teşvik etti. Şehir hayatının yavaşlamasıyla doğayla bağımız güçlendi; parklar ve bahçeler yeniden değer kazandı. Bu süreç, insan olarak ne kadar güçlü ve uyumlu olabileceğimizi gösterdi. Şimdi, Alanya olarak yaşadığımız ekonomik krize de bu gözle bakmalıyız. Bu kriz, bize çözüm için büyük fırsatlar sunuyor. Artık "Nerede hata yaptık?" sorusundan başlayarak, tüm sektörlerde daha profesyonel ve çözüm odaklı bir anlayışa ihtiyacımız var. Özellikle sivil toplum kuruluşlarımıza (STK) bu noktada büyük görev düşüyor. Ortak akılla hareket ederek, Alanya'yı sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de ticaretten sosyal yaşama, baştan sona yeniden güçlü, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir şehir haline getirebiliriz.

"Öldük, bittik" feryadını bir kenara bırakıp, "Nasıl ayağa kalkarız?" noktasına odaklanmalıyız. Öz eleştiri yapmamızın tam zamanı!

Bir fincan kahve bir mekânda 70 TL iken, diğerinde neden 170 TL? Bu fiyatlandırma farklılıklarını masaya yatırmalıyız.

Çiftçinin 5 liraya ürettiği salatalık evimize neden 25 liradan giriyor? Bu fahiş fiyatlandırmanın mantığını sorgulamalıyız.

Gayrimenkul kiralarının neden hala Euro üzerinden konuşulduğunu ve "Canım zaten para harcamaya gelmiş, bir daha bana mı denk gelecek" mantığıyla yazılan bol sıfırlı hesapların temelini tartışmalıyız.

İşini layıkıyla yapanlara selam olsun; ancak daha kapora dolandırılan daire müşterilerini, mahkemelerde yıllardır süren mağdur edilmiş yabancı müşteri davalarını da sorgulamalıyız.

Bu kriz, kendimize gelmemiz için, durup düşünmemiz için ve belki de yetkililerin sert ve kalıcı önlemler alması için eşsiz bir fırsat olabilir. Alanya'nın potansiyeli çok büyük. Bu krizi bir dönüm noktası olarak görüp, daha adil, daha şeffaf ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek bizim elimizde. Ne dersiniz, bu fırsatı değerlendirecek miyiz?

Esen kalın...