Alanya hepimizin

G20'nin Türkiye'de, hem de Antalya'da toplanması, hem ülkemiz, hem de Antalya'mız için çok önemli bir gelişme. Böylesine önemli bir toplantının Antalya'da yapılması tabii ki, Türkiye'nin uluslararası arenada geldiği...

G20’nin Türkiye’de, hem de Antalya’da toplanması, hem ülkemiz, hem de Antalya’mız için çok önemli bir gelişme.

Böylesine önemli bir toplantının Antalya’da yapılması tabii ki, Türkiye’nin uluslararası arenada geldiği noktayı gösterse de, bu başarıda, Alanyalı Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun büyük payı olduğu bir gerçek.

Sayın Çavuşoğlu ile ne kadar övünsek az.

Kimsenin kendi memleketinde kral olamadığı gerçeğini unutmamakta yarar var!

Yılların siyasetçisi Cemil Çiçek gibi başarılı biri bile, Yozgat’ta gereken ilgiyi görmeyebiliyor!

Kimi siyasilerin ya da vatandaşların, salt AK Parti karşıtlığına ya da başka nedenlerden dolayı Sayın Çavuşoğlu’nu eleştirmelerini anlayışla karşılamanın doğru olup olmadığı konusunda bir fikir yürütmek istemiyor, bunun değerlendirmesini siz değerli okurlarıma bırakıyorum.

Sürekli bu köşeden seslenmeye çalışıyorum.

Alanya siyasi anlamda en verimli dönemini yaşıyor.

Bu süreçten olabildiğince yararlanmanın akılcılığı ve gerçekçiliği içinde olmalıyız.

Sürekli proje üretmeliyiz.

Bunu hep birlikte, tüm kurum ve kuruluşlarımızla, siyasetçilerimizle, bürokratlarımızla, vatandaşlar olarak hep birlikte sarmaş dolaş olarak yapmalıyız.

Başarıyı bireysel olarak kimin sahipleneceği üzerinden, bir kutuplaşmanın temellerini atmaya kalkmak, başarısızlığa yelken açmaktan başka bir işe yaramaz.

Başarı, ortak aklın ve kolektif bilincin bir ürünü olarak planlanmalı ve bu şekilde benimsenmeli.

İstisnasız hepimiz, yazarı çizeri, siyasetçisi, sivil toplum örgütlerinde ve derneklerde görev yapan tüm vatandaşlarımız, siyasi kaygılara ve oy hesaplarına dayalı olarak, yerel siyasetçilerimizin birbirleriyle çatışmasından değil, uzlaşmaları üzerine bir vizyona odaklanmalıyız.

Siyasi polemiklere prim vermekten, kimi siyasileri öne çıkarırken, kimi siyasilerimizi şu ya da bu nedenlere dayalı olarak haksız yere eleştirerek, siyasiler arasında bir kutuplaşmanın fitilini ateşlemekten özellikle kaçınmalıyız.

Marifetin iltifata tabi olması gerçeğinden yola çıkarak, başarılı olanları överken, diğerlerini de başarılı olmaları için teşvik etmeliyiz.

Bu, yağcılık ya da yalakalık olarak değerlendirilmemeli.

Toplum olarak, güçlülere dönük belli bir kıskançlık içinde olduğumuzu, birbirimizin ayağına çelme takmaktan haz duyduğumuzu düşündüğümüzde, öne çıkan, belli başarılara imza atan insanlarımızı eleştirmeyi, onları yerden yere vurmayı, bir meziyet sanmanın aymazlığı içindeyiz.

Bazı beyinler, birini ya da birilerini eleştirerek kendilerine bir paye kazandıracaklarını sanabiliyor!

Sanırım bu tür insanlarımızın sayısı bu toplumda oldukça fazla.

Toplum olarak, bu ilkelliği ve şark kurnazlığını benimseyenleri alkışlama ve de yüceltme saçmalığı içine girenlerimizin sayısı da oldukça fazla.

Bu ülke de, bu Alanya da hepimizin.

Ülke genelinde ve de yerelde her tür olumlu şeylerden de, olumsuzluklardan da direkt ya da endirekt olarak şu ya da bu biçimde etkilendiğimize göre, her şeyin olumlu gitmesi için çalışmamızın, hepimizin menfaatine olacağını da düşünmemizde yarar var.

İnsanları birbirine düşürmenin, onları anlamsız bir biçimde çatıştırmaya, bu anlamda yarıştırmaya çalışmanın da kimseye yararı olmayacağını artık anlamamız gerekir.

Aslında siyasetçilerimizin, yerele dönük siyasi yaklaşımlarıyla, genele dönük yaklaşımları arasında fark olmalı.

Yerel konularda yapıcı bir biçimde uzlaştıkları taktirde, genel siyasette ne yaparlarsa yapsınlar, fazla tepki çekmeyeceklerini bilmelerinde yarar var!