Alanya eskiden konuşur tartışırdı

Alanya ‘nasihat’ yerine ‘musibet’ ile akıllanmayı şiar edinmiş bir şehirdir. Bu yıl da elhamdulillah bu konuda eksikli kalmadık. Son olaylar sonrası yakınmalar ayyuka çıkıp, Hüseyin Baraner gibi gerçek turizm duayenleri ‘acıları söyleyince’ denetimler ‘giderayak’ arttı.


Oysa, örneğin bundan elli yıl öncesinin masum turizm beldesi Alanya’da sezon öncesi toplantılar yapılır, alınması gereken önlemler masaya yatırılırdı. O yılların göreceli demokratik Türkiye’sinde şehrin kaymakamı, henüz kurumsallaşmamış olan şehir bileşenlerini bir araya getirir, konuşur; kuralları hatırlatırdı.


Sonrasında da devam etti… 1990’lı yıllar, günümüz Türkiye’sini andırıyordu. Turizmin getirdiği zenginlik şehri sorunlara boğmuş, parsadan pay alma savaşı kanunsuzluğu getirmişti. Konuşmak gerekiyordu; bunun için gerekli ortamlar hazırlandı.


Alanya belediyesi ek binasını 1991 yılında tamamlayarak her türlü gösteri için hizmete açan Belediye Başkanı Cengiz Aydoğan, bu mekanda halk toplantıları yapan ilk lider oldu. 1992 Birleşmiş Milletler Rio Çevre Kalkınma Konferansı’nın getirdiği Yerel Gündem 21 gereğince Kent Konseylerinin oluşturulması kararlaştırılmıştı. Alanya bunu yine Aydoğan liderliğinde ilk kez, 4 Eylül 1996’da Kent Meclisi adı altında yaşama geçirdi.


Alanya’nın eski kaymakamı, o günün ise Sivas Valisi olan Aydın Güçlü’nün de ‘halktan birisi olarak’ katıldığı toplantı çok geniş yelpazeyi içeriyordu. Valinin, “böylesi geniş bir halk katılımında her türlü konunun konuşulması, hatta kamu kuruluşları eleştirisi yapılması gerektiği” sözlerini notlarımın arasına almıştım. Vali devamla, “bu tür toplantıların yılda üç kez gerçekleşen(!) belediye meclisi oturumları öncesi yapılması halinde, kamuoyu yaratılarak fikirlerin olgunlaşmış olarak irdelenebileceğini” söylemişti.


20 Aralık 1997’de, bu kez daha sezon satışları başlamadan ALTİD’in, tur operatörlerine özel kıldığı ama çok geniş bir halk katılımının yer aldığı toplantı çata çat tartışmayla geçmişti. Toplantıya katılan dönemin yeni atanmış kaymakamı Cengiz Gökçe çevreyi koruyarak gelişen yumuşak turizmden, makro olarak turizm sektörünün çıkarını gözeterek yani tüm unsurları birleştirerek hareket etmenin gerekliliğinden bahsetmişti.


5 Temmuz 2000 tarihli kent meclisi toplantısının başkanlığını ise Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu yapmaktaydı. Yasal bir statüye oturtulan, Sipahioğlu tarafından karar mekanizması değil, yalnızca belediye meclisinin işleyişine rehberlik edecek bir yapı olduğu hatırlatılan kent meclisi bir düş kırıklığı oldu. Yine de yoğun tartışmalar yaşandı.


Sipahioğlu, öncülü olan Aydoğan’dan Yıldız Teknik Üniversitesi ile ilişkileri devralmıştı. Üniversite 3 Kasım 2001’de ‘Arama Konferansı’ adı altında bir ‘beyin fırtınası!’ gerçekleştirdi. Rektör konuşmasında, “Alanyalının Alanya’ya ilişkin taleplerini belirlemek için burada olduklarını, toplantıların etkileşim de içerdiğini, sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket eden kararlı bir belediye yönetiminin isteği sonucu sorunlara sahip çıkmak ve çözüm üretmek üzere geldiklerini” söyledi.


Bundan başka Alanya’da, birisi 20 Aralık 1992, diğeri ise 6 Şubat 1994’de hizmete giren iki yerel televizyon kanalı ile şehirde müthiş bir tartışma ortamı yaratılmıştı. Halk ve yöneticiler günümüzdeki sosyal medya kullanımından farklı olarak karşılıklı fikir alışverişinde bulunurdu.


Dediğim gibi; Alanya eskiden konuşur, tartışır, ondan sonra karar alırdı…